hizmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hizmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ekim 2009 Pazar

AÇILIM MI, SAÇILIM MI

TBMM Başkanı M.Ali Şahin; mahkemeye gelmesi gereken partinin milletvekilleri için polise verdirmem, vermem demişti.
Polis, kendine verilen göreve göre gerekeni yapacak.Görevini yapmalı mı yapmamalı mı?
Her konuda olduğu gibi konuda da yönetmelik , kanun vb. şeyleri ,kim hazırlar ve uygulamaya geçirir; TBMM ve esas olarak hükümet..
Bu sorunların olacağı uzun zamandan beri belliydi..
O zamanlarda ve halen (?) niye gereken yapılmadı.
Şikayet eden aynı, gerekeni yapacak olan veya yapması gereken aynı kurum ve kişiler..
Gündemi bu şekilde işgal etmenin na anlamı var?
Makamlar şikayet veya konuşma yeri değil icraat yeri olmalı.
Kısaca şu mu; tavşan kaç tazı tut..
Açılım yılan hikayesine döndü; demokratik açılım mı veya belli bir kesime mi hitap ediyor belli değil.Bu ülkede her gruptan, her milletten veya her etnik gruptan kişiler Cumhurbaşkanı, Başbakan, milletvekili, sanatçı, sporcu, işadamı oluyor.Gerçekten açılım yapılacaksa gerçekten herkes eşit gözetiliyorsa; Roman vatandaşların adı herkesten önce geçmeliydi.Şehirlere bakın; dışlanmış, kenar mahallelerde yaşayan ama dağa çıkmayan, kamu malına zarar vermeyen kimsenin canına kast etmeyen insanlar.
''...Gaziosmanpaşa'da...bir okulun camlarını taş atarak kıran göstericiler, bir otobüs durağına da molotofkokteyli attı. Bölgeyi adeta savaş alanına çeviren göstericiler, ellerindeki molotofkokteyllerini rastgele etrafa fırlattı.
Diğer taraftan açılım ve eşitlikse konu her dilden yayın yapan televizyonlar TRT için aynı anda yayına girmeliydi; TRT 6 gibi, Boşnakça, Lazca, Pomakça, Arnavutça, Çerkezce...
Yıllar yılı açılımın konusu olan bölgeye; eğitim, sağlık ve diğer hizmetler için giden kamu kurum çalışanları ve ailelerinin şehit edilmesi açılımın neresinde yoksa teğet mi geçiyor..
Ve en son; Kevın Costner açılımla ilgili bir şey söylememiş, haberi bile yokmuş.Bir milletvekili sanatçının menajerleriyle e posta ve telefonla bu olayı görüşmüş.
Sonuç; hangi konuda kime nasıl inanacağız.Niye bir konuyu dile getiren kişi ikinci ikinci dile getirmesinde kendini yalanlıyor.
Gözümüzü açmamız lazım, ayrıntılara dikkat etmemiz lazım.
Herşey vatandaş için, vatandaş başkalarının ihtiyacı için değil.

9 Eylül 2009 Çarşamba

İSTANBUL'DA SEL

Her şeye açılım yapılıp bu ülkenin en gerçekçi sorunlardan biri olan Erozyon sorununa bir açılım getirilmezse olacağı budur.
Yine üzülürüz, konuşuruz, şunlar yapılmalı deriz.
Ve sonuç; pekte bir şey değişmez..
Siyasete alet edilir bu konu, üzerinden tüm taraflar siyasi olarak faydalanmaya çalışır, olan vatandaşa olur.
İkitelli'deki sel felaketi 10-15 yıl kadar önce de olmuştu, bu kez farklı olarak ölüm var..
Felaketlerin olması ve seblerinden önce HIZLI bir şekilde kurtarma ve yardım yapılmalı.
Ama bu durum da yeteri kadar hızlı mı, tartışılır.
Bazı yardımlar veya işler;
rakip partinin istemediği veya bazı! vatandaşların belkide oyları yüzünden, düşünceleri yüzünden
gerçekleştirilememesine sebep oluyor.
Ne kadar basit, hemen kılıfı hazır.
Birde önceki zamanlarda izin vermişlerdi olayı var; şimdilerde veya biraz öncesinde sorunları çözmeye yönelik girişimlere yasak mı vardı.
O günlerde izin verenlerin çoğu başka partilerde yine görev yapıyor, bürokratlar çalışmıyor mu?
Geriye dönük hesabı sorulamaz mı?
Bunlara rağmen yanlış yapılmışsa niye izin verilmiş , niye elektrik, su, telefon, gaz gibi hizmetler verilmiş oralara?
Sebep; rant mı, oy mu?

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır