belediye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
belediye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ekim 2009 Pazar

İSTANBUL'LA İLGİLENİLMİYOR MU

Moda Parkı'nda bulunan açık kablolardan biri.Bu görüntü birden fazla sayıda var.Ne kadar güvenli, düşündürücü.Detaylar önemlidir.Sonuçta bir çuval inciri berbat ediyor.İhmalin her türlüsü kötüdür.Giden hayatı geri getirmezsiniz..


Balat ile Unkapanı arasındaki sahil şeriti ve yol üzerindeki
tarihi eserlerden bir görüntü.
Ne kadar bakımsız (bir görüntü) ve ne kadar düşünülmeden
yapılan su tesisatı.
Gelişmiş ülkelerde böyle bir görüntüye rastlamak imkansız..

10 Eylül 2009 Perşembe

YORUMSUZ YAZILAR 10.9.9

Bu manzara karşısında kahrolan yetkililer istediği kadar konuşsun. “Doğa olaylarının doğal afetlere dönüşümü engellenebilir bir olgudur.”
Ama dere yatağına bina yaparsan, çukur yere tır garajı yaparsan, kanalları yetersiz yaparsan, afete davetiye çıkarmış olursun.
Eh, afet de eşek değil. Davet edersen gelir. Davete icabet etmek gerektir çünkü.
Ankara Büyükşehir Belediyesi
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yeni Adalet Yılı'nı açış konuşmasında "adalet personelinin sorunlarını da" gündeme getirdi.Çözümü için "öğütlerde, önerilerde" bulundu.
Bakın “görülmemiş afet” diyorlar.
Görüldü halbuki.
Hem de “görülmemiş” diyen basınımızın burnunun dibinde...
Basın Ekspres Yolu’nda görüldü.
*
Aynı yer, aynı dere.
1995’ti sene.
*
Kimdi belediye başkanı?
Şimdiki Başbakan.
Kimdi İSKİ müdürü?
Şimdiki Çevre Bakanı.
Asfaltta kayıkla geziyoruz...
Kimdi kayık müdürü o günkü?
Ulaştırma Bakanı bugünkü.
*
15 senedir İstanbul’u...
7 senedir ülkeyi yönetiyorlar.
Depremde, evden çık!
Karda, evden çıkma!
Yağmurda, üst kata çık!
Gözleri var görmezler, diyor ya...
Görülemiyor hâlâ.
İkinci yarıda da orta sahası olmayan milli takımı, ne yaptığını anlayamadığımız milli takımı izliyoruz. Blazeviç sahadaki iyi zamanlı değişikliklerle onbiri daha diri tutarken, bizimkilerin enerjisi tükeniyor.
Tekrar başa dönelim ve bir kez daha ibadetlerin özü, ruhu diyelim. O ruh sadece Hakk'ın rızasını gözetmekle elde edilir. Cennet ümidi, cehennem endişesi bile ruhu yakalamak için bir engeldir.
Yazıyı bir menkıbe ile bitirelim: Rabiayı Adeviye bir gün bir elinde su dolu bir kova, diğer elinde ateş dolusu bir kürekle sokakta yol alır. Sorarlar, 'Nedir bu hal?' diye. "Su ile cehennem ateşini söndürmeye, ateşle cennet köşklerini yakmaya gidiyorum." der. 'Neden?' denildiğinde ise, "İnsanlar cennet ümidi ve cehennem korkusu ile değil, sadece Allah aşkı için ibadet yapsınlar." diye cevabını verir.
BİR: AKP’li bir arkadaşım, “Herkes bize çatıyor... Sanki yağmuru AKP yağdırıyor” deyince dayanamadım, şöyle dedim: “Tayyip Bey, İstanbul’a başkan seçildiğinde ‘Tayyip geldi / bereket geldi’ diyordunuz... Çok yağınca Allah’tan, kararında yağınca Tayyip bereketi... Ne iş?” AKP’li arkadaş sustu kaldı, iyi mi?
İKİ: İstanbul Valisi Muammer Güler, “Bu sele hiçbir altyapı dayanamaz” demiş... Acaba Vali Bey’e Londra’nın altyapısını inceleme cezası mı versek?
ÜÇ: Farkında mısınız? 23 kişi ölmüş... Ama şu ana kadar “nerede devlet” diye bağırana rastlamadım.
DÖRT: Tarih tekerrür ediyor: Ayamama Deresi yine taşmış. Ne diyordu Tayyip Bey’in de hayranı olduğu şair Mehmet Akif: “Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar / Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
BEŞ: Kadir Topbaş, “Bu tablo İstanbulluların tedbirsizliğinin sonucudur” demiş... Bence biz yine de “Olaya olumlu tarafından da bakalım: Barajlardaki doluluk oranı rekor seviyeye ulaştı...” şeklinde bir açıklama yapmadığı için dua etmeliyiz.
Not; yazılar ilgili linklerden kısa alıntılardır.

9 Eylül 2009 Çarşamba

İSTANBUL'DA SEL

Her şeye açılım yapılıp bu ülkenin en gerçekçi sorunlardan biri olan Erozyon sorununa bir açılım getirilmezse olacağı budur.
Yine üzülürüz, konuşuruz, şunlar yapılmalı deriz.
Ve sonuç; pekte bir şey değişmez..
Siyasete alet edilir bu konu, üzerinden tüm taraflar siyasi olarak faydalanmaya çalışır, olan vatandaşa olur.
İkitelli'deki sel felaketi 10-15 yıl kadar önce de olmuştu, bu kez farklı olarak ölüm var..
Felaketlerin olması ve seblerinden önce HIZLI bir şekilde kurtarma ve yardım yapılmalı.
Ama bu durum da yeteri kadar hızlı mı, tartışılır.
Bazı yardımlar veya işler;
rakip partinin istemediği veya bazı! vatandaşların belkide oyları yüzünden, düşünceleri yüzünden
gerçekleştirilememesine sebep oluyor.
Ne kadar basit, hemen kılıfı hazır.
Birde önceki zamanlarda izin vermişlerdi olayı var; şimdilerde veya biraz öncesinde sorunları çözmeye yönelik girişimlere yasak mı vardı.
O günlerde izin verenlerin çoğu başka partilerde yine görev yapıyor, bürokratlar çalışmıyor mu?
Geriye dönük hesabı sorulamaz mı?
Bunlara rağmen yanlış yapılmışsa niye izin verilmiş , niye elektrik, su, telefon, gaz gibi hizmetler verilmiş oralara?
Sebep; rant mı, oy mu?

22 Ağustos 2009 Cumartesi

RAMAZAN'DA EYÜP

Eyüp semti, Ramazan ayında, İstanbul'un en çok ziyaret edilen yerlerden biridir.O kadar çok ziyaret edilir ki; yoğunluktan, yollar işlemez hale gelir(di).
Bu kez yemek yenecek yerler ve standlar Feshane tarafına alınmış.İftar çadırı Eyüp Sultan Camii'nin arka tarafında İmarethane'nin olduğu; padişahların törenle kılıç kuşandığı yolda hizmet veriyor.Yaz olduğu için cabrio seçeneği kullanılmış! Yol boyunca masalar ve sandalyeler yolu kapatmadan düzgün bir şekilde yerleştirilmiş. Eyüp Sultan Camii ve meydanı daha rahat gezilir veya ziyaret edilir hale getirilmiş.
Yine Eyüp Belediyesi, bu sene yeni bir uygulamayla
her mahalleye belli günlerde İftar veriyor.Ayrıca belli saatlerde metrobüse ücretsiz minibüs seferleri var.

14 Ağustos 2009 Cuma

TARİHİ BİNALARIN SONU


Özellikle, İstanbul ve İstanbul gibi eski şehirlerde, tarihi binalar, özelliklerinden dolayı herhangi bir işleme tutulamıyor.Çok azı restore edilebiliyor.
Restore edilemeyenler sonlarını bekliyor;
ya kendi kendine yıkılacak
ya yangın sebebiyle yeni beton binalara arsa olacak,
ya otopark olacak,
ya tinercilere mekan olacak,
yada çöp ve fare yuvası olacak..
Her yönden insan sağlığını olumsuz etkileyecek bir durum sözkonusu..
Ne yazık ki , bu manzaralar, yıllardan beri devam ediyor,
görünene göre, yine öyle devam edecek!

8 Şubat 2009 Pazar

İKARUS OTOBÜSLERİ

En ucuz kamyonun kasasını otobüse çevirseniz bence daha hesaplı ve daha iyi iş yapmış olusunuz.. İlk geldiklerinde çıkardıkları ses daha fazlaydı; (fren sesi) herhalde tekerlekten geliyordu..Az koltuk ve az ayakta yolcu.Sanki koltuklu kamyon..Oturma düzeninde herhalde insanların diz ve ayaklarını hesaplamamışlar.Motoru sağlam olabilir. En son 92-93 te gelenler ile 1970'lerde İETT nin kullandıkları, başka belediye ve ülkelerdekiler aynı tip..Doğu blokunda da zamanında çok kullanılan bir araç, eminim o zamanlar belki başka modelleri de vardı.Şimdi de aynı otobüsleri üretiyolar mı..Camları ve havalandırma kapakları açılmaz açılırsa kapanmaz..
Evet, iş gördüler ama çokta eziyet çektirdiler..

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır