31 Temmuz 2009 Cuma

UYGURLARA YAPILANLAR VE İZLEMEK

''Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Zhang Zhil konuşan Aydınlık, "Urumçi'deki idamlar yalan" dedi İDAMLAR YALAN "Urumçi'de yaşanan şiddet olayları, yurtdışındaki Rabia Kadir liderliğindeki bölücü güçlerin kışkırtması. Mao'nun milliyetlere pozitif haklar tanıyan politikasını, azınlıklar için daha avantajlı stratejiler izleyerek devam ettiriyoruz. 196 Uygur Türkünün kurşuna dizilerek öldürüldüğü yönündeki iddialar gerçek dışı. Daha dava bile açılmadı ki nasıl böyle bir şey yapılabilsin?"

Çin İstanbul Başkonsolosu bunları söylemiş...
Bir gerçek var ki; Çin uzun yıllardan beri Uygur Türkleri'ni asimile ediyor..
Provakasyon olsada olmasa da bu zulümü Çin yapmaya devam ediyor;
işte belgelerden çok azı..
Ülke ve millet olarak duyarlı mıyız?
Başkonsolos'tan da farklı bir cevap beklenemezdi.
Biz zulüm yapıyoruz derler mi...
Yıllardan beri yaptıklarını ancak bazı gazeteler yayınlıyor.Büyük medya grupları veya yönetenlere yakın gazetelerde pek bulamazsınız bu haberleri..


2001 Milli Gazete
Doğu Türkistan'da yapılan Nükleer denemelerde Türkler zarara gördü.
2000 Akit
1999 Gözcü

1986



Bir haber daha; 2008 tarihli.. 
'' 1957 yılında uygur mektepleri kapatıldı. aydınlara büyük baskılar yapıldı. ___________________________________________________
"1949 ile 1952 yıllarında 2.800.000; 1952 ile 1957 yıllarında 3.509.000; 1958 ile 1960 yıllarında 6.700.000. ve 1961 ile 1965 yılları arasında da 13.300.000. insan olmak üzere çinliler 1949 ile 1965 yılları arasında toplam olarak 26 milyon 300 bin insanı öldürmüşlerdir..." sunday expres gazetesi 20.4.1969 ______________________________________
1966 senesi aralık ayı içerisinde doğu türkistan'da 75.000 müslüman şehit edilmiştir. bu katliam, müslümanların ramazan ayını karşıladıkları bir sırada yapılmıştır." Endonezya ıbrasi gazetesi (26.4.1967 el nedve gazetesi) http://www.esselamunaley.com/archive/index.php/t-674.html ''

30 Temmuz 2009 Perşembe

GASTE, GAZETE ve MAZETE

2008 yılının ilk aylarında Gaste gazetesi hayatımıza girdi..Ücretsiz ve tabldoit.Küçük sayfalı ve şehirde sabahları elinize tutuşturuyorlar (mecbur değil, alırmısınız diyorlar). Daha önce tabldoi t gazete denemeleri olmuştu ama uzun sürmedi..Bu arada Doğan gurubu da ücretsiz ve tabldoit bir gazete yayınlamaya başladı.
1990'larda ''GAZETE'' Gazetesi vardı.Mazete adlı ekide bulunuyordu..
Fakat, Gazete gazetesi bir derece de Gaste gazetesini isim olarak onaylamıyorum..
Ücretsiz gazetenin (ülke genelinde) okur sayısını yükseltebileceğini düşünüyorum.Fakat bu gazete masraflarını reklamla kapatabiliyor mu?Başka bir neden olabilir mi? Kullanılan ismin (Gaste) doğruluğu hakkında ne dünüyorsunuz... Ücretsiz gazeteler diğer gazetelerin satışını etkiler mi..
Bu soruları düşünürken; 1 yıl kadar sonra 2009'un yine ilk aylarında kapandı.
Sabun köpüğü gibi kaybolup gitti..
Bir varmış bir yokmuş.

FINDIK YAĞI

BLOGGER'in Mutfağından bir kesit!
Son Dokuz yıldır Fındık yağı yağı kullanıyorum.İlk 3 yıl saf fındık yağı kullanırken son 6 yıldır pahallı olduğundan Çotanak İdeal Fındık yağı kullanıyorum.
Çotanak İdeal'in saf fındık yağından farkı ise Ayçiçekyağıyla karışık olması.
İlginin azalması artan fiyatlardan kaynaklanıyor. Saf fındık yağının fiyatı 50 Ytl civarındayken yerine göre İdeal-karışık fındık yağı 18.5 ile 21 Ytl arasında değişiyor.
Piyasada en çok Çotanak ve Çotanak İdeal yağ görülüyor.Diğer markalardan ise az görülüyor.
Son haftalarda büyük marketlerde Oruçoğlu ve Zade saf fındık yağı (tanıtım olabilir) 5 kiloluk teneke olarak 19-21 TL civarı..
Fiyatı böyle ama sağlık yönünden harika bir yağ.
Faydaları zaten saymakla bitmez, en başta kalp- damar sistemi için..

ACİL SERVİS



''En ufak bir sorunda hemen hastaneye koşulduğundan ne bina yetiyor ne de doktor.''.Bunu hastanenin Acil servisinde bekleyen bir amca söylüyordu.Acil sevisler bu yüzden insan kaynıyor.Adı üstünde ACİL servis.Ama bakıyosunuz 6 aydır sırtı ağrıyan veya 1 haftadır eli ağrıyan acil servisi meşgul ediyor.Kaza geçiren veya hayati tehlikesi olan hasta kalabalık yüzünden - zaman yüzünden zor durumda kalıyor.Bazı durumlarda saniyeler bile önemli. Son zamanlarda uygulanan Performans sistemi ise her hastaya bütün tetkiklerin istenmesine sebep. oluyor.İyi ama bazı durumlarda boşuna zaman ve devletimize yani bizim cebimize maddi kayıp oluyor.Birde film çektirirken radyasyon alıyorsunuz.
İyileşmek için GEREKİRSE tetkik uygulanmalı.Muyene edilmeden tetkik olayı Performans sistemine!!! yarıyor.Ne kadar çok yazılırsa yazan para kazanıyor.Bilinmiyorsa hastanelerde veya nette araştırmanızı öneririm..Çoğu zamanda tetkiklere bile bakılmıyor yada karnı ağrıyan adama ekg veya tansiyon ölçümü yaptırılıyor.
HER ZAMAN BÖYLE OLMUYOR ama BELİRGİN şekilde bunlarıda görüyorsunuz.Hastanızı götürdüğünüzde bunları farkedebiliyorsunuz..

TAMGÜN YASASI VE RADYASYON

Tam gün yasasında radyasyon ve radyasyon ile çalışanlar için olan bölüme yönelik olarak TÜMRADDER tarafından hazırlanan dilekçe örnekleri.
Dilekçeler; Sağlık Bakanlığı, Milletvekilleri, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı için hazırlanmış.
'' TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

’’Üniversite Ve Sağlık Personelinin Tamgün Çalışmasına Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’’nın 8.maddesinde yer alan düzenleme ile radyoloji çalışanlarının 5 saat olan günlük çalışma süresi 7,5 saate ve haftalık 37,5 saate çıkarılmaya çalışılmaktadır. Kanun maddesinin değiştirilmesi ve buna ilişkin hazırlanan yönetmelikle ile ilgili gerekçede ’’iyonizan radyasyonla çalışmanın sağlık açısından taşıdığı özel önem dikkate alınarak, maruz kalınan radyasyon dozu takip edilecektir.Çalışma süresi içinde doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşılması takdirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer tedbirler yönetmelikle belirlenecektir’’ ibaresi yer almaktadır.Halbuki mevcut dozimetre sistemiyle(film dozimetre) binlerce personelin aldığı doz miktarının hassas bir şekilde ölçülmesinin mümkün olmadığı bilinmektedir.

İyonizan radyasyonda doz faktörünün yanı sıra zaman faktörü çok önemli rol oynamakta olup zaman faktöründen sadece çalışma süresi anlaşılmamalıdır. Esas zaman faktörü, birim zaman da yapılan iş olarak anlaşılmalıdır. Bugün ülkemizde her türlü olanaksızlık içinde, havasız, havalandırmasız ortamlarda, her türlü radyasyon kontrol ve denetiminden uzak fiziki koşullarda görev yapan binlerce radyoloji teknisyeni bulunmaktadır. Radyoloji teknisyen / teknikeri mevcut 5 saatlik mesai saatleri içerisinde bile gelişmiş ülkelerle kıyaslanamayacak kadar fazla sayıda radyolojik incelemeyi yapmak zorunda bırakılmaktadır.

Tanımlanmamış bir meslek grubu olan Radyoloji Teknisyen/ Teknikerlerinin kötü koşullarda ve ağır iş yükü altında çalıştıklarını en iyi bilmesi gereken kurum Sağlık Bakanlığı’dır.

Bilimsellik ve ülke gerçekleriyle bağdaşmayan bu düzenleme geri çekilmelidir.
Radyoloji Teknisyeni olarak mesai saatlerimizin artırılması telafisi güç zararların doğmasına sebebiyet vereceğini,.çalışma saatlerimizin artırılması yerine, daha güvenli çalışma ortamı sağlanması, bu alanda görev yapan personelin eğitim düzeylerinin yükseltilmesi ve görev tanımlarının netleştirilmesi ile ilgili yasal düzenlemenin ivedilikle yapılmasını ve ’’Üniversite Ve Sağlık Personelinin Tamgün Çalışmasına Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’’nın 8.maddesinin çıkarılmasını talep ediyorum.

Adı-Soyadı Çalıştığı Kurum Tarih / İmza
Bu konuyla ilgili Türk Medikal Radyoloji Derneği'nin
görüşlerini de(itiraz yazısı)
linklerinden okuyabilirsiniz..

RADON

Radon; sigara gibi kansere yol açan bir etken,
radyasyon içeren bir gaz.
Özellikle evlerde radon gazı için sık sık odalar havalandırılmalı.
İstanbul ve diğer büyük kentlerimizde daracık ve atyapısı sorunlu yerlerde bu konu önem kazanmakta.
Alt kat veya bodrum katlarda , bodrumlarda
taban ve duvar çatlakları kapatılmalı.
En azından sık sık havalandırılmalı.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

MUAVENET NEYDİ

''2 Ekim 1992. Ege’de yapilan Nato Kararlilik Tatbikati sirasinda Muavenet muhribi Amerikan Saratoga ucak gemisinden atilan Sea Sparrow fuzeleri tarafindan vurulur. Aralarinda geminin komutaninin da oldugu 5 denizcimiz sehit olur. Ama asil komik olan nedir bilir misiniz? Donemin ABD Disisleri Bakan Yardimcisi Lawrence Eagleburger haberi Washington Buyukelcisi Nuzhet Kandemir’e “Geminizi batirdik ozur dileriz” diye iletir. http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=3302 ''
Muavenet adlı gemimizin batırılmasının üzerinden çok yıllar geçti.Unuttuk mu yada günlük sorunlarımız ve işlerimiz yüzünden hatırlayamadık mı?Unutulacak bir olay değil.. Kuzey Amerika'da ki devletin gerçek yüzünü gösteren olaylardan biridir.. Hatırlamaktan başka ne yapabiliriz (yapabilirdik); (en azından) alışverişlerimizde, izlediğimiz filmlerde bunu gözönüne alabiliriz. Meselenin başka bir yönüde, bu konuda basında veya nette fazla yazı çıkmadı; istisnalar haricinde.. O istisna yazılardan biri, okumanızı tavsiye ederim;
''Muavenet Faciası’nı hatırlayan var mı? Dün o facianın yıldönümüydü.. .... Şu noktaya bir daha dikkat edelim; tatbikatta kesinlikle gerçek silah kullanmak yoktu.Ve olay, tatbikat uyku-dinlenme pozisyonunda iken meydana geldi! ... Ama onları hiç unutmayacağız, unutturmayacağız. http://www.haber3.com/news_detail.php?id=412945 ''

27 Temmuz 2009 Pazartesi

HAKSIZ REKABET (Mİ)

Kriz sebebiyle sanayi ve ticaretteki rekabet daha da şiddetlenmekte..
Her gün alışveriş yaptığımız BAKKALımız ve marketimizde bu rekabetin içinde. Fakat alış veriş merkezlerinin %15 bakkalın ise % 35
( HaberTürk Gazetesi'nin haberine göre) vergi verdiği fakat paranız olmadığı vakitte sadece bakkaldan alış veriş yapılabildiği bir ülkede
bu duruma haksız rekabet diyebilir miyiz?
Sadece vergi oranını düşünseniz bile haksız rekabet olduğunu rahatlıkla görürsünüz..
(Gazetenin haberi yanlışsa herşeyi yeniden değerlendirmek gerek!)

ATA SPORUMUZ GÜREŞ

Güreş ve benzeri sporlara basında az yer veriliyor.
Farklı bakış açısıyla verilen bu programları kaçırmamalısınız.
Bu yayınlardan biride;
TEK RUMELİ TV' de her Cuma akşamı yayınlanan
ATA SPORUMUZ GÜREŞ
adında ki program .
Program Pazar akşamları da tekrarlanıyor..
Bu programda güreş klüpleri, tanıtımlar, yarışmalar ve röportajlar yeralıyor...
Güreş ve benzeri sporlara basında az yer veriliyor

DEVRİM 2010

Devrim otomobili bir rüyanın gerçeğe zorda olsa dönüşebileceğini kanıtladı.
Fakat siyasi ve ticari oyunlar derken seri üretime geçemeden kaldı.
İnşallah günün birinde yine-yeniden diyerek
Mini, Beetle gibi retro (?) denen
eski tasarımların yeniden modernize edilerek hayat bulduğu
% 100 Türk otomobili görebiliriz?

MEDYANIN GERÇEK YÜZÜ

Bazı gazeteler ve yazarlar
gazeteciliğin ve yorumun dışında yaptıkları
ortada (medyanın kirli yüzü olarak)..
Bunlardan , biri.. Silivri'de devam eden, mahkeme konusu olan; darbe çetesi (farklı bir ifadeyle) ile ilgili yasağı ne (bir takım) medya nede siyasiler takmadı.
Oysa bu kanun uygulanması gerekiyordu.Milletin gözünün içine baka baka bazıları bu kuralı ihlala devam etti.İlgililer de izledi. Fakat başka bir davada (Almanya'dan gönderilen dosyalı dava) bu kuralı uyguluyorlar.Az evvel yazdığımız Bir takım basında bunu destekliyor (Diğerini niye desteklemediniz diye sorulmalı mı?).
Bütün davalarda ve her şeyde yasalar tam uygulanmalı,
TARAFsız olunmalı; senin - benim, davam- medyam olmamalı.
Yazarın biri; her şeyi tahmin ediyor, kısa zamanda hepsi çıkıyor! ve (imalı şekilde) tehditte ediyor. Benim dediklerimi yapın yoksa ..... demeye getiriyor.. İşte o haberin linki;
Bu olağan mı, normal bir davranış mı..
Basın; iş takibi , başkalarını tehdit etmek beyin yıkamak gibi olumsuz şeylerle niye meşgul..
Bakıyorsunuz artık BASIN'IN haberin aslıyla alakası değil
haberle ilgisi kalmamış.
Basının görev tanımı değişti mi?

HALİÇ

Haliç; Kasımpaşa'dan itibaren bulanık ve kahverengi bir hal içinde görünüyor..Üç veya dört sene önceki temizlik yok.Bazı yerlerden yağlı (atık) sıvılar geliyor, çöpler atılıyor.
Eyüp Devlet hastanesi taraflarında bir dönem balıklar çoktu.
Balık yavruları kıyıya yakın yerlerde sizi görünce kaçardı, fakat artık balıklar bahsedilen yerlerde gözükmüyor.
Arasıra temizleme araçları denizden veya
karadan (insan gücüyle) geçiyor, temizliyor ama bazı yerlerde
beton atıkları var.
Haliç'i her zaman temiz, her zaman balıkların dolaştığı bir su yolu olarak görmek istiyoruz.

AVRUPA BİRLİĞİ'Mİ YOKSA ASYA BİRLİĞİ'Mİ


AB'ye bir sürü açılım yapıp karşılığını alamamak yerine
Asya Birliğini düşünmek daha iyi.
Aslında Asya Birliği için çalışırken Avrupa Birliği'nden gerilemek yerine
Avrupa Birliği'nden Türkiye adına, bizim için iyi ve olumlu açılım yapmalarını sağlamak.
Onları baskı altına almak gerek..
Onları biz istemesekte üye olmamızı istemelerini sağlamak!
İşte bütün mesele bu..
Yada Amerika Birliği; olabilir mi?
Yanlış anlaşılmasın Güney Amerika Birliği'ni kastettik.

24 Temmuz 2009 Cuma

BU SENE BUNLAR MODA


Genç bir hanım elbise alırken veya incelerken..Hanımların en çok ilgilendiği konulardan biri.Alış veriş, özellikle de elbise bakmak, incelemek, almak..
Nasıl bakılır, incelenir; önce etiketine bakarsın, sonra kumaşını şöyle elinle kaydırırsın, bastırısın, beline bakarsın olur mu- olmaz mı.Sonra acaba kilo versem mi diye düşünürsün.
Sonra fiyatını sorarsın yada etiketi kontrol edersin..
Tabi ki bakmadan bir şey alınmaz..Olur mu o kadar para veriyorsunuz, hele bu kriz zamanında..Bi de çoluk, çocuk ev giderleri ve faturalar..
Haa sosyal faaliyetler, gazete kitap onlar şimdilik muamma.
Paramız yetişmiyor..
Neyse lafı uzatmayalım; hanımlar yedisinde neyse yetmişinde de o..
Yani bu hanım daha 2 yaşında elbise alacakmış kendine; inceliyor..Kıyafetine bakarsanız bence 10'luk puan sistemiyle Yıldızlı 10'u hakediyor..
Hatta ilave +++'larıda..

YOLLAR, HAYATLAR ve IŞIKLAR

Akşam saatleri, aslında gece olmuş , yoğunluk azalmış ve çalışanlar evlerine varmış durumdayken İstanbul'un can damarı denilebilecek noktalardan Haliç Köprüsü'nün Edirnekapı tarafı.İki parçalı futbol takımlarının forması gibi Kırmızı ve Beyaz..Bir ülkenin veya şehirin damarlarıda böyle hareketli..Hayatı birbirine bağlayan bir yoldan, gecenin karanlığında çok renkli bir görüntü..

22 Temmuz 2009 Çarşamba

RADYASYONDAN Bİ ŞEY OLMAZ (MI)

Daha önce torba yasayla Radyoloji çalışanlarının çalışma saati 9 saate çıkarılmak istenmişti.
Olmadı.
Bu kez Tam gün yasasıyla 7 saate çıkarılmak isteniyor.
Yasa komisyondan geçti. Tatilden sonra mecliste görüşülecek.
Görünene göre /bildiğimize göre saat artırılıyor, alınan radyasyon miktarıda otomatik artacak..
TAEK alınan dozu bir kaç ay sonra açıklıyor.
Bu arada fazla doz alan(çalışan) kişi ne olacak.
Bilen var mı..
Böyle bir durumla karşılaşmak risk midir
yada hani derler ya
Bİ ŞEY OLMAZ mı..

13 Temmuz 2009 Pazartesi

ÇANAKKALE , GELİBOLU VE ABİDE


Çanakkale Abide'sinin yanında bu tabela var.
Fakat ha varmış ha yokmuş (masalda ki gibi)..
Gerçekten sorun varsa (vardır) kimse yaklaştırılmaz ve sorun çözümlenir.
Geçen sene de gittiğimde bu tabela vardı.
Bir yılda bir şey değişmemiş..
Yada ilgililerimiz ve ilgili olmayanlarımız! sadece yumuşak koltuklarında oturuyorlar.
Ülkemizin (Vatanımızın, Halkımızın ve Milletimizin) en büyük sorunlarından biridir.Sadece oturmak veya ilgili ilgisiz olmak..
Malesef kurum olduğu kadar birey olarakta o kadar ilgisiz ve sorumsusuz.Anıtlarımız, tarihi eserlerimiz ya kötü ya çöp içinde.
Pek azı da her yönden iyi!
Çanakkale'de bir tarih yatıyor unutmamak lazım..

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır