29 Ağustos 2009 Cumartesi

ÜÇ BÜYÜKLER AVRUPA'DA

Üç büyük takımımızın grup kuraları dün çekildi.Ne yazık ki Trabzonspor'umuz ve Sivasspor'umuz elendi.
Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş, B Grubu'nda yer alıyor...
Uefa Avrupa Ligi'nde ise temsilcilerimiz F ve H Grup'larında yer aldı.
F Grubu
Panathinaikos FC (GRE)
Galatasaray SK (TUR)
FC Dinamo 1948 Bucureşti (ROU)
SK Sturm Graz (AUT)
H Grubu
FC Steaua Bucureşti (ROU)
Fenerbahçe SK (TUR)
FC Twente (NED)
FC Sheriff (MDA)
Beşiktaş'ın iş biraz daha zor görünüyor.Fakat bütün takımlarımız, disiplinli ve dikkatli olursa gruplarından çıkmamaları için hiçbir sebep yok.Bu sene mutlaka Avrupa'dan Türkiye'mizebir Avrupa Kupası gelmeli..

27 Ağustos 2009 Perşembe

KÜÇÜK HESAPLAR

Kredi kartının yıllık aidatını iptal ettirmeye çalışıp, 45 TL ile masrafları azaltmayı düşünmek...
Halk Ekmek'ten ekmek alıp hem sağlıklı hemde ekonomik beslenmek...
Limon kalmayınca, çorbaya portakal sıkmak (tadı güzel oluyor)..
Araba almaktansa taksi veya otobüs kullanmak, bir sürü masraf, park yeri ve ikinci sevgili (arabayı çok sevmek ve ilgilenmek anlamında!) dertlerinden kurtulmak..
Normal ampul yerine tasarruflu ampul kullanmak (zararlıymış diyorlar, içindeki civadan dolayı (?))..
Pazarlara, akşama yakın gitmek..
Çay ve ayran yapmak için İski suyunu kullanmak..

25 Ağustos 2009 Salı

GÜVENLİ YOLCULUK


Güvenlik sorununu bu şekilde halledebilirsiniz!
Yada, görüntüdeki gibi onun güvenliğini siz sağlarsınız

ÖMÜR KISA

"Şunları bir araya toplayayım , bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.Mutfak işinden de anlarım.Donattım sofrayı.Bayağı uğraştım.Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.Bayağı da para gitti.Birinin yediğini öbürü yemez, ötekinin içtiğini beriki içmez.Dört kişilik sofra kurdum.Mumları da yaktım. Bak hepsi, Erick Satie severdi. Hatırladım.Müziği de ayarladım. Geldiler.20 yaşında ben, 35 yaşımda ben, 40 yaşımda ben ve bugünkü ben, dördümüz.Birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.Kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.Yatıştırayım dedim."Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı.Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.Evin de içine ettiler. Bende kabahat.Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine.Ömür dediğin üç gündür,dün geldi, bugün geçti, yarınsa meçhuldür,O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür..''
E-posta adresime gelen bir yazı (alıntı)..
Basit bir hikaye ama çok şeyler anlatıyor.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

ANLAŞILMAZ GÜNDEM

Devlet okullarında veliden para istemek yasak ama isteniyor...
Adresi belli eden! dikkat buyurun ikametgah belgesi (yerleşke belgesi) değil kendi adınıza fatura isteniyor.Yoksa ne olacak...
Anayasada herkes eşittir yazıyor ama şehit olanlar hep gariban,
gariban olmayanlar daha rahat ve şehit olmayacak
yerlerdeler (parası ve her türlü mevkii olanlar)...
Yasalarda eşitlik vurgulanıyor, dil, din , cinsiyet ve ırk ayrımı olmaz, olamaz, olmamalı;
son günlerde ki açılımın konusuna bakınız..
Millet; vekili için mi olmalı, Milletvekili milleti için mi olmalı..
Dokunulmazlık kalkacak dendiydi yıllar önce ama hala kimse dokunamıyor.Fakat alt gelirliye herkes dokunuyor.
Sonuç; içimizden birileri doğru mu (!) söylüyor?

OTOMOTİVDE ÇOK MARKALI ÜRETİMLER

Bazı firmalar ortaklıkları sebebiyle, bazılarıda ortak olmadan kendi markalarının dışında üretim yapmaktalar..
Magna adlı Avusturya firması kendi markası olmamasına rağmen (?) başka marka ve firmalara üretim yapmakta.
Türkiye'de de bazı firmalar bu şekilde çalışmaktadır..
Karsan; J9 minibüsleri önceleri Peugeot sonrada Karsan
markasıyla imal etmekte..
Peugeot ve Citroen grubuna; Partner ve Berlingo,
Renault Trucks'a; kamyon,
Hyundai Trucks'a küçük tonajlı kamyon, imal ediyor.
Tofaş; Fiat'ın yanında Peugeot ve Citroen içinde imalat yapıyor.
Hattat Tarım ise Valtra, Massey Ferguson ve Hattat markalarıyla
traktör imal ediyor.
BMC ise önceki tarihlerde ERF markasıyla İngiltere'ye ihracat yaptı,
1985'lere kadar
Leyland, Morris, Austin, Nuffield ve Land Rover markalarıyla imalat yaptı.
Şu anda sadece BMC markasıyla imalat yapıyor.
Otokar; Otokar, Land Rover ve İveco markalarıyla imalat yapıyor.
Artık faaliyet yapmayan Askam; Dodge, Desoto , Fargo ve Hino
markalarıyla imalat yaptı.

23 Ağustos 2009 Pazar

SÜTLÜCE'DEN ÜSKÜDAR'A

Sütlüce'den kalkan küçük gemilerle, küçük bir Haliç ve Boğaz turu yapabilirsiniz.Biz yaptık.Suyun her iki yanını da çok rahat inceleyebilirsiniz, İstanbul'un tadını çıkarabilirsiniz.
Sırasıyla Feshane ve Eyüp semti, etkinlikleri ve tabii ki Eyüp Sultan Camii, Piyer Loti tepesi (kahvesi) rahatça görülebiliyor.Sıcak ve tatlı bir rüzgar eşliğinde Koç Müzesi'ni, güzergahtaki camileri, uzaktan heybetiyle Süleymaniye Camii, Ayasofya Camii, Fatih Camii,
Altın Boynuz'u birleştiren köprüler ve Boğaziçi Köprüsü, boğazın trafiğini ve onu izleyen devasa turist gemilerini, tüp geçit çalışmalarını, boğazın azalan ağaç topluluklarını (!) ve şu anda aklımıza gelmeyen bir sürü şeyi izledik..
Bu arada, Beyoğlu Belediye'sinin etkinliklerinden biride, eski Galata Köprüsü'nün Beyoğlu tarafında kalan ayaklarında, standlar ve iftar çadırı olarak gerçekleşiyor.
Üsküdar Belediyesi'ninde iftar çadırı iskeledeki yüzer platformda yer alıyor.
Tüp geçitin Üsküdar ayağında çalışmalarda hızla devam ediyor.
Üsküdar İskelesi ; (arkadaş ve sevgililer anlamında) randevulaşmak
için çok uygun!
Üsküdar; sahil boyunca gezmek veya deniz manzarasında
vakit geçirmek için ideal..
Biraz yukarı boğaz boyunca yürürseniz, (Nusret Baba'nın) Ekmek Teknesi , Hayat Bilgisi ve daha bir çok tv dizisinin çekildiği Kuzguncuk semtini görebilirsiniz..

22 Ağustos 2009 Cumartesi

RAMAZAN'DA EYÜP

Eyüp semti, Ramazan ayında, İstanbul'un en çok ziyaret edilen yerlerden biridir.O kadar çok ziyaret edilir ki; yoğunluktan, yollar işlemez hale gelir(di).
Bu kez yemek yenecek yerler ve standlar Feshane tarafına alınmış.İftar çadırı Eyüp Sultan Camii'nin arka tarafında İmarethane'nin olduğu; padişahların törenle kılıç kuşandığı yolda hizmet veriyor.Yaz olduğu için cabrio seçeneği kullanılmış! Yol boyunca masalar ve sandalyeler yolu kapatmadan düzgün bir şekilde yerleştirilmiş. Eyüp Sultan Camii ve meydanı daha rahat gezilir veya ziyaret edilir hale getirilmiş.
Yine Eyüp Belediyesi, bu sene yeni bir uygulamayla
her mahalleye belli günlerde İftar veriyor.Ayrıca belli saatlerde metrobüse ücretsiz minibüs seferleri var.

20 Ağustos 2009 Perşembe

OKU YORUM 21.08.2009

___Ramazan geldi, hoş geldi..
Birde garibana, işsize, asgari ücretliye sormak lazım!
Yakında Bayram var.
___Özellikle yazılı ve görsel basında,
Ramazan; eğlence ve yemek yemek olarak vurgulanıyor!
Acaba sadece öyle mi?
___Depremzedeler basına göre protesto yapıyormuş;
kendileri için yapılan konutlardan çıkarılıp yerlerine bürokratların yerleşmesi sebebiyle.Depremzedelerin yerinde olsak ne yapardık?
___Okula kayıt için gidiyorsun, hemen boğazın düğümleniyor;
5 milyar getirdin mi?
Şimdiki parayla 5000 TL.Özel değil devlet okulundan bahsediyorum.
İnşallah düşüreceğiz, enflasyon gibi..

19 Ağustos 2009 Çarşamba

BEKÇİ

Bekçi
Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak, 500 TL maaşla, bir bekçi işe almaya karar verir. Bir süre sonra düşünülür ; ‘’Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak’’ Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere, 750’şer TL maaşla, iki kişi işe alınır. Bir süre sonra ‘’İşleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz’’ diye düşünülerek, 1.000’er TL maaşla, iki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar . Bir süre sonra ‘’ Bunların maaşları hesaplanıp nasıl ödenecek ‘’ diye tartışılır ve 1.500’er TL maaşla, bir muhasebeci şefi, bir katip, bir de istatikçi işe alınır. Bir süre sonra ; ‘’Peki bunlardan kim sorumlu olacak.’’ Diye düşünülür ve 5.000 TL maaşlı bir müdür ve 3.000’er TL maaşla iki de müdür yardımcısı işe alınır.
Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır...
Anonim bir hikaye.E- gruplardan okumuştum.Bu olaya benzeyen çok şeyler duyduk.Bir de ateş olmayan yerden duman çıkmazmış derler..
Bu tip trajikomik olayların hiç olmadığı yada hiç olmayacağı
bir ülke görmek istiyoruz..
Yetimin hakkı lafta değil her an hatırlanmalı.Bir de Hz. Ömer'in adaleti.

18 Ağustos 2009 Salı

FESHANE

Feshane; son yıllarda, tarihi yapısı, geniş mekanı, ulaşım açısından merkezi bir yerde olması sebebiyle fuar, sergi ve Ramazan etkinlikleri için biçilmiş bir kaftandır.Karayolu yanında deniz yoluylada ulaşım açısından sorunsuzdur.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarında faaliyet gösteren Feshane, 1839 yılında ordunun üniforma ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulmuştur.1939 yılından itibaren Sümerbank adıyla faaliyet devam etmiştir.
Fotoğrafta, Feshane girişinin üstündeki Tuğra ve Osmanlıca yazılar yeralmaktadır.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

OYUNCAKLAR VE ARABALAR


Otomobil, ulaşım, taşımacılık, arabalar hepsi hayatın vazgeçilmez parçaları.Onlarsız hayat olmaz.Ciddi konulardır.
Çocuklar oynarken bir yerden başka bir yere gitmeyi seviyorlar.Hele kendi çabalarıyla gidiyorsa tadı başka olur.Bazen gidemeyen bir şey olsa bile oyun olunca yanından ayrılınmaz.
Bu oyuncaklarla oynayanlar ya bu mesleklerle uğraşıyor yada hobisi oluyor.Yada arabası..
Arabasız bir hayat zor, oyuncaksız bir hayatta zor!

İDARECİLERİMİZİN EŞLERİ RESMİ GÖREVLİMİDİR

İdarecilerimizin eşleri resmi olarak görevli midir?
İdareciden kastımız; ülkemizin en büyük kadrosundan en altına doğru resmi görevlileri (buna askeri idarecilerimiz de dahil).
Zaman zaman basında çıkıyor; xxxx eşi restore ettirdi, yardım yaptı, ziyaret etti.. İdarecilerimizin hepsi, sevelim veya sevmeyelim, belli dönem sonra görevlerini bir sonraki seçilen veya atanan kişiye devrediyor.
Eşlerin belli çalışmalara katılmaları doğal.
Fakat , devlete ait olan şeylerin ihtiyacı olanlara verilmesi eşin yardımı mıdır (yapanlar için), devletin yapması gereken midir?
Ve yapılan yardımlar kamuoyuna açıklanmalı mıdır açıklanmamalı mıdır..
İdarecilerimizin eşleri bu konuda ne kadar sorumludur?
İlgili haberler;

15 Ağustos 2009 Cumartesi

NEFES

Yakın tarihimizden gerçekleri konu alan bir film..
Bir aksilik olmazsa Ekim 2009'da sinemalarda gösterime girecek.
'' NEFES; Güneydoğu’da Irak sınırına yakın bir ilçedeki komando tugayında bulunan ve Karabal Tepesi’ndeki röle istasyonunu korumakla görevlendirilen bir yüzbaşı komutasındaki 40 askerin hikayesidir.
Buz gibi sulardan geçtiler, tepelere tırmanıp, yamaçlardan indiler…
Güneşte kavruldular, iki gün iki gece..
Ellerinde tüfekleri… Sırtlarında evleri… yüreklerinde sevdikleriyle…
Sınır nedir, neresidir bilmezdi çoğu… Emir almadıkları, emir de vermedikleri bir hayattan, her şeyi emirle yaptıkları bir hayata geçtiklerinde sınırları da gördüler..
Mevzilerde beklediler.. Korudukları telsizden analarıyla, babalarıyla, sevgilileriyle görüşebilmek için telefon sırası beklediler…
Kendilerini neyin beklediğini bilmeden günlerce, aylarca beklediler Karabal Tepe’de…
''
Film ile ilgili bilgi için;

14 Ağustos 2009 Cuma

DENİZ; GÖKYÜZÜ VE KARA







Flat Ofis'te, Temmuz ayında gerçekleştirilen
bir fotoğraf sergisinden görüntüler..
Deniz, gökyüzü ve kara muhteşem bir şekilde fotoğraflarda buluşmuş.
Bu fotoğrafları çeken sanatçıya bir kucak dolusu teşekkür.

İNSANLIK ÇİN'DEN GEÇMİYOR MU







Eyüp'te bulunan tarihi Sıbyan Mektebi'nde;
geçtiğimiz günlerde
fotoğraf sergisi gerçekleştirildi.
Uygur Türkleri'ne Çin'in yaptıkları
tekrar hatırlandı...

BETON ARTIYOR TOPRAK AZALIYOR




İstanbul'dan beton blok manzaraları..
Yağan yağmur toprağı göremeden kanalizasyon sistemi sayesinde kendini denizde buluyor.Yeşil alanlarımız ise öyle veya böyle, siyasi veya provakasyon, gerekli veya gereksiz şekilde azalmakta. Söylenecek çok şey var ama hiç önemi yok.
Gelecekte, en önemli şey SU,
fakat onu tutacak toprakta onun kadar vaz geçilmez.

TARİHİ BİNALARIN SONU


Özellikle, İstanbul ve İstanbul gibi eski şehirlerde, tarihi binalar, özelliklerinden dolayı herhangi bir işleme tutulamıyor.Çok azı restore edilebiliyor.
Restore edilemeyenler sonlarını bekliyor;
ya kendi kendine yıkılacak
ya yangın sebebiyle yeni beton binalara arsa olacak,
ya otopark olacak,
ya tinercilere mekan olacak,
yada çöp ve fare yuvası olacak..
Her yönden insan sağlığını olumsuz etkileyecek bir durum sözkonusu..
Ne yazık ki , bu manzaralar, yıllardan beri devam ediyor,
görünene göre, yine öyle devam edecek!

13 Ağustos 2009 Perşembe

EYÜP İSKELESİ YERİNE SÜTLÜCE İSKELESİ



Eyüp İskelesi , Su forumu'ndan sonra ikinciye kapalı.Eski Haliç Köprüsü alt taraflarının bazı yerleri beyaza boyanarak tekrar birleştirildi.Büyük olasılıkla, Ramazan Bayramı sonuna kadar bu şekilde kalacak.
Ramazan boyunca etkinlikler düzenlenip, satış için standlar konabilir.Sonrasında tekrar köprünün orta bölümü açılır.Kapalı olduğu süre içerisinde Eyüp İskelesi yerine Sütlüce İskelesi kullanılacak.

11 Ağustos 2009 Salı

HİNDİSTAN'MI ÇİN'Mİ

Hindistan ; Çin, Brezilya ve Rusya'yla beraber Dünya ekonomisinde etkinliğini hızla arttırmaya çalışıyor..Pazar ve üretim olarak Avrupalı ve Amerikan firmalarını cezbetmekle beraber
satın alma veya ortaklılarla dünyaya yayılıyorlar..Otomotiv, çelik, tekstil, elektronik konularında , yatırım ve arge olarak kendilerini devamlı geliştirmekteler.. Elektronik ve uzay konusunda ileri olmalarına rağmen sınıf farklılığı devam ediyor, halkın yarısı neredeyse fakirlik içinde..
Çin'de ise alt tabakanın yanında, pahalı arabalarla kendini gösteren, zengin bir kesim, hızla büyüyor .
İlginç olan sanayi ürünlerinde taklitçilik Çin'de Hindistan'dan daha ileri.
Hatta bir çok Çin firması Avrupa ve Amerikan firmalarıyla mahkemelik..

TV'DE MOTORSPORLARI

Motorsporları bir zamanlar televizyon ve radyolarda haber olarak bile yeralmazdı.1980'lere göre, (günümüzde) tv ve radyo yayınlarını hemen hemen her kanalda izlemek mümkün .Dünyanın diğer yerlerinde motorsporları en az futbol kadar seviliyor ve takip ediliyor..
Star televizyonunun (ilk özel tv) kurulmasıyla beraber ilk motorsporları ve otomobil programı START yayınlanmıştı..Bir kaç sene önce de , yine START adıyla bir otomobil-otomotiv-motorsporları kanalı kurulmuştu.
24 saat yayın yapacak bu televizyon ne yazıkki yayınını fazla sürdüremedi..
TV 8'de yayınlanan 8 ETAP programı da
en uzun yayınlanan programlardan biri..

TERCİH SİZİN

YERLİ MAL KULLAN KENDİ ÜLKENİ ZENGİN ET
869 barkod numaralı ürünleri kullanalım..
Gazete,kitap ve müzik ürünleri hariç bu numara
ülkemizde üretildiğinin işaretidir...
TÜRKLER;
TÜRK MALI ALINIZ, TÜRK MALI KULLANINIZ.
TÜRK PARASI TÜRK YURDUNDA
KALSIN.
(İlk Cumhurbaşkanımızın sözü)
Değerlerimiz ve bu yurt bizim; tercih sizin..

10 Ağustos 2009 Pazartesi

ERMENİLERİN YAPTIĞI SOYKIRIM

Sözde Ermeni soykırımını kabul eden ülkelere (önceki kabul edenler gibi) nota verdik, işimiz bitti!!!Lobi faaliyetlerimiz nasıl, elçiliklerimiz ne kadar çalışıyor merak ediyorum.Ellerimizde belgeler var ama yetmiyor..Artık önceden hiç olmadığı kadar aktif olunmalı.Belgeler, kitaplar, konferanslar hep gündemde olmalı.. Olmayan soykırımı kabul eden ülkelerin açıklarını araştırmalı-gündeme getirmeli. İthalat yapılıyorsa boykot yapılmalı, v.b.. Onları; onların silahlarını kullanarak yenmeliyiz.. Konuşmakla , nota vermekle ve beklemekle malesef bu işler olmuyor.. Artık hareket ve çalışmak zamanı..
Bu yazıyı, 14 Ocak 2007 tarihinde bir forum sitesine yazmışım.
O sıralarda Arjantin soykırım kabul ediyordu. 2010'a giriyoruz; bu konuda dünya genelinde değişen bir şey yok, herşey aynı, malesef..
Aynı yerdeyiz.

FİLM; PETROL GERÇEĞİ

Petrol gerçeğini konu alan bir filmin başına gelenler...
Tahminimce; çoğu arkadaşımızın böyle bir film yarışmasından ve filmden haberi olmamıştır.. Ülkemiz başta madenler ve coğrafi (geçiş yollları-3 kıtanın ortak noktası) olmak üzere , başka ülkelerin hep ilgisini çekmiştir.Bu yüzden de hep rahatsız edilmiştir..
Petrolle ilgili gerçekleri anlatan bir Türk filminin başına gelenler..
Adamlar bilmem kaç bin kilometre öteden bir telefonla istediklerini yaptırmışlar.Önemli olan onların istediklerini yaptırmalarından başka bizim bazı vatandaşlarımızın onlara hizmet etmeleri..

'' Petrol gerçeğini konu alan bir filmin başına gelenler Anadolu, tam bir ‘doğal kaynaklar’ cenneti!.. Öyle ki ‘geleceğin hammaddeleri’ olarak gösterilen ‘bor’, ‘toryum’, ‘trona’, ‘krom’, ‘bakır’, ‘çinko’, ‘boksit’ gibi stratejik maden rezervlerinin büyük bölümü Anadolu topraklarında!.. Ama ne yazık ki Türkiye, bu kaynaklarını istediği gibi kullanamıyor!.. Türkiye’nin sahip olduğu zengin yeraltı kaynaklarından birisi de petrol!.. Bugüne kadar Anadolu’nun değişik bölgelerinde petrol araması yapan yabancılar, gerekli haritaları çıkardıktan sonra, bir tek sondaj işlemi dahi yapmadan “Burada petrol yok” deyip gittiler!.. Ancak, onların ‘üzerine çizik attıkları’ bölgelerde daha sonra yeniden arama yapan bazı yerli petrol arama şirketleri, ‘yüksek kalitede petrol buldular!..
Milli gazetenin 12 Mart 2007 tarihli nüshasında bir haber vardı!.. Selami Çalışkan imzası ile yayınlanan “ABD’nin hazmedemiği film” başlıklı haber, petrol üzerine oynanan oyunları konu alan bir filmin başına gelen ilginç bir komployu anlatıyor!.. * * * Yıl: 1966, Yer: Antalya Yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı ‘Toprağın Kanı’ isimli film, Antalya 3. Altın Portakal Film Festivali’nde yapılan değerlendirme sonucu jüri tarafından ‘birinci’ olarak seçiliyor!.. Ancak filmin içeriğinden rahatsız olan bir Amerikalı, durumu derhal ABD Büyükelçiliği’ne bildiriyor!.. Zamanın ABD Ankara Büyükelçisi, hemen telefona sarılarak aynı zamanda jüri başkanı olan Antalya Belediye Başkanı Dr. Avni Tolunay’ı arıyor!.. Filmin birinci seçilmesi halinde, ‘Türk-Amerikan ilişkilerinin’ nasıl bir zarar göreceğini anlatıyor!.. Telaşa kapılan Dr. Avni Tolunay, gece saat 03’te jüri üyelerini yeniden toplantıya çağırıyor!.. Ertesi sabah düzenlediği basın toplantısında, yapılan son değerlendirme sonucu Holdun Dormen’e ait ‘Bozuk Düzen’ isimli filmin birinci seçildiğini açıklıyor!.. Filmin senaristlerinden Recep Bilginer, ertesi sabah aldığı haberin şoku ile bir basın toplantısı düzenleyerek yarışmayı protesto ettiğini açıklıyor ve Antalya’dan ayrılıyor!..
* Peki film, Amerikalı’yı neden o kadar rahatsız etmişti?.. Çünkü, Türk topraklarında ‘petrol üzerine’ kurulan bir oyunu açığa çıkaracak mesajlar veriyordu!.. Başrolleri Fikret Hakan, Belgin Doruk, Erol Taş, Feyzi Tuna, Tuncer Necmioğlu ve Nuran Aksoy tarafından paylaşılan film konusu, Batman’da geçiyor!.. Bölgede çalışma yapan bir sondaj ekibi, ardarda kuyular açıyor, ama bir türlü sonuca ulaşamıyor!.. Sondaj ekibinin başında yabancı mühendis vardır, yardımcılar, teknisyenler ve işçiler ise Türk’tür!.. Ekip, bir gün bölgede yine bir kuyu açıyor!.. Ancak ekibin başındaki Amerikalı şef, “Burada da petrol yok” diyerek kuyuyu kapatmak istiyor!.. Fakat, Türk yardımcılar ve işçiler, ‘geceleri gizlice çalışarak’ sondaj işlemini tamamlıyorlar!.. Kuyudan gerçekten de petrol fışkırıyor!.. Filmin kahramanlarından Fikret Hakan, sevincinden yüzünü gözünü petrole boyuyor ve sevgilisi ile kuyu başında kucaklaşıyor!..
‘Toprağın Kanı’ filminin başına gelenleri aradan tam 40 yıl geçtikten sonra yeni öğrenebiliyoruz!.. Bugüne kadar, Türkiye’de ‘gerçeklerin açığa çıkmasının’ önüne geçebilmek için kimbilir ne tür fırıldaklar, dalavereler çevirdiler!.. Ancak, bugün şartlar değişti!.. Artık ‘alenen’ sansür uyguluyorlar!.. Show TV’de yayınlanan ve Türkiye’de yaşanan terörün arka planındaki gerçekleri konu alan “Kurtlar Vadisi-Terör” dizisinin daha ilk bölümünde başına gelenleri biliyoruz!.. ‘Kurtlar Vadisi’, eğer genelde ‘bilinçaltımızı okşayan’, ama özelde ‘Amerikan çıkarlarına hizmet eden’ temalara yer vermeye devam etmiş olsaydı, hiç kuşkusuz yoluna devam edecekti!.. Ancak, senaristlerin daha ilk bölümde terörün kaynağını ‘dışarıya’ ihale etmeye kalkışmaları, dizinin ‘idam fermanının’ imzalanması için yetti!.. Fermanı ABD imzaladı, ....talimat verdi, RTÜK de uyguladı!... Ferman padişahın, ama ‘dağlardan’ çıt yok!.. İsrafil K. Kumbasar

3 Ağustos 2009 Pazartesi

DİZİ FİLMLER

Son dönemlerde bir çok dizi film televizyonlarda boy gösteriyor; ağa dizileri , aşklı meşkli, bir dönemin Dallas ve Brezilya dizilerinden
aşağı kalmayan yapımlar..
Bu arada farklı ve iyi yapımlar da az da olsa yayınlanıyor.
Bazıları iyi reyting alıyor, çoğuda malesef magazin
programlarının altında ezilip gidiyor.
Dizi filmlerden ilk akla gelenler;
Ekmek Teknesi
(En iyi ve en babacan karakter de;Fırıncı Nusret Efendi yada Nusret Baba)
Günümüzde olan olayları anlatan;
Köprü, Kurtlar Vadisi/Pusu, Sağır Oda ve Arka Sokaklar.
Elveda Rumeli
Kurşun Yarası
7 Numara
Kız Kaçıran
Benim Annem Bir Melek

GEZİ PROGRAMLARI

Türkiye'mizin güzel yerlerini, insanlarını, sorunlarını, yemeklerini, düğünlerini ve daha bir çok şeyi gezi programlarından takip etmeye başladık.
Bu programlarda magazin yok, gece kulüpleri yok.Üstelik bazı yerlerde öğretici-bilgilendirici ve eğlendirici oluyor.Yapımında da o kadar para harcanmıyor.. Ve çoğu zaman tebessüm ederek , gülerek izliyoruz.
Arada bir yurtdışına çıkıyoruz.Oraları, oralardaki Türk izlerini ve oraların insanlarını izliyoruz..
Televizyon programlarından bazıları..
Hakan' la Geziyorum,; Star Tv
Rumeli Yollarında ; Rumeli Tv
Ayna ; STV
Maceracı, Gezelim Görelim; TRT
Gezgin Sezgin ; TV 5
Gezginler; Ege Tv
Anadolu'nun Yüzü ; Avrasya TV
Çağatay Yolda; SKY Türk

2 Ağustos 2009 Pazar

DÜĞMELER DAYANAMAZSA

Bir kaç sene önce; İstanbul 'da bulunan 3 lig takımlarımızdan biri ; turnuva için İstanbul' dan başka bir şehire otobüsle giderler. Bir süre sonra yol üzerinde bulunan bir dinlenme tesisinde durarak yemek molası verirler.Takımda görevli bulunan kilolu ve yemek meraklısı bir arkadaşta sabırsızlanarak iner.Kendi yemeğinden başka (her zamanki gibi) kafilede tatlı da dahil yemeklerini yemeyenlerin yemeğinide mideye indirir.. Otobüs tekrar yola koyulur.Yolculuk devam ederken bu kilolu ve yemek meraklısı arkadaş derin bir nefes alma ihtiyacı hisseder.Derin bir nefes alır fakat birden patır patır bir takım sesler duyulur.Herkes şaşırır.. Oysa gerginliğe ve baskıya dayanamayan bütün düğmeler kopmuştur!!!!
(Bu olayı düğmelerin sahibinden dinlemiştim.)

ÇOCUK DERGİLERİ

Önceki yılları bilmiyorum ama 1980'li yıllarda çocuk dergileri vardı.Şimdide var ama o yıllardakiler daha bir başkaydı, güzeldi.. Haftalık yayınlanan TERCÜMAN ÇOCUK ve MİLLİYET ÇOCUK dergilerini zevkle okur bir daha ki sayıyı iple çekerdik.Tercüman Çocuk Cuma ; Milliyet Çocuk ise pazar günleri yayınlanırdı. Güzel bilgiler ve yerli-yabancı çizgi romanlar bulunurdu. Özellikle Orta Asya'da ki kahramanlıkları anlatılan TENGİZ, YÜZBAŞI VOLKAN ve Kahraman RIDVAN (adını tam hatırlayamadım ama RIDVAN adı vardı) en çok okuduğumuz çizgi romanlardı.Derginin içinde 4 ile 6-7 sayfa kadar olurdu. Daha sonraları çıkan Türkiye Çocuk Dergisi'nde de; Deli Balta gibi güzel çizgi romanlar yayınlandı..
Şu anda ise sadece Türkiye Çocuk dergisi yayınlanıyor.

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır