28 Eylül 2011 Çarşamba

KiLOSU 320 TL

Çam fıstığı yada dolmalık fıstık.
Hani dolma bibere,
un  helvalarına ve içli pilavlara konan fıstığın kilosu. 320 TL.
Eve lazım oldu, marketten açık olanından aldım 3 liralık.
Kilosuna baktım 90 TL. 
Ambalajlı olanlarına baktım tabii ki markalılar;
birinin kilosu 319.79 TL diğerinin ise 200 TL.
20 gr 8 küsür lira tutuyor.
Altından daha değerli .
Birde son dönemde eve aldığımız lüks tüketim malzemelerinin!! fiyatı da yine çıkışta;
yumurta 5-6 TL bandından 8-9 TL'ye
yoğurdun fiyatı da 5-6 TL'den 8.5 -10 TLçizgisine yükselmiş durumda.
Parası olan hisse senetleri, döviz ve altının bantlarını incelerken
sıradan vatandaşta
(artık hangi direk kapsamına giriyor bilmiyorum bir ara ortadirekti şimdi o seviyeleride geride bıraktık!) 
yoğurt, yumurta ve ekmeğin bandını inceliyor.
Evet sayın izleyiciler 30 yumurtadan oluşan yatırım paketi 8.5 - 9.5 TL bandındanki yerini bugünde korudu.
(Çok şükür.)

26 Eylül 2011 Pazartesi

YENi MEDYA DÜZENİ TÜRKiYE'DE


Yeni Medya Düzeni Konferansı 2011,

5 Ekim 2011 Çarşamba günü Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilecek.

İkincisi düzenlenecek olan konferansta

Wikileaks ile dünya gündemine damgasını vuran Julian Assange ve internet – bilgi – demokrasi denince akla ilk gelen isim Jimmy Wales 'te olacak...
Bilgiye ek olarak yine İnternet'in sınırları kaldırdığı ve mümkün kıldığı e-ticaret ve internet / mobil yatırımcılığı da konferansta ele alınacak diğer konular arasında...
Yeni Medya Düzeni Konferansı 2011 Konuları
"Oyunda kal!"
Bilginin demokratikleşmesi

E-ticaret
Sosyal medyanın ve kullanıcı tarafından oluşturulan içeriğin gücü
Konferansa katılması beklenen kitle yine geniş bir yelpazeyi kapsayacak;

Pazarlama yöneticileri ve ekipler

Ajans yöneticileri ve ekipleri
Medya sektörü
Genç girişimciler
İş dünyasının önde gelenleri
Akademisyenler ve öğrenciler
Teknoloji ve dijital dünya ile ilgili herkes
Oyun geliştiricileri, yayıncıları ve dağıtımcıları.

Konferansın  bilet ücretleri de konferans kadar dikkat çekici;
Kırmızı Bölüm 850 TL,
Mavi Bölüm 650 TL,
Öğrenciye Özel 100 TL
Daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz..

İzlenmesi gereken bir konferans.
Ancak zaman ve maliyet te önemli!!

25 Eylül 2011 Pazar

YENi ARAMA MOTORUMUZ; YANDEX

Türkçe yeni bir arama motoru daha var ..
Rusya ve çevresindeki ülkelerde Rusça faaliyet gösteren Yandex, 
ilk defa kendi dili  ve İngilizce dışında Türkiye'de .
Türkiye'de ki ofisini açan Yandex, 
Yandex.com.tr  bağlantısıyla hizmet veriyor..

SANIRIM UYUYORUZ

Bugünkü( 24.9.11) gazetelerde birçok haber içinde  küçük iki haber ilgimi çekti;
Felçli oğlu için kapak topluyor
ve
Bir öğretmen kaçırıldı.
İmkanları kısıtlı, 
mali ve dolayısıyla sağlık açısından  da sorunlar yaşayan bir aile; 
anne çocuğu için çöplerden  pet şişelerin mavi kapaklarını topluyor;
akülü araba alabilmek için..

Diğer taraftan bir öğretmen görev yaptığı köyden kaçırılarak dağlık bölgeye götürüldü.
Akla şu geliyor,
güvenlik ve bu tip sorunların yıllardan beri devam ettiği gerçeği.
Her iki olayda da sanki yasalarımız çerçevesinde daha çok şey yapılabilir, 
yapılması gerekir durumda. 
Bu işleri takip etmekte sorumlu,
bu sorunları çözmekle görevliler ve kurumlar ne yapıyor diye düşünüyoruz.
Daha geçen haftalarda 50 öğretmenimiz az daha yakılarak öldürülüyordu, 
zor kurtuldular. 
2011 yılında memleketimizin yaşadığı olaylara bakın. 
Eğitim için, 
görev için, 
gencecik insanların Şehit olması 
hayatta kalanların ise çile çekmesi,
çöpleri karıştırmak zorunda olması
( her iki haberi kastediyorum)
ve en kötüsü bu sürecin devam etmesi...
İlgili ilgisiz herkes seyrediyoruz, 
çözmüyor muyuz, çözemiyor muyuz, yapamıyor muyuz..
Uyuyor muyuz?
(Bölgesel güç olan, 
Avrupa ve Amerika'ya kafa tutan ülkemizin yaşadığı sorunlara bakın.)


24 Eylül 2011 Cumartesi

HASTALIKLAR GELMEDEN

Anne Notları'nda okuduğum güzel bir yazı. 
Bu yazıyı herkes okumalı bence..
Hastalıklara bakışımızı değiştirecek aslında gerçeğin ne olduğunu vurgulayan bir yazı. Bir kısmını alıntı yapıyorum. Yazının tümünü Annenotları'ndan okuyabilirsiniz..

''Bir hastalık dönemine daha yaklaşıyoruz. 
Hele çocuklar okullu olunca mikrop alma ihtimalleri daha da artıyor.

 Bu cümleleri düşünmek bile anne olarak gereğinden fazla kaygılanmamıza neden oluyor. Çünkü şunu unutuyor, atlıyor, ya da zayıf görüyoruz. Vücutların mikroptan zarar görme potansiyeli var da, mikropla savaşma potansiyeli yok mu? Elbette var.

 Ama bağışıklık sistemi denen şeyi nedense zayıf görüyoruz. Biraz da gündem yapmadığımız için galiba. Hastalığı veren Yaratıcı, çocuğa savaşma gücü ve donanımı da vermiş. Hastalığı anneye ve çocuğa azap olsun diye vermiş olabilir mi :) Hastalıklar birer idman gibi vücudun kuvvetlenmesine sebep kılınmış. Çocuklara ilaç vererek hastalıkları zayıflamalarına sebep yapan biziz ve modern tıp.

 Hastalıklar kötülük etme amacıyla gelmiyorlar. Yeter ki biz bağışıklık sistemini zayıflatmamak için biraz uğraşıp, kuvvetlendirmek için de bir o kadar uğraşalım :)

 Nasıl mı:

- C vitaminli gıdalara hücum (havuç, limon vs.) Çocuklar limonu limonata ile alıyorlar. Yalnız limonatayı yemeklerle birlikte değil, yemekten 1,5-2 saat sonra susuzluk hissi olunca vermek en yarayışlı olan. Sonraki yazıda kolay limonata tarifi vereceğim.

 - Kahvaltılardan balı eksik etmeyelim. Bala hücum.

 - Gerçek et sulu, kemik sulu çorbalara hücum. Ya da domates çorbası gibi vitaminli çorbalar.

 - Yemeklerden yarım saat-45 dk. önce mevsim meyvelerine hücum. Meyveler de çeşit çeşit değil de, sadece tek çeşit yendiğinde en vücuda en yarayışlı olmuş oluyor. Zaten uymuyor bence. Mesela incirin o harika tadının yanına üzümü asla koyamıyorum. Hepsini ayrı ayrı yemek şahane. Sabah elma, öğlen incir, akşam üzüm şahane :)

 - Ve, hazır gıdalara non- hücum. Çok acaip oldu ama nasıl tabir edebilirim. Hazır gıdalardan kaçışşş. Bağışıklık sistemine en büyük darbeler, vücudun tanımadığı yabancı maddeler tarafından vuruluyor. En azından çocuklarımız hasteyken vermeyelim bunları.

 Kendimi hep aynı şeyleri söylüyormuş gibi hissediyorum. Ama doğrular çok tekrar edilmeyi hak eder değil mi. Bir çubuk krakerin ya da bir çikolatanın içindekileri okuyunca irkiliyorum. Markette yanımdaki insanı dürtüp, siz de benim okuduklarımı okuyor musunuz diyesim geliyor. Nasıl herkes alıyor ya da, zamanında biz de çok yedik gibi düşüncelerle bunları sıklıkla ve çokça alabiliriz çocuklarımıza. Bir kere gıda sektörü git gide adileşiyor ve denetimsizleşiyor. Benim zamanımda yediğim bir albeni ile şimdi çocuğun yediği albenide aynı şeyler mi var acaba.
.........
Hepinize hastalıksız bir sonbahar dileyeceğim ama bu biraz gerçekten uzak bir dilek diye görüyorsanız, hastalıklı olsa bile ilaçsız bir sonbahar diliyorum diyim. Çünkü bu gerçekten uzak bir dilek değil. Hastalıkların en zor ve ateşli yoğun dönemini atlatırsak, yani savaşın kritik noktasını atlatırsak sonrasında çocuk iyileşmeye başlıyor ilaçsız atlatabiliyor. Yaşayıp gördüğüm için artık çok eminim. Sevgilerle
.''

Yazının tamamı ve kaynağı bu bağlantıda;

22 Eylül 2011 Perşembe

1 Milyon Çocuk Burada!

Türkiye’nin en çok tercih edilen çocuk ve gençlik portalı Tipeez.com, iki yıldan kısa bir zamanda 1.000.000 üyeye ulaştı!


Her hafta birbirinden çeşitli aktiviteleri ve eğlenceli sürprizleriyle dijital neslin nabzını tutan Tipeez, hem 18 yaş altı çocuk ve gençlerin, hem de ebeveynlerin ilk tercihi olmayı sürdürüyor. Üyelerinin yaratıcılıklarını ve ifade yeteneklerini geliştirmeye yönelik ödüllü yarışmaları, eğlenceli oyunları sayesinde portal, kısa sürede tam 1.000.000 çocuğun uğrak yeri haline geldi. Gece 22:00’de kapanan sohbet odaları, deneyimli moderasyon ekibi, ebeveyne kontrol yetkisi sağlayan özel sistemi, kaba ve müstehcen konuşmalara izin vermeyen patentli programıyla Tipeez.com’da, birbirinden farklı birçok güvenlik önlemi mevcut.


Çocuk ve gençlere, özenle tasarlanmış güvenli bir ortamda bilinçli internet kullanımı tecrübesi yaşatan portalda sürekli güncel haberlerin yayınlandığı bir haber kanalı da mevcut. Bu haber kanalı aracılığıyla Tipeez, üyelerine haber okuma alışkanlığı kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda gündemdeki gelişmeleri yorumlamaya ve sorgulamaya da teşvik ediyor.

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.


Siz de geç kalmadan Tipeez Dünyası’nı keşfetmek için tıklayın!


Bir bumads advertorial içeriğidir.

20 Eylül 2011 Salı

İSTANBUL'UN SiLUETi ALTINDAN MI, BETONDAN MI?

 Gün geçtikçe büyük şehirlerde ki gökdelenler artıyor. 
Alış veriş merkezleri, 
iş merkezleri ve konut amaçlı olan bu binalar 
bir yerden sonra o mevkideki tarihi ve doğal özellikleri olumsuz etkilemeye başlıyor. Kısaca bozuyor.
Plansız yapıldığında ise bir çok arıza veya direkt olmasa bile sağlık için, 
gelecek için geri dönülmez bir duruma getiriyor.
Y ıllar önce yapılan bir otel yüzünden Dolmabahçe Sarayı'nın zor durumda kalması, Taksim'de benzer  bir durumdan  yarıda inşaat olarak kalan
büyük bina kalıntıları (Park Otel) dururken 
belediyenin bu olayları ön görememesi bir talihsizliktir..
Neyse zararın  neresinden dönülse kardır.. 
Büyük Şehir Belediye Başkanı bu konu için harekete geçtiklerini açıklamış..

İstanbul'un siluetini bozan binalar için çalışma yapılıyor
adlı haberi bu bağlantıdan okuyabilirsiniz.

19 Eylül 2011 Pazartesi

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve WORLD PRESS PHOTO SERGİLERİ

Dünyanın en iyi haber fotoğrafları 
World Press Photo 2011 Yarışması'nın 
ödüllü eserleri 6 ile 28 Eylül tarihlerinde Forum İstanbul'da sergileniyor.. 
125 ülkeden 5691 fotoğrafçı 100 000 fazla eserle katıldığı bu yarışmanın sergisi gezilmeye değer..

Ayrıca , 4 Ekim 2011 ile 15 Ocak 2012 tarihlerinde ise İklim Değişikliği  Sergisi 
Türk Telekom sponsorluğunda Santral İstanbul'da Ana Galeride sergilenecek.
Amerikan Doğal Tarihi Müzesi'nin açtığı bu sergiyi 237 000 kişiden fazla kişi ziyaret etti.
Santral İstanbul'u ziyaret;
Giriş ücretine, Ana Galeri'deki güncel sergiler ve Enerji Müzesi ziyareti dahildir.
Yetişkinler: 10,00 TL
Öğrenciler / Öğretmenler / Emekliler / Kamu görevlileri (kimlik ile) / 65 yaş üstündeki yetişkinler (kimlik ile) / İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları, öğrencileri ve mezunları (kimlik ile): 5,00 TL

MiLLi GELiRMİŞ, MEĞERSEM

Kişi başına düşen milli gelir nasıl hesaplanıyor. 
Toplam rakam toplam nüfusa bölünüp çıkıyor sanıyordum. 
Belki bilmediğimiz farklı yöntemleride var.
Meğersem ,Rahmi Koç ile senin (yani okuyanın) maaşını toplayıp
  ikiye bölüyor kişi başına düşen milli gelirin oluyor muş.
Bunu
Yılmaz Özdil  Mit'oloji adlı yazısında yazmış.
Hiç aklıma gelmemişti!!!

ÜCRETSiZ ONLiNE DAVETİYELER

İstanbul, büyük bir şehirden öte büyük bir ülke artık. 
Bu ülkede de her türlü etkinlik gerçekleşiyor. 
Bunlardan biri de fuarlar. 
Yaz sezonu bitti, fuarlar başladı .
İşte size ücretsiz online davetiye ile gidebileceğiniz birbirinden farklı fuarlar..

Promoturk
26. Uluslararası Promosyon Ürünleri Fuarı
22-25 Eylül 2011
Gıda 2011ve Ipack
22-25 Eylül 2011
19. Uluslararası Gıda ürünleri ve Teknolojileri Fuarı
ile
26. Uluslararası Ambalaj, Paketleme ve Gıda İşleme Fuarı

Cebit 2011
Cebit Eurasia Biilşim Fuarı
6-9 Ekim 2011
Beton 2011
Hazır Beton ve Ekipman Fuarı
20-23 ekim 2011
Comvex 2011
3. Ticari Araçlar, Otobüs ve Yan Sanayi Fuarı

19.9.2011, ÖNEMSiZ HABER BAŞLIKLARI!!!

Okuların açıldığı bugün  okuduğum gazetelerden aklımda kalanlar!!!

Sanayi ve mühendislik devi SİEMENS  nükleer enerjiden çekilerek yenilenebilir enerjiye yoğunlaşıyor..
Dünyaca ünlü DR. Mehmet Öz'ün dediği gibi elma suyunda arsenik var mı?
Futbolda İstanbul Büyük Şehir Belediyesi iyi yolda..
Pargalı'nın memleketine 99 Euro'ya Muhteşeme Yüzyıl turları.
Zil çaldı 16 milyon okula başladı.Sınıfların çoğu 45-70 kişilik!
Başınıza  mekik veya uydu düşebilir.
19 Eylül Gaziler Günü'nüz kutlu olsun.
On ücretli bir şirketten daha fazla vergi ödüyor...
(Star, Hürriyet, Akşam)

DAMACANAYA YASAK YOK

Plastik su şişesi ve damacanalarla ilgili riskli olduğuna dair günlerdir internet, yazılı ve görsel basında haber ve yorumlar çıkıyor, çıkmaya devam ediyor. 
Bu konuyla ilgili bizde bir şeyler karaladık. Bugünkü Mynet'in anasayfasında yer alan Sağlık Bakanlığı açıklamasında tehlike yok mealinden bir duyuru yapılmış. 
Sağlık Bakanlığı'nın sitesinden bu bahsedilen yazıyı göremedim.
Belkide güncelleme yapılamamış olabilir.
Mynet'te yazan yazı;

Damacanaya yasak yok
Sağlık Bakanlığı, damacanaların, su ambalajlamasında yasaklanmasını gerektirecek şu anda herhangi bir bilimsel verinin bulunmadığını bildirdi.
Güncelleme:19 Eylül 2011 14:42

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, son günlerde basında ''ambalajlanmış su ve Bisfenol-A'' konusunda haberlerin yer aldığı hatırlatıldı.

Türkiye'de içme suyu ambalajlamasında iki ana malzeme kullanıldığı, bunların PET (polietilentereftalat) ve damacana (polikarbonat) olduğu belirtilen açıklamada, PET'de Bisfenol-A'nın bulunmadığı, damacanalarda ise Bisfenol-A'nın kullanıldığı kaydedildi.

Bisfenol-A'nın dünyada yaygın olarak insanla direk temas eden çeşitli alanlarda (gıda ambalajları, inşaat ve otomotiv sektörü gibi) kullanıldığı ifade edilen açıklamada, gıda ambalajında yer alan Bisfenol-A'nın gıdaya bulaşarak sindirim sistemi yoluyla vücuda alınabileceğine dikkat çekildi.
Sağlık açısından risk oluşturacak günlük alınan Bisfenol-A düzeyinin Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından belirlendiği anımsatılan açıklamada, ''Damacana sularındaki Bisfenol-A miktarı bu düzeyin çok altındadır. Yapılan hesaplamalara göre bir kişinin riskli düzeyde Bisfenol-A alması için günde 600 litre damacana suyu içmesi gerekmektedir'' ifadesi kullanıldı.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'nun 15 Eylül'de toplanarak son günlerde kamuoyunu meşgul eden damacana suları ile ilgili tartışmaları değerlendirdiği belirtilen açıklamada, kurulun, ''damacanaların su ambalajlamasında yasaklanmasını gerektirecek şu anda herhangi bir bilimsel verinin olmadığını ve damacanaların kullanılabileceğini'' bildirdiği kaydedildi.

-Dikkat edilmesi gereken hususlar-

Açıklamada, damacana su kullanan vatandaşların şu hususlara dikkat etmeleri istendi:

-Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış damacana suları kullanılmalıdır,

-Deforme veya yıpranmış damacanalardaki sular satın alınmamalıdır,

-Damacana sularının uzun süre direk güneş ışığına maruz kalması önlenmelidir,

-Damacana pompalarının ve damacana suyu kullanılan su sebillerinin temizliğine

dikkat edilmelidir,

-Damacanalar evlerde başka amaçla kullanılmamalıdır,

-Damacanaların temizlenmesinde çamaşır suyu, fırça gibi tahriş edici maddeler

kullanılmamalı ve damacana temizliği su üreticisine bırakılmalıdır.

Açıklamada, Sağlık Bakanlığı'nın konuyu yakından takip edeceği vurgulandı.

18 Eylül 2011 Pazar

SiRKE DEYiP GEÇME

Tarihçesi 10 bin yıl öncesine dayanan sirke;
temizlik ve sağlık anlamında çok faydası olan
fakat bunları unuttuğumuz muhteşem bir yiyecek , madde,
deyim yerindeyse bir hayat iksiri..
Çok sayıda mineral ve vitamin içeriyor.
Bileşiminde  kalsiyum, fluor, magnezyum, potasyum, fosfor, sodyum, silisyum,
beta -karoten, sirke asitleri, meyve asitleri, pektin, A, B1, B2 ve B6 vitaminleri bulunuyor.
Mikrop öldürücü özelliği nedeniylebir çay bardağına 1 kaşık sirke eklenip yatmadan gargara yapılarak enfeksiyonları engelliyor.Kolesterol, uyku, kabızlığa, hazımsızlığa kalp ve damara hastalıklarına iyi gelip koruyucu olarak görev yapıyor..
Osteoporoza, egzemaya da faydalı.
Peygamber Efendimiz (sav) bazı hadîs-i şeriflerinde sirke hakkında (üzüm veya elma ayrımı yapmadan) oldukça iltifatkâr ifadelerde bulunarak, sirkeye dikkatleri çekmiş ve“Sirke ne güzel katıktır. Allahım! Sirkeyi bereketlendir. Çünkü sirke benden önceki peygamberlerin katığı idi. İçinde sirke bulunan ev fakirleşmez.” buyurmuşlardır. Nitekim daha sonra gelişen İslâm tıbbına dev eserler veren başta İbn-i Sînâ olmak üzere, 
İngiliz Daily Mail Gazetesi'nden Maxwell Stein bu konuyla ilgili 
SiRKE; Doğanın Gizli Silahı 
adında bir kitap yazmıştır.Sofranın dışında da  sağlıkla beraber sebze meyvelerin yıkanmasında, cam eşyaları parlatmada 
çamaşır makinasına bir miktar eklendiğinde beyaz çamaşırları parlattığını, 
tencereelrin ömrünü uzattığını, 
ovmaya gerek kalmadan fırının ve  duş kabininin temizlendiğini anlatıyor.
2.12.2009 Sözcü Gazetesi

SU BOŞA AKAR MI, GÜNEŞ BOŞA ISITIR MI?

Su boşa akıyor..
Doğadaki su, nehirler, şelaler, dereler boşa akar mı?
Boşa aktığını düşünürsek güneş boşa ısıtıyor,  boşa ışık veriyor diyebilir miyiz?
Su, orman gibi bitki örtüsünden geçiyorsa haliyle onun kesilmesi barajda olsa, ağaçların  ve hayvanların susuz kalması, korunmasına 
doğal yapının bozulmasına sebep olacaktır.
Geçenlerde İzTv'de  Şevval Sam'ın sunduğu bir programda
 Fırtına Vadisi o bölgedeki muhteşem doğal yapıyı izledik..
Ormanları kesmeden, doğal örtüyü bozmadan esasta doğayı talan etmeden 
yollar yapılamaz mı,  
çevreyi kirletmeden  
termik ve hidroelektrik santralleri ,
enerji santralleri gerçekleşemez mi?
Güneşi ve rüzgarı kesmeden enerji sağlanabiliyor...
Japonya'da gördüğümüz gibi  geleceği ve torunlarımızı yok edecek
riskli atom santrallerinin yerine 
güneş ve rüzgar santralleri yapılmalı arttırılmalıdır..
Şevval Sam'ın sunduğu programla ilgili bilgi
http://www.iztv.com.tr/program.aspx?id=1459
bağlantısında..

RÖNTGENCiLER ZAMMI ALIR..

Sosyal güvenlik konusunda Türkiye'nin önde gelen otoritelerinden Ali Tezel;
bir çok bilgiyi okurlarıyla televizyon ve gazetelerde ve hatta internette paylaşırken sorularıda detaylarıyla cevaplıyor. İnternette gezerken bu konunun yazıldığı sayfaya bir şekilde ulaştım .
Bilgilendirici bir yazı olmuş, ancak başlığı Röntgenci yerine Radyoloji veya Radyasyon Çalışanları diye atılsaymış daha etkili olurdu.
Daha dikkat çekici olurdu.. 
Zira maaşlı röntgenci olurmu!!!
Röntgencilik yani Radyasyonla Uğraşmak
göründüğünden  daha tehlikeli ve dikkat isteyen bir meslek olmalı..
Haliyle güvenlik - sağlık önlemleri de..

'Özel'deki röntgenci fiili hizmet zammı alır

1 Ekim 2008'e kadar sadece kamudaki röntgen-anjiyo-ışın tedavisi çalışanlarına verilen fiili hizmet zammı, bu tarihten sonra özel hastane çalışanına verilmeye başlandı
Ali Bey, bizler özel hastanelerde, anjio bölümlerinde çalışan sağlık memuru ve hemşireleriz, size sorumuz şu, aylık 140 saat çalışıyoruz devlet hastanelerinde çalışan meslektaşlarımızın yararlandığı fiilli hizmet tazminatından bizler de yararlanabilir miyiz, yararlanabiliyorsak nasıl bir hesaplama yapacağız? Gültekin Geçer
Sayın okurum, 5510 . sayılı Kanun 1 'Ekim 2008 günü yürürlüğe girdi. Bu tarihe kadar sadece kamuda röntgen, anjiyo, ışın tedavisi bölümlerindeki tüm (doktor, ebe-hemşire-sağlık memuru, odacı, memur) çalışanlardan kamuda olanlarına her çalışma yılına 3 ay fiili hizmet zammı (FHZ) verilmekteydi. Verilen FHZ hem çalışma süresine ekleniyor hem de emeklilik yaşından düşülüyordu. Bu sebeple kamuda çalışan röntgenciler diğerlerine göre daha erken emekli oluyorlardı. Mesela kadın röntgenci 16 yıl çalışmışsa bu süre 20 yıl sayıldığı gibi verilen 4 yıllık FHZ emeklilik yaşından da düşülüyordu.
■ 1 EKİM 2008'den sonra özeldekilere de geldi 5510 sayılı Kanun'un 40'ıncı maddesine göre, radyoaktif ve radyoiyonizan maddelerle yapılan işler FHZ kapsamındadır. Bu tür işyerlerinde çalışanlardan yani kanun metnine göre, "Doğal ve yapay radyoaktif, radyoiyonizan maddeler veya bütün diğer korpüsküler emanasyon kaynakları ile yapılan işlerde çalışanlara yüzde 25 oranında yani bir yıla 90 gün FHZ zammı verilecektir.
■ SSK hizmet dökümünde 32A veya 32E diye görünür İşverenleriniz sizleri her ayın 23'ünde SGK'ya bildirge ederken, bu tür işlerde çalışanların tümünü 32A veya 32E kodunda
bildirmelidir. Sizler de PTT'den e-devlet şifresi alıp, SGK hizmet cetvelinize bakarsanız bu kodlardan bildiriliyorsanız FHZ'niz var demektir. Şayet 1A veya 1E diye bildiriliyorsanız işvereniniz sizi hatalı bildiriyor demektir.
■ İşveren eksik prim ödeyebilir Normal çalışanlar (1A gibi) için işverenleriniz yüzde 11 oranında prim öderken, sizler için bu oran yüzde 12.5 olacaktır. Yani sizin işveren primleriniz daha yüksek olup FHZ durumlarına göre işverence ödenecek prim oranları yukarıdaki gibidir. Bu sebeple yüksek prim ödemek istemeyen işveren sizi FHZ'li bildirmemiş olabilir.
■ FHZ'niz kadar yaştan düşeceksiniz SSK hizmet dökümünüze bakın, orada 32A veya 32E diye bildirilen hizmetlerinizin- günlerinizin dörtte biri kadar emeklilik yaşından düşebilirsiniz.

DEVLETiN SÜNELERi

18 Eylül 2011 tarihli Güneş Gazetesi'nin  bir haberi;
İŞTE DEVLETİN ''SÜNE''LERi
2010 yılı görev zararları ve gelir kaybı ödemeleri tablosu açıklanmış.
Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.,
TCDD,
Halk Bankası,
Ziraat Bankası..
Bu bankaların büyük firmalara verdiği normal ötesi hesaplı krediler!
bu konuda  ne kadar etkili oldu bilmiyoruz.
http://www.superpoligon.com/haber/3723
http://www.turktime.com/haber/CALIK-HALKBANK-VE-VAKIFBANK-A-KREDILERI-TIKIR-TIKIR-ODENIYOR-TEK-KURUS-SORUN-YOK/51780
http://www.medyafaresi.com/haber/13157/medya-vakifbank-ve-halkbanka-gore-calik-koc-holdingten-bile-daha-itibarli.html
http://www.haberler.com/chp-meclis-te-hesap-sordu-halkbank-calik-i-savundu-haberi/
http://www.birgun.net/economics_index.php?news_code=1229173083&year=2008&month=12&day=13
http://www.emlakhaberleri.com/-haberleri/calik-grubu-nasil-750-milyon-dolarlik-kredi-kullandi.html
http://www.kibris1974.com/halkbank-calika-verilen-kredi-kanunlara-uygun-t9606.html?s=689cdd1261f993730a9450662c2b3edf&p=11403
http://www.patronturk.com/calik-grubu-atv-ve-sabah-gazetesini-nasil-satin-aldi
http://www.haber3.com/calikin-gozu-halkbankta-406639h.htm
http://www.misafir.net/ekonomi-finans-borsa/131847-koc-tupras-kredimiz-teminatli-halkbank-gizliligi-ihlal-etti.html

TAM GÜNE EVET

Tam gün uygulamasından taviz yok...
Doğrusu diğer uygulamalara mesafeli yaklaşıyorum, 
bazılarını da onaylamıyorum.
Ancak tam gün yasası bana göre de  mantıklı..
Hastaların çoğu alt gelir grubundan ve giderek artış trendinde.
Bunun nedenlerinide araştırılması gerekli. 
İmkanlar, asgari ücret v.b.. 
Diğer taraftan referandum sonucu borçlu iş adamlarının yurtdışına rahat çıkabilmesi bence haksızlık. Çalışanların maaşı eline geçmeden kesilirken (vergi ,..) 
bu uygulama ne kadar adil!
Tam günün dışındaki sağlık uygulamaları  % 98 paraya endeksli.
Hem sigortalı olup hemde para vermek kıstlı kişiler için ölüm gibi bir şey..
Özel muyenehane veya hastane, 
Devlet Hastanesi,
Üniversite Hastanesi,
bu 3'ünden biri tercih edilmeli. Bir işe adapte olmak, 
zaman ve
hastaların kişilerin mağdur olmaması için  onaylıyorum..
Birde neredeyse 10 aya yakın ppd test  (bir verem testi) sıkıntısı bir türlü giderilemedi. 
İşiniz düşerse aşılar gibi nedenlere bunu öğrenme imkanınız ister istemez oluyor..

DU BAKALIM NOLCAK

Kıbrıs açıkları ile Doğu Akdeniz'de petrol sahaları ve askeri güç durumu,
Ortadoğu Ve Kuzey Afrika Baharı (ne bahar ama),
Suriye ve Türkiye'nin sınırı,
İsrail - Türkiye gerginliği,
Marmara Gemisi ve Türk - İsrail askeri ilişkileri-modernizasyon-
(ciğerin kediye emaneti) insansız uçaklardan alınan görüntülerin (nerelere) akışı!
komşularla sıfır sorUN,
basında yazılanlara göre  (non)NATO radarının Malatya yakınlarına kurulması,
bunların dışındaki Türkiye gündemi malumunuz...
DU BAKALIM N'OLCAK....

16 Eylül 2011 Cuma

SONY TABLET

Sony Tablet S Sony Türkiye Facebook Sayfasında Seni Bekliyor!

Ekim’de satışa sunulacak Sony Tablet S’e sahip olan ilk Türk olmak için, Sony Türkiye Facebook hayran sayfasında gerçekleşen “İlk Sony Tablet Kimin?” yarışmasına katılmak yeterli

13 Eylül 2011 Salı

HÜRREM HATUNUN HAMAM SETLERi

Restore edilen Hürrem Sultan Hamamı artık tarihi eserin ötesine geçerek mükemmel bir hamam olarak hizmet verdiğini biliyor musunuz?
Burasını işleten firma değişik seçenekler sunuyor hamama gelenlere..
Piri Pak; Osmanlı Usulü altın kaplama hamam tası, ipek peştemal, ahşap tarak, ten yapınıza göre kese, özel zeytinyağı sabunu, erguvan özlü şampuan, saç kremi ve vücut losyonu ile oluşan hamam seti.Ayrıca geleneksel kese uygulaması ve dinlendirici köpük masajı.Süreniz başladı! 35 dk-70 Euro
Diğer seçenekler; 
Keyf-i Hamam 50dk-90 Euro,
Zevk-i Sefa 75 dk - 100 Euro,
Ab-I Hayat 90 dk - 165 Euro.
Seçeneklere göre masaj, meyve tabağı, şerbet, kayısı ve lokum gibi ikramlar ile kil maskesi de var...

PLASTiK SU ŞiŞELERi VE GDO

Pet şişelerde ki suların gün geçtikçe sağlığa zararlı haberleri - yorumları  gündemde ki  yerini korumaya devam ediyor..  Plastik şişelerdeki su,  güneşte bekleyince daha da tehlikeli oluyor. Birde içindeki suya yapısından dolayı kimyasal madde geçişi olması, temizlenememesi en azından bir su şişesi için 3 su şişesi (damacanayı düşünün) gerekmesi olabilirliğinin az olması; cam  şişeler , damacanalar kullanılmasını işaret ediyor.Görürsünüz depo, bakkal ve marketlerin bazılarında tüm gün boyunca güneş altında sular alıcısını bekler.Birde GDO'lu ürünleri düşünün oda o kadar faydalı ki!!! tadından nasıl tüketileceğini milletçe düşünmüyoruz bile...
Sağlık elden gidiyor ama hiç oralı olmuyoruz.
Her konuda olduğu gibi uyumaya ve bize bir şey olmaz sözünü söylemeye devam!!

4 Eylül 2011 Pazar

TORYUM, BOR VE BURDUR

"Kod adı Affan: Annesi ve babası Susurluk'a bir araştırma yapmak için gitmişlerdi. Susurluk'tan Dursunbey'e, Bigadiç'ten Sultançayı'na, Kestelek'ten Sındırga'ya, Emet'ten Kırka'ya kadar geniş bir bölgeyi taradılar. Sonuçlar çok şaşırtıcıydı. Türkiye'nin dünyanın en zengin bor yataklarına sahip olduğunu saptadılar. Ayrıntılı bir rapor yazdılar, raporun sonuna da gizli ibareyle (Türkiye 2015'te yıllık 500 milyar dolarlık bor geliriyle süper güç olur) diye yazdılar.Arabalarına binip Ankara'ya dönerken, iki minibüs tarafından sıkıştırdı, şarampole yuvarlandılar.
Hurda haline gelen arabadan yaralı olarak çıkmaya çalışırken, tepeden inen dört kişi önce babasını, sonra annesini boğdu.
(Öldürmeden gelmeyin) emri alan katiller görevlerini tamamlamıştı' Kod adı Ragıp Baba, haberi alınca olay yerine ilk ulaşan oldu.
Cinayeti anladı. İz ararken, araba içinden gelen bir ağlama sesi duydu. Arabanın arkasında küçük bir çocuk ağlıyordu. Bu çocuk kod adı Affan olan çocuktu. Üstün zekâlı çocuklar yurdunda devlet tarafından büyütüldü. Yurt müdürü Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başarılı bir ismiydi...
Bu anlamlı sözler, Gazetemiz
TAKVİM'in Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler'in, "Şato: Gizli Devletin Şifresi''isimli kitabından alınmıştır.
Kod adı Affan olanlar MİT'te görevde. Bor madeni gizli raporları, devletin kasalarında. Hükümet tarafından alınan
Bor'un özelleştirilmemesi, millete ait olan Bor'un millet tarafından kullanılma kararının arkasında işte böyle derin mevziler ve düşünceler var. 
......
Bu yazı ilginç olduğu kadar gelecek için nelerin  olabileceği ve neler yapıldığına dair fikir veren okunması gereken bir yazı..
Yazının devamı bu bağlantıda...

ANTiBAKTERiYEL!


Antibakteriyel sabun ve diş macunlarını alırken ve kullanırken dikkatli olmalı!!
Bu ürünlerde triklosan  adlı bir madde bulunuyor. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta'nın verdiği bilgiler e göre bu madde kullanılmamalı.
Antibakteriyel sözüne kanmayıp; sabun, jel, diş macunu, deodorant ve diğer benzeri ürünleri alırken triklosan bulunmayanlar tercih edilmeli...
Temizlik ürünlerinde, parfümlerde, kırtasiye malzemelerinde, hatta ilaçlarda, yiyeceklerde , içeceklerimizde bulunan , ellerimizle dokunduğumuz ve kullandığımız bir çok üründe binlerce katkı maddesinin insan sağlığına zararları her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Her gün kullandığımız sayısız üründe bulunan ve insan sağlığı için ciddi tehlike oluşturduğundan şüphe edilen maddelerden biri de "triklosan" isimli kimyasaldır.

Triklosan nasıl bir maddedir?
Triklosan, mikropların bulaşmasını önlemek  için özellikle antibakteriyel sabunlar, diş macunları, deodorantlar, tıraş losyonları, kozmetikler ve benzeri bir çok ürüne katılan bir maddedir. 2001'de yapılan bir araştırmaya göre triklosan ve ona benzer bir ürün olan triklokarbon Amerika'da sıvı sabunların yüzde 76'sı ve kalıp sabunların yüzde 26'sında bulunuyor. Bu oranların bugün çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. 
Son senelerde mutfak aletleri, oyuncaklar başta olmak üzere bir çok şeyde yer alıyor.
Bu konuyla ilgili yazıyı buradan okuyabilirsiniz..

1 Eylül 2011 Perşembe

FRANSA iRAN'A SALDIRACAKMIŞ

Son haberlerde, İran'ın silah üretimi şu meşhur atom santrali ve silaha dönüştürülmesi projesi için
 Fransa'nın önlem amacıyla saldırı düzenleyebileceği  yer alıyor.
Fransa dışında büyükelçilerin katıldığı bir konferansta  Ortadoğu Barış Süreci ve Baharı konu ediliyor..Görünen o ki Fransa Amerika'nın ya yerine soyunuyor belkide Amerika'nın verdiği bir şeye karşı yada Fransa'daki iç politika gereği ...
Bir ABD vardı şimdi de Fransa eklendi. Şüphesiz o da demokrasi ve diğer ülkelere özgürlük amacıyla bu işe girişecek!!!
Gözün aydın dünya, seyretmeye olan biteni alkışlamaya devam et.
Nasılsa bir sonraki etapta sıra sana gelecek...

RAUF DENKTAŞ YOĞUN BAKIMDA

Kıbrıs dendiği vakit akla gelen ilk veya tek isim kimdir sizce?
Bence Rauf Denktaş.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrak Radyo Televizyon Kurumu'nun haberine göre KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf dDnktaş bilinci kapalı olarak Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Yoğun Bakım Üniversitesi'nde solunum cihazına bağlı olarak tedavi oluyor..Verilen bilgilere göre tedaviye cevap alınıyor ve 
Rauf Denktaş'ın durumu daha iyi gidiyor...
Kıbrıs Türk'ünün haklı mücadelesi için ömrünü  adayan ve herşeyini veren Rauf Denktaş'a acil şifalar diliyoruz...

A MiLLi TAKIM iYi BAŞLADI...



Basketbol Milli  Takımımız, Litvanya'da düzenlenen Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda A Grubu'ndaki ilk maçta Portekiz'i 79-56 yenerek harika bir sonuç aldı.
Hazırlık maçlarında iyi görünmeyen A Milli Basketbol Takımımız her şeyin geride kaldığını göstererek iyi bir başlangıç yaptı..

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır