29 Eylül 2009 Salı

ÖRDEK

Koskoca şehirde su yok, çimen ve yeşillik yok.Vak vak diyemiyosun.
Hemen birileri rahatsız oluyor.
Ama yumurtanı alan çok.
Gel seni yemek yapalım diyen bol.
Büyük şehirde yaşanmaz abicim.Herşeyi sorun..

İTFAİYE HER AN YANIMIZDA










İtfaiye Haftası sebebiyle Gaziosmanpaşa meydanında İstanbul İtfaiyesi kullandığı araçları sergiledi.Kırma, açma ve benzeri araçlar hakkında bilgi verilirken acil yardım ve afet durumunda neler yapılması gerektiğini anlatan kitap halka dağıtıldı..

MAVİ OKUL

Okullar açıldı.Her taraf cıvıl cıvıl.Her taraf mavi..
Okulların çoğu masraflara yetişemiyor.Veliden istiyor.Devlet verme diyor.
Ama durum ortada.Vermesen olmaz, senin çocuğun okuyor.En önemlisi herkesin verecek durumu yok.Bu arada eklemek lazım, okula verecek para yok varsada az.Makam araçlarına yenilemek için para var..
Gerçek olan şu; makam araçları olmazsa hizmet olmaz,
asıl olan makam araçları..

28 Eylül 2009 Pazartesi

UNUTKANLIK BAŞA BELA

Unutmak bizlere mahsus, hele bizim ülkemizde unutmak bir gelenek..
Evet , yanlış duymadınız, gelenek olmasa bile alışkanlık.
Arabalarda, eşyalarımızı unuturuz, sınav tarihini unuturuz, vergi ve faturayı ödemeyi unuturuz...
Bunun yanında elle tutulmayan ama belkide daha önemli şeyleri unuturuz, unutuyoruz..
Bir kaç hafta önce selde vefat edenleri, evleri perişan olanları,
Şehitlerimizin bu vatan için hayatlarını bırakıp gittiğini,
Dünyanın belkide en güvenilmeyecek insanlar grubunu oluşturan siyasetçilere dikkat etmeyi,
Kocaeli Depremini,
Zamları ve vergi artışlarının, asgari ücret artışının çok üstünde oluşunu,
Verilen sözlerin tutulmamasını,
Herkesin anayasada eşit olduğunu ama parası veya makamı olanların hep daha ilerde olduklarını,
Çernobil kazasını,
Avrupa ve Abd'nin demokrasi dersi vermelerine rağmen Peşmergelere sadece Türkiye'nin kucak açtığını,
Yine çok sevilen ve örnek gösterilen şimdilerde destekleri beklenen Ab-Abd ikilisinin Bulgaristan'nın soydaşlarımıza yaptıklarına ses çıkarmamalarını,
Avrupa'nın göbeğinde demokrasi ve insan haklarına rağmen göz göre göre Boşnakların ve diğer masum insanların yokedilmesini izlemesini,
Irak, Afganistan'a demokrasi adı altında ölüm getirlmesini ve BOp başkanlarının memnuniyetle izlemelerini,
Bir çok kamu kuruluşunun satılmasına rağmen, dış borcumuzun kabarmasını,
Batı Trakya'daki Türkler'i,
Irak'ta kırmızı çizgiyi ve ezilen Türkmenler'i,
Kıbrıs'ta Rum'ların Türkleri katlettiğini,
Dağlık Karabağ'da Ermenilerin Azerileri katletmesini,
Cep telefonlarından bir sefere mahsus alınacak vergiyi,
Ergenekon'un bir tarih olduğu bir terör örgütü olmadığını,
Silivri'deki dava ile Almanya! Deniz Feneri davasının basına sızdırılması veya sızdırılmamasının kanunlar önünde uygulanması veya uygulanmamasını,
Mecliste bulunan tüm partilerin aslında daha önceki zamanlarda memnun olmadığımız ve eleştirdiğimiz partilerden olduklarını,
Anadolu'muzun doğusuna sağlık, eğitim ve hizmet vermek için giden yüzlerce belkide binlerce hemşire, öğretmen ve memurun hangi amaçla şehit edildiğini,
Sigara ve alkolün sağlığa zararlı olduğunu,
Bazı yazarların bir kaç sene önceki yazdıklarının şimdikinin tam tersi olmasını,
UNUTTUK...
Unuttuklarımız konusunda yazılacak çok konu var, ilk anda aklımıza gelenler bunlar..

25 Eylül 2009 Cuma

1970'LER

1970'ler , 1980'lerin ayrı bir tadı var.
O yıllarda da hayat pahallılığı vardı.Zamlar vardı.
Günümüzde de zamlar, zorluklar devam ediyor.
Şimdilerin şarkılarını dinleseniz hiç tad bulmazsınız, anlamı yoktur yada kafanızda yer etmez..
Müziği ayrı, sözü ayrı güzel..
O yıllar başkaydı..
OLMAYA DEVLET CİHAN'DA
Usta terzi dar kumastan bol gömlek diker Dogru tartan esnaf rahat huzurlu gezer Egrinin ve dogrunu hesabi mahserde Dünyada biraz huzur herseye bedel Sagligin nasil gülüm sen ondan haber ver Ilac neye yarar vade gelmisse eger Halk icinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sihhat gibi Han senin hamam senin konaklar senin Tarla senin ciftlik senin bag bostan senin Diyelim ki dünya mali tümünden senin Agiz tadiyla yersen bir seye benzer Sagligin nasil gülüm sen ondan haber ver Ilac neye yarar vade gelmisse eger Halk icinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sihhat gibi BARIS der biraz tuzum ekmegim olsa Buz gibi pinar suyundan bir testim olsa Birde söyle püfür püfür bir cinar gölgesi Kac kula nasip olur ki keyfin böylesi Bir lokma ye bir yudum ic bir oh cekiver Ilac neye yarar vade gelmisse eger Halk icinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sihhat gibi

KÜÇÜK KIZ
Küçük kız , küçük kızSöyle bize nerdeydinKüçük kız, küçük kızSöyle nerdeydinDün sabah bekledikOynamaya gelmedinDün sabah bekledikHiç görünmedin.Sormayın halimi ah neler olduYüreğim sıkıştı, gözlerim dolduBaşıma gelenler eğer bilsenizÇok üzüntü duyar, ağlardınız sizVah vah seni çok solgun gördükVah vah gerçekten çok üzüldükBöyle harap etme kendiniHaydi söyle bize nerdeydin.Dinleyin çocuklar bebeğim var yaHani uzanınca gözünü kapar yaHani oturunca açar yeniden
Dün sabah oynarken düştü elimden
Kırıldı……….
Eskileri hatırlamak mı, Nostalji mi?
Bence eski zamanlar..

23 Eylül 2009 Çarşamba

ÜÇ POLİTİKACI

Bu resim e- postayla gelmiş, kime ait olduğunu bilmiyorum.(Resimdeki ''yazı'' sahibine ait olabilir.)
Resimdeki şahısları , her zaman bir arada, iş birliği içinde aynı zamanda ülkemizide sorunsuz, hastaneleri kuyruksuz, fakirsiz, terörsüz, huzurlu ve başarılı görsek; hayal mi olur?
(Görmedim, duymadım, bilmiyorum.)

21 Eylül 2009 Pazartesi

MİNİ SÖZLÜK

Cu; su
Mama; yemek
Minini; banane
Manna; panda
Oyda; orda
Duttum; küstüm
Ababa; araba
Bababa; babaanne
Bubka; çorap
Nunana; kucağına
Emme; ekmek
Da; çay
Dasti; yastık
Minana; bitane daha
Boba; çorba
Amga; amca
Apkapka; ayakkabı

13 Eylül 2009 Pazar

BUTİK OTEL

Turizm sektöründe ; herşey dahil konsepti gibi, Butik otel kavramı ortaya çıktı.Butik oteller gittikçe yaygınlaşmaya başladı.Diğer otellerden daha küçük, daha sakin ve daha az kişiye hizmet ediyor.
Eyüp Semti çok hareketli olmasına rağmen otel bakımından yetersiz.Buradan hareketle yeni oteller yapılıyor.
Fotoğraftaki de bu otellerden biri;
Nevbahar Hatun Konağı,
beş yıldızlı olduğu girişte belirtilmiş..

AYRINTILAR ÖNEMLİDİR

'' Birinci Dünya savaşı başlangıcında, 1914'de dünya petrol rezervinin
% 57'sini kontrol eden Osmanlıların nasıl parçalandığını artık herkes iyice öğrendi.Şimdi ise '' bir varil petrol için'' bile Türkiye üzerinde ne oyunlar oynanıyor?..
....
Hırant Dink, Ermenistan'a da büyük eleştiriler yapıyordu.''Soykırımı yoktur diyeni hapse atarım'' yasasını çıkaran Ermeni koruyucusu Fransa'nın tavrına da karşıydı.
....
Resmi talep: ''Tek hak din İslamiyet demeyin!''
....
İngilizler niçin ''Türkiye'ye anlamını bozarak yani ''Türklerin yaşadığı yer'' anlamında değil de, ''hindi'' anlamında ''Turkey'' diyorlar?
Turkey, kelimesi İngilizler'in uydurduğu bir kelime.Bizde, ... bu kelimeyi doğruymuşu gibi almışız!Tarih bilincine bakın!Yıllardır bizi yönetenlere bakın!..
İngiltere kendini ''great (büyük)'' olarak tanımlarken..
Bir hatırlatma.''Köleler Ülkesi'' anlamına gelen Habeşistan adını Etiyopya olarak değiştirdi.
....
Batı diye bir şey yoktur.Bu hayali bir kavramdır.
.....
Nereye gidiyoruz?
....
Biz terörist ilan edilen ülkeye, Suriye'ye bedava su verirken, Bulgaristan'dan para vererek su almışız!.. ..KKTC yıllardır kuraklık çekiyor.
....
''Türkiye'ye kurulmuş tuzaklara karşı uyanık olmaya çağırmak'' xxx'i rahatsız etmiş.
....
Meal'in sonunda, parantez içinde (Kitabı Mukades, Markos 10.25; Luka 18,25) yazıyordu!..
...
...maddi sıkıntı içindeki öğrencilerden zorla para topladı mı?
...
Yasa var ama, görevliler nerede?.
....
Köroğlu Dağları'nın adı Pontus Dağları olarak yazılmış.''
_________________________________________________
Yazılar (alıntılar), Hulki Cevizoğlu'nun EY TÜRK İSTİKBALİNİN EVLADI 2 adlı kitabından alınmıştır.
Bu ve bir çok farklı bilmediğiniz önemli konuları bu kitaptan okuyabilirsiniz.
Ayrıntılar önemlidir.
Gerçekler göründüğünden çok farklı olabilir..
Okumak ve araştırmak (bizleri ve sizleri) aydınlatır...

12 Eylül 2009 Cumartesi

TATLARIN VE RENKLERİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ








İnsanlığa sunulmuş en yararlı , en renkli , en cıvıl cıvıl ve en tatlı şeyler..
Sebzeler, meyveler kısaca yeşillikler..
Tütün ve alkol gibi sağlığa, keseye zararlı değiller.
Kurum ve is yapmaz,Yediden yetmiş yediye herkes rahatlıkla kullanabilir..

12 DEV ADAM VE SEL

Bir kaç yazımız gerçekçi ama biraz karamsar oldu.
Ne yazık ki iyi şeyler az..
Yinede iyimser olmakta fayda var, her şeyin iyi yanını görmek lazım.
Örnek; selde can kaybımız ve maddi kaybımız çok ama en azından barajlarımız doldu, zor da olsa kurtarılan vatandaşlarımızla can kaybı en aza indi.
Yüzümüzü güldüren konulardan bir tanesi ise basketbolda
HUH HA, ON İKİ DEV ADAMIMIZ
iyi sonuçlar almaya devam ediyor.
Bu günde son şampiyonlardan İspanya'yı devirdi ,
On İki Dev (TÜRK yada moda deyimle TÜRKİYE'Lİ) Adam...
On İki Dev Adam'a çok ihtiyacımız var..

TEKERRÜR

Tarih tekerrürden ibaret (miş).
Hakikaten öyle.
Terör sorunu için ağlıyoruz, çözülecek deniyor, yıllardır devam ediyor yani tekerrür ediyor..
Deprem-ler aynı şekilde, ağlıyoruz, söz veriyoruz ,değişmiyor..
Seller ve diğer afetler içinde aynı; ağla, söz ver, üzül, tekrarlansın..
Yıllardır hayat pahallığı devam ediyor alt gelirli inliyor, son zamanlarda enflasyon oranı düşük çıkıyor ama dar gelirlinin cebine nedense uğramıyor.

10 Eylül 2009 Perşembe

YORUMSUZ YAZILAR 10.9.9

Bu manzara karşısında kahrolan yetkililer istediği kadar konuşsun. “Doğa olaylarının doğal afetlere dönüşümü engellenebilir bir olgudur.”
Ama dere yatağına bina yaparsan, çukur yere tır garajı yaparsan, kanalları yetersiz yaparsan, afete davetiye çıkarmış olursun.
Eh, afet de eşek değil. Davet edersen gelir. Davete icabet etmek gerektir çünkü.
Ankara Büyükşehir Belediyesi
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yeni Adalet Yılı'nı açış konuşmasında "adalet personelinin sorunlarını da" gündeme getirdi.Çözümü için "öğütlerde, önerilerde" bulundu.
Bakın “görülmemiş afet” diyorlar.
Görüldü halbuki.
Hem de “görülmemiş” diyen basınımızın burnunun dibinde...
Basın Ekspres Yolu’nda görüldü.
*
Aynı yer, aynı dere.
1995’ti sene.
*
Kimdi belediye başkanı?
Şimdiki Başbakan.
Kimdi İSKİ müdürü?
Şimdiki Çevre Bakanı.
Asfaltta kayıkla geziyoruz...
Kimdi kayık müdürü o günkü?
Ulaştırma Bakanı bugünkü.
*
15 senedir İstanbul’u...
7 senedir ülkeyi yönetiyorlar.
Depremde, evden çık!
Karda, evden çıkma!
Yağmurda, üst kata çık!
Gözleri var görmezler, diyor ya...
Görülemiyor hâlâ.
İkinci yarıda da orta sahası olmayan milli takımı, ne yaptığını anlayamadığımız milli takımı izliyoruz. Blazeviç sahadaki iyi zamanlı değişikliklerle onbiri daha diri tutarken, bizimkilerin enerjisi tükeniyor.
Tekrar başa dönelim ve bir kez daha ibadetlerin özü, ruhu diyelim. O ruh sadece Hakk'ın rızasını gözetmekle elde edilir. Cennet ümidi, cehennem endişesi bile ruhu yakalamak için bir engeldir.
Yazıyı bir menkıbe ile bitirelim: Rabiayı Adeviye bir gün bir elinde su dolu bir kova, diğer elinde ateş dolusu bir kürekle sokakta yol alır. Sorarlar, 'Nedir bu hal?' diye. "Su ile cehennem ateşini söndürmeye, ateşle cennet köşklerini yakmaya gidiyorum." der. 'Neden?' denildiğinde ise, "İnsanlar cennet ümidi ve cehennem korkusu ile değil, sadece Allah aşkı için ibadet yapsınlar." diye cevabını verir.
BİR: AKP’li bir arkadaşım, “Herkes bize çatıyor... Sanki yağmuru AKP yağdırıyor” deyince dayanamadım, şöyle dedim: “Tayyip Bey, İstanbul’a başkan seçildiğinde ‘Tayyip geldi / bereket geldi’ diyordunuz... Çok yağınca Allah’tan, kararında yağınca Tayyip bereketi... Ne iş?” AKP’li arkadaş sustu kaldı, iyi mi?
İKİ: İstanbul Valisi Muammer Güler, “Bu sele hiçbir altyapı dayanamaz” demiş... Acaba Vali Bey’e Londra’nın altyapısını inceleme cezası mı versek?
ÜÇ: Farkında mısınız? 23 kişi ölmüş... Ama şu ana kadar “nerede devlet” diye bağırana rastlamadım.
DÖRT: Tarih tekerrür ediyor: Ayamama Deresi yine taşmış. Ne diyordu Tayyip Bey’in de hayranı olduğu şair Mehmet Akif: “Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar / Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
BEŞ: Kadir Topbaş, “Bu tablo İstanbulluların tedbirsizliğinin sonucudur” demiş... Bence biz yine de “Olaya olumlu tarafından da bakalım: Barajlardaki doluluk oranı rekor seviyeye ulaştı...” şeklinde bir açıklama yapmadığı için dua etmeliyiz.
Not; yazılar ilgili linklerden kısa alıntılardır.

9 Eylül 2009 Çarşamba

AÇILIM 999

Açılım 999; 09.09.2009.
Bugünün açılımı Tabiattan; sel..
Siz yeşili korumazsanız, gerekeni yapmazsanız,
yeryüzü size bu şekilde açılım yapar.
Ne yaptık ki karşılık bekliyoruz; mazgallar tıkalı,
yatırımlar ya yok, ya yetersiz...
Fabrikalar, yollar en verimli, ağaçlı ve yeşil yerlere yapılıyor.Hala da bu böyle devam ediyor, fabrikaların filtreleri ya çalışır ya (genelde) çalışmaz,
ilgililer ilgisiz kalır.
Üçüncü köprünün güzegahı da ormanlık alan içinden geçer.
Açılıma dönelim; yapılan açılımlardan ne karşılık gördük , hiçbir şey.
Bize yurt dışından açılım geldimi yok.
Yada dolaylı olarak, çuval, bop gibi olumsuz açılımlar.
Anayasada herkes eşittir.Evet.
Bu konuda ilgililer ilgisiz kalmışsa mahkemeler ve savcılar gereğini yapsın, geriye dönük olsa bile.
Neymiş kart, kurt, kar sesi; bunu diyen kişinin yaptıkları veya söyledikleri kendini bağlar, genele nasıl maledilebilir.
Yanlışlık yapanlar cezasına katlanmalı.
Ama, benim veya senin bürokratın, görevlin olamaz...
Herşeyin ilki ve sonu vardır.
Asıl olan adalettir.
Herkes eşittir.

YORUMSUZ YAZILAR 9.9.9

"Bize olacağını söylediklerinizle, bu yol haritası birbirini tutmuyor. Hayır mı şer mi?"
Kamyonların olmaması, krizi gösteriyor.
Lüks araçlarda, herhalde tatile sadece zenginlerin çıktığını.
8.9.2009 Habertürk Gazetesi
Devlette de böyle, doktor ne kadar hasta muayene ederse o kadar kazanır.
8.9.2009 Habertürk Gazetesi
Başbakanlık Acil Durum Yönetimi, son can kaybı sayısını ve ilk hasar durumunu açıkladı: İstanbul ve Tekirdağ'da 31 kişi öldü, kayıp 2 kişi aranıyor.
Maliye Bakanlığı'nın sağlık harcamalarını kısmak için muayene katılım payına yaptığı zam memurları üzecek.
Azerbaycan ayakta: Bunun adı ihanet
Vodafone Türkiye'nin İkitelli Basın Ekpres yolu üzerinde bulunan veri santrali, yoğun yağış nedeniyle bu sabah kullanılamaz hale geldi.
Genelkurmay: Havadan ve karadan 97 kişi kurtarıldı
Baykal’la Bahçeli’nin yüzünden...

İSTANBUL'DA SEL

Her şeye açılım yapılıp bu ülkenin en gerçekçi sorunlardan biri olan Erozyon sorununa bir açılım getirilmezse olacağı budur.
Yine üzülürüz, konuşuruz, şunlar yapılmalı deriz.
Ve sonuç; pekte bir şey değişmez..
Siyasete alet edilir bu konu, üzerinden tüm taraflar siyasi olarak faydalanmaya çalışır, olan vatandaşa olur.
İkitelli'deki sel felaketi 10-15 yıl kadar önce de olmuştu, bu kez farklı olarak ölüm var..
Felaketlerin olması ve seblerinden önce HIZLI bir şekilde kurtarma ve yardım yapılmalı.
Ama bu durum da yeteri kadar hızlı mı, tartışılır.
Bazı yardımlar veya işler;
rakip partinin istemediği veya bazı! vatandaşların belkide oyları yüzünden, düşünceleri yüzünden
gerçekleştirilememesine sebep oluyor.
Ne kadar basit, hemen kılıfı hazır.
Birde önceki zamanlarda izin vermişlerdi olayı var; şimdilerde veya biraz öncesinde sorunları çözmeye yönelik girişimlere yasak mı vardı.
O günlerde izin verenlerin çoğu başka partilerde yine görev yapıyor, bürokratlar çalışmıyor mu?
Geriye dönük hesabı sorulamaz mı?
Bunlara rağmen yanlış yapılmışsa niye izin verilmiş , niye elektrik, su, telefon, gaz gibi hizmetler verilmiş oralara?
Sebep; rant mı, oy mu?

6 Eylül 2009 Pazar

30 AĞUSTOS'TA İSTANBUL


30 Ağustos Zafer Bayramı'nı bütün illerimizde coşkuyla kutladık.Bu güzel vatanın nasıl kurtulduğunu , şehitlerimizi ve gazilerimizi hatırladık.İstanbul'da önceki yıllardan farklı olarak Deniz Kuvvetlerimizin geçit töreni vardı.Çok güzel bir tören oldu.Ne yazık ki bulunduğumuz yere fazla yakın olmadığı için uzaktan izledik.Yinede o coşkuyu yaşadık.Bu günlerde; o günleri hatırlamak daha bir önem kazanıyor..Gemileri izlediğimiz yer, Dolmabahçe Sarayı idi.Ziyaretçiler uzun kuyruklar oluşturmuştu.Hafta sonu ve Milli Bayram olması sebebiyle..

5 Eylül 2009 Cumartesi

EYÜP HAREKETLİ BİR SEMT







Çok sık ziyaret edilen bir semt olan Eyüp'te Ramazan Ay'ı hareketli geçiyor.
Televizyonların canlı yayınları ve ziyaretçiler neredeyse günün 24 saati faaliyet içindeler.
Feshane'de çeşitli ürünlerin ve firmaların standları rengarenk..
Canlı yayınlardan birinde Yaşar Alptekin, yönetmeniyle görüşme halinde.

ELEKTRİK EKİMDE ZAMLI

Elektriğe yine zam geldi.
Oran % 10.
1.1.2008______________% 19
1.7.2008______________ 21
1.8.2008______________ 0.06
1.1.2009______________1.18
1.4.2009______________1.58
1.10.2009_____________10 (21)
Enflasyon oranının üstünde elektriğe zam yapılıyor.
Ve özellikle kışa girilirken..Vatandaş için en faydalı zamanlarda..
Akaryakıtta ilginçtir; 20 kuruş zam olur arkasında 1 veya 2 kuruş indirim olur.Uluslararası piyasada indirim ya yansımaz, ya geç yansır yada az yansır.Ama uluslararası piyasada çıkış olursa en kısa zamanda en yüksek oranda (?) yansır..

2 Eylül 2009 Çarşamba

BASIN ÖZETLERİ


Bu Trabzon’dan davacıyım hâkim bey
Gebze’de oturan bordo-mavili fanatik taraftar Sıdkı Narman, lige kötü başlayan Trabzonspor’u mahkemeye verdi.


Şehit olmadan iki gün önce oğlu ile telefonla görüştüğünü anlatan Fatma Erkmen, “Oğlum bana, ‘Anne, Erdoğan ‘açılım’ dedi, buralarda terör bitti, beni merak etmeyin’ demişti” diye konuştu.


Devlet, ne kadar geç kalınmış olsa da, GAP’ı bir an önce tamamlamalı.Buna paralel olarak, bölgedeki feodal sistemi bitirici önlemler almalı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sağlık sektörüne en fazla harcamanın bu dönemde yapıldığına işaret ederek, sağlığa yapılan harcamanın bir bedelinin olmadığını söyledi.

http://yenisafak.com.tr/Politika/Default.aspx?t=02.09.2009&c=2&area=4&i=208821

BU KİMLİGE İYİ BAK

Şehidin eşi Seher'in, 'Kimse ağlamasın, boynumuz bükük değil. Ben şehit eşiyim' sözleri herkesi kendine getirdi. Şehidin kayınbabası İsmail Hakkı Büyüktopçu'nun cebinden çıkardığı kimliği havada sallayarak yaptığı şu konuşma ise tarihi nitelikteydi:

BAŞBAKAN OLURSUN
Bu ülkede yaşayan insanlara söylüyorum. Bu kimlik her şeye yeter, bu kimlik gerekirse insanı Başbakan yapabiliyor, gerekirse Cumhurbaşkanı seçiyor, gerekirse Genelkurmay Başkanı yapıyor. Bundan daha başka ne isteyebiliriz. Birlik olalım, dirlik olalım.
İş adamı Halis Toprak'ın, 'Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) Toprak Grubu şirketlerine atadığı yöneticilerin, İstinye'deki Aslanlı Köşk ve Beşiktaş'taki Toprak Center satışlarının iptali için açtığı davaları geri çekerek görevlerini kötüye kullandıkları' gerekçesiyle TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 13 TMSF yöneticisi hakkında suç duyurusunda bulunduğu bildirildi.

Alınmayan gaz için İran'a iki milyar dolar daha ödenecek
Doğalgaz tüketimindeki düşüş enerji yönetimini 'iki arada bir derede' bıraktı. Kriz ortamında peş peşe yapılan zamlarla faturaları ka-baran aboneler kombiyi kısınca geçen yıl kullanılmayan gaz için İran'a 704 milyon dolar ödenmişti. İlkbaharda yapılan indi-rimler de tüketimi artırmayınca bu yıl da İran'a 'al ya da öde' şartından dolayı 2 milyar dolar daha ödeneceği tahmin edili-yor. Tüketimin artırılması için bazı sektörlere ÖTV'siz gaz verilmeyi planlanırken uzmanlar 'acilen indirim yapılsın' diyor.

Fatura her zaman olduğu gibi hastaya çıktı!
Sağlıkta fatura hastaya çıktıSGK ile özel hastanelerin anlaşmasında fatura hastalara çıkacak. Özel hastanelerde katkı payı yüzde 30’dan yüzde 70’e yükseliyor
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) hemen her ay değiştirdiği uygulamalara bir yenisini daha katmaya hazırlanıyor. SGK, özel hastanelere tedavi için giden hastalardan alınan katkı payını yüzde 30’dan yüzde 70’e yükseltecek.Bütçe açığı, hükümetin sağlık harcamalarını da kısmasına sebep oldu ve özel hastanelerde alınan katkı payının yüzde 30’dan yüzde 70’e çıkması kararlaştırıldı.
Vatandaşa sormuşlar: “Kürt açılımı hakkında ne düşünüyorsun?” “Şu an açım” demiş, “Görüş beyan edecek halim yok.”
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun ulan!" yazılmalı o plakalara...Ön cama "Hamili plaka yakinimdir" kartı, arka cama "Devlet malı deniz, binmeyen keriz" kartı yapıştırılmalı.
Özel yollar yapılmalı mesela...
Gizli tanıklara gizli oturum gerek. Tek dil, tek bayrak,
tek ulus diyenlere ağır mı ağır yaptırım gerek.
Vurmayan füzeye 430 milyon lira
Hedefleri vurmadığı için kullanıcısı Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından istenmeyen tanksavar füzesi Eryx projesinde 5 yıldır süren dava sonlandı. Mahkeme Türkiye'nin ödediği 280 milyon euronun sadece 75 milyon euroluk bölümünün iadesine karar verdi. Ödenen 430 milyon lira çöpe gitmiş oldu.
Çirkin TRT, saygısız yayıncılık!..
Allahtan Eurosport var.. Allahtan Eurosport'da seyirciye ve spora saygı duyan, ekran başına derslerine çalışıp gelen sunucular var da, Dünya Atletizm Şampiyonasını izlemek için TRT'ye muhtaç olmuyoruz.. Atletizmi, adı Dünya Şampiyonası da olsa spordan saymayan bir yönetim anlayışı.. 25 yıldır atletizm anlattıkları halde, hâlâ bu sporu öğrenme zahmetine katlanmayan sunucular.

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır