hak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Kasım 2009 Salı

HAK ve EŞİTLİK

Artık sızlanma, şikâyet etme, ağlama zamanı geçti. Her yerde çöküntü, gayesizlik ve yanılgı havası hâkim. Bu gidiş nereye diye sormaya kalkışmak ise aymazlıktır. Artık yolun ötesi görünmüştür. Siyaset, ekonomi ve güvenlik meseleleri diz boyu olup bunları ortadan kaldırmak için cesur ve erdemli bir siyasi mücadele şarttır.
İnsanların yeryüzünde görüldüğü ilk zamanlardan bu güne dek, kavgaları, çekişmeleri, ayrışmaları, savaşları, akla gelebilecek her türlü çatışma, mücadele, doktrin ve rejimlerin iki ana sebebi vardır, bunlar;
" Hak ve eşitlik" tir.
Kuruluş sürecinde olan ve kısa bir süre sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin siyasi sahasına çıkacak olan "HAK VE EŞİTLİK" Partisinin değişmez ilkeleri, gerçekleştireceği hizmetler aşağıda sunulmuştur:
1. Milletvekili, üst bürokrat ve memur dokunulmazlığı kaldırılacak, herkes adalet önünde hesap verecektir.
2. Ülkenin baş düşmanları olan fakirlik ve cehalete, bütün kaynaklar seferber edilerek savaş açılacaktır.
3. Siyasi partiler ve seçim yasaları tam bir demokratik düzene sokulacaktır.
4. Yargıya bütün dünyada olabildiğinden de daha üst bir bağımsızlık sistemi getirilecektir.
5. Halkın aç gezdiği bu memlekette halkın parası olan hazineden, partilere yardım yapmak akıl dışıdır, kaldırılacaktır.
6. Bölücüler ve teokratik devlet peşinde koşanların önü tamamen kesilecek, Güneydoğu'daki halk teröristlerden soyutlanarak dağlar silahlı eşkıyalardan temizlenecektir. Bu milletin, evlatlarının canı bu kadar ucuz değildir. 25 yıldır süre gelen kanın akışı daha fazla devam edemez.
7. Yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet denilen rezilliğe hiç kimsenin tevessül edemeyeceği yasal düzenlemeler yapılacak ve tam tatbik edilecektir.
8. Vergi sisteminde adil ve dürüst şekilde uygulanacak düzenlemeler yapılacaktır. Emek ve alın teri her şeydir.
9. Ulusal kaynakların kullanımında öncelik sosyal güvenlik sistemi, eğitim ve sağlıkta olacaktır. Sosyal güvenlik sistemine dâhil edilmeyen tek kişi kalmayacaktır.
10. Bütün keyfi harcamalara, saltanatlıklara, ayrıcalıklara, lüks yaşama, kamu ve mahalli yönetimlerde son verilecektir. Yağma sofrası ortadan kaldırılacaktır.
11. Dış siyasette tek ilke olacaktır; "Başı dik devlet, onurlu millet". Her tavır, her görüşme, her protokol, her tutanak, her antlaşmada esas budur.
12. 1960'dan başlayarak, gerçekleşmiş veya yarım kalmış teşebbüsler halinde Ordunun siyasi sürece müdahaleleri vardır. Ordu, direkt veya dolaylı hayatı boyunca fiilen siyaset dışı kalacaktır.
13. Tam bağımsızlık (Tam İstiklal) ve ulusal egemenlik (Kayıtsız Şartsız Milli Hâkimiyet) bütün faaliyet ve çalışmaların temel fikridir.
14. Bu gün dünyada dolaşan paranın %50'si yiyecek alanında bulunmaktadır. Petrol için geri kalan paradan sadece 1/3 kullanılmaktadır. Dünyanın geleceği kıymetli tarım alanları ve suya bağlıdır. Topraklarımıza, sularımıza, ormanlarımıza sahip çıkmak çocuklarımıza yapılacak en büyük hizmet olacaktır.
15. Din bir vicdan işi olduğundan parti, dini dünya ve devlet işleri ile siyasetten ayrı tutmayı, milletimizin çağdaş medeniyet yolunda ilerlemesi için başlıca şartlardan bir sayacaktır. Bu ülkenin çocukları dinci, dinsiz, şu mezhepten bu mezhepten diye asla ayrılamaz, bölünme sebebi ve taraf tutmak kabul edilemez. Birbirlerine rastladıklarında: "Selamün Aleyküm" diyen de, "Merhaba" diyen de bu toprağın ve bu kültürün çocuklarıdır.
16. Söze, yazıya, fikre ve düşünceye hiçbir sebep ve gerekçeyle gem vurulamaz, sansür uygulanamaz.
17. Devletin sahibi ve efendisi millettir ve devlet millete hizmet için vardır. Devletin asli işi de, adaleti ve güvenliği sağlamaktır. Bu işini de en hızlı, en sağlam, en güven verici şekilde yapacak tarzda gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
18. Ülkedeki tüm eğitim ve öğretimin, müfredat konu ve kapsamları akılcı, çağdaş sistemlere uygun olacak şekilde değiştirilecektir.
19. Milletin kendi haklarını savunması lazımdır. Yarı bağımlı bir ülkede yaşayan bir insan, yürüyen ıztırapdır. Bir millet bağımsızlığını kaybedince, O millette herkes hiç olur.
20. Özgürlük her şeydir. Özgür olmayan insan cesur olamaz. Özgür olmadığından cesarette gösteremeyen insanın, başka yetenekleri olsa bile onların hakkını veremez. Demokrasi de ancak özgür birey ve toplumlar sayesinde gerçek niteliklerini ortaya koyabilir. Halkın hükümetleri denetleyemediği yerde demokrasiden bahsedilemez.
"HAK VE EŞİTLİK" HAREKETİNDE YER ALACAKLARIN DOĞASI VE FELSEFELERİ:
1. Türkiye çürük bir düzene doğru yol almaktadır. Aşırı derecede dayanıklı ve iddialı vatanperver insanlara ihtiyaç vardır.
2. Bu dönemde az çok okuyan, düşünen, dinamik bir insanın politika dışında kalması imkânsızdır.
3. Cumhuriyet ve demokrasi gözü pek muhafızlara ihtiyaç duymaktadır.
4. Kadın ve erkekler bu yolda müşterek mücadele etmek zorundadır. Şahsi karar ve teşebbüsün tam ve kesin damgasının vurulması gerekir. Böyle bir siyasi hareket, mizaç, ruh yapısı, mücadele metot ve alışkanlıkları bakımından farklı bir insan ister.
5. Her faaliyet halka dayalı, halkın içinde, halkın kültür ve ihtiyaçlarına dönük olarak ve mutlaka onu huzurlu kılmak, mutlu etmek için yapılacaktır. Millete bahane anlatılmaz!
6. Kitleler ateşlenmeli, coşturulmalı, fakat bu; halk kitlelerinden alınacak ateşle yapılmalı, ruhları tutuşturulmalıdır. Bunun için açık fikirli konuşmalarla hayata ait konular işlenmelidir.
7. Hasım kazanmanız kaçınılmazdır. Savaşçı bir karaktere sahip olmalısınız ve haklı olduğunuzu bildiğiniz zaman, asla uzlaşmaya gitmemelisiniz. Hak verilmez.
8. Sabırsızlık ve cesaret kaybı insanı daha kolay bir yola sapması için ayartır. Bu kestirme yollar asla işe yaramaz. Onu seçtiğiniz için de duyacağınız pişmanlık, umutsuzluk duygularınızı daha da artırır.
9. Halkımızın dertleri kendi derdimizdir. Duygu, düşünce ve hayallerinizi ustalıkla kaynaştırırsanız, dağlar bile eğilir.
10. Halk, toplumsal ve ulusal meselelere meraklı hale getirilmelidir. İnsanlarımız şahsi sorumluluklarının farkına varmadığı sürece ülkenin yenilenmesi ve gelişmesi olmayacaktır. Halkın kendi gücünün ve olanaklarının farkına varması sağlanmalıdır.
11. Gençliğin yakıcı ateşini söndürmek, bir millete yapılabilecek en büyük kötülüktür. Yolları açılacak.
12. Bir milletin kendisini unutması en büyük kusurdur. Kendi benliğini kanıtlamayan toplumlara dünya saygı duymaz.
13. Daha fazla geç kalınırsa görülen o dur ki, geçmişteki birkaç neslin ortak zaaflarını gelecekteki bir nesil ödeyecektir.
14. Halkın bir bölümü dert küpü, bir bölümü de kan uykudadır. Aldatılmaya ve avutulmaya son verilecektir.
15. Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN Cumhuriyetin kuruluşunda öngördüğü: "İmtiyazsız, sınıfsız, bir kitleyiz" hedefi üzerine yorulmadan, bıkmadan yürümek esastır.
Yüreği ve ruhu özgür insanlar kendi türlerinin en kıymetli örnekleridir. Titreyen ve korkan zaten yaşayamaz. Ölümün avcılık yaptığı bu dünya da özgürlük dışında hiçbir şeyin önemi yoktur.
Dünya üzerinde yamyamlık devam ediyor, sadece insanları yeni usullerle yiyorlar. Dünya siyasi tarihinden çıkan sonuç, toplumlar "Ya emir alıyorlar ya da emir veriyorlar". Yani ya efendi ya da hizmetli durumdalar. Böyle giderse, bizim de geleceğimiz kusursuz hizmetli görünümündedir.
Halkın aklı, halkın iradesi, halkın enerjisi ile halkın fikrinin ve vicdanının uyandırılması lazımdır. Moral çöküntüsünün sonu buhrandır.
Hatıralar da dal ister, kuşlar gibi konacak!
İşte size tarihsel ve toplumsal bir dal teklif ediliyor. Ve bir milletin göğsü nefes almak için rüzgâr bekliyor. Hüküm sizin, karar sizin, vicdan sizindir ve her insan kendi hayatının mimarıdır.
Bir insanın en kıymetli en son sarılacağı şeyi onurudur. Onu kaybettikten sonra geriye ne kalır ki?
Yaşasın Vatan Yaşasın Türk Milleti!
Osman Pamukoğlu "Hak ve Eşitlik" kuruluşu adına 28 Temmuz 2008
Yazının kaynağı; www.hakveesitlik.org.tr
Günümüzde, hak ve eşitlik için farklı şeyler söyleniyor.Adı değişiyor, özgürlük oluyor, demokrasi oluyor.Farklı terimler, kelimeler diyebilirsiniz; insanlar özgür olmalıdır, Evet.Her insan özgür olduğuna göre yada olması gerektiğine göre Eşit midir?Herkesin özgürlük hakkı değil midir?
Bu değerler parayla veya makamla etkilenir mi?
Birde, kişinin özgürlüğü başkasının özgürlüğünü engellerse ne olur;
kıyamet ondan kopar.
Her neyse, Hak ve Eşitlik hakında farklı bir yaklaşım yazılmış adı geçen sitede.Okumaya , düşünmeye değer.Yine bildiğimizi yapalım!

3 Ekim 2009 Cumartesi

MİNİ YORUM; HAK, ZOZAN, COSTNER, TEĞET

''Malatya misyonerler davasıyla ilgili belgeler, Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi üyelerinin telefon konuşmaları, Muzaffer Tekin’in Danıştay sorgusundaki ifadeleri, Ergenekon soruşturması kapsamında değerlendirildi.
Maksat, ceza vermek...
Yorumsuz.
________________________________
'' Suzan dersek oluyor Zozan dersek eyvah..
Star Gazetesi, Aziz Üstel ''
Zozan ismi zaten kullanılıyor.Yaşlı teyzeler biliyorum adı Zozan.
Nüfus kayıtlarına bakın, inanmazsanız..
__________________________
''Kürtlere eğitim verilirse Kürt milliyetçiliği artar
Kanaltürk tartışma programı, Ozan Kütahyalı ''
Eğitim hakkında ne demek istediği anlaşılmıyor..
Ne demek istiyor acaba.Eğitim verilmeli mi, verilmemeli mi.
Tabi ki herkese eğitim verilmelidir.
________________________
Costner açılıma destek vermiş..
THY reklamında oynayan herkes rahatlıkla açılıma destek verebilir..
________________________________________________
''Sağlıkta Amerikanlaşıyoruz, Amerika bizleşiyor... ..hükümetiyle terkettiğimiz sağlık sosyalizasyon programının benzerini Amerika uygulamaya başlıyor.
Habertürk Gazetesi,Ali Tezel
Yap boz tahtasına döndü herşey.
Dar gelirliyi herhalde kimse farketmiyor..Sesimizi duyan var mı?
_____________________________________________
''...hazmettire hazmettire...''
Hani ülkede demokrasi ve özgürlük vardı.
Demokraside hazmediyorsun birde başkasına hazmettiriyorsun.
Yani teğet geçme durumu yok..

9 Eylül 2009 Çarşamba

AÇILIM 999

Açılım 999; 09.09.2009.
Bugünün açılımı Tabiattan; sel..
Siz yeşili korumazsanız, gerekeni yapmazsanız,
yeryüzü size bu şekilde açılım yapar.
Ne yaptık ki karşılık bekliyoruz; mazgallar tıkalı,
yatırımlar ya yok, ya yetersiz...
Fabrikalar, yollar en verimli, ağaçlı ve yeşil yerlere yapılıyor.Hala da bu böyle devam ediyor, fabrikaların filtreleri ya çalışır ya (genelde) çalışmaz,
ilgililer ilgisiz kalır.
Üçüncü köprünün güzegahı da ormanlık alan içinden geçer.
Açılıma dönelim; yapılan açılımlardan ne karşılık gördük , hiçbir şey.
Bize yurt dışından açılım geldimi yok.
Yada dolaylı olarak, çuval, bop gibi olumsuz açılımlar.
Anayasada herkes eşittir.Evet.
Bu konuda ilgililer ilgisiz kalmışsa mahkemeler ve savcılar gereğini yapsın, geriye dönük olsa bile.
Neymiş kart, kurt, kar sesi; bunu diyen kişinin yaptıkları veya söyledikleri kendini bağlar, genele nasıl maledilebilir.
Yanlışlık yapanlar cezasına katlanmalı.
Ama, benim veya senin bürokratın, görevlin olamaz...
Herşeyin ilki ve sonu vardır.
Asıl olan adalettir.
Herkes eşittir.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

HAKSIZ REKABET (Mİ)

Kriz sebebiyle sanayi ve ticaretteki rekabet daha da şiddetlenmekte..
Her gün alışveriş yaptığımız BAKKALımız ve marketimizde bu rekabetin içinde. Fakat alış veriş merkezlerinin %15 bakkalın ise % 35
( HaberTürk Gazetesi'nin haberine göre) vergi verdiği fakat paranız olmadığı vakitte sadece bakkaldan alış veriş yapılabildiği bir ülkede
bu duruma haksız rekabet diyebilir miyiz?
Sadece vergi oranını düşünseniz bile haksız rekabet olduğunu rahatlıkla görürsünüz..
(Gazetenin haberi yanlışsa herşeyi yeniden değerlendirmek gerek!)

26 Mart 2009 Perşembe

ASLINDA HAYAT BİR SAHNEDİR

Hayat bazıları için zorda olsa devam ediyor..
Sizce hangi cevap bu fotoğraf için yazılabilir;
A- Kendini içkiye verdi bu hale geldi
B- Birine kızdı hayata küstü
C- Hakkını yediler
D- Sorumsuzluğun bedeli
E- Aslında görüntüdeki aktör, bu çekilen bir sahne..
Aslında hayat bir sahnedir..
Resim Panorama24/asan70

24 Mart 2009 Salı

SEÇİM SİZİN,SEÇİM BİZİM: KAMU ARAÇLARI

KAMU ARAÇLARININ YANLIŞ VEYA AMAÇLARININ DIŞINDA KULLANIMI

Kamu araçlarının yanlış ve amacı dışında kullanımı.Buradaki Araçtan kasıt sadece araba değil arabayla birlikte diğer kamu hizmeti veren tüm araçlar. Örneğin herhangi bir kamu kuruluşundaki bilgisayarın veya bir tesisin amacı dışında kullanımı.Bunlar bir yerden sonra suç durumuna da geliyor.

Bir haber;
''Orman Yangını Helikopteriyle Kahvaltıya Gitmek Ormancılık Faaliyeti Oldu Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik'in, "Kültür ve Turizm Müdürü Osman Murat Süslü ve Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın'ın Acil Durum Helikopteri ile Muğla'nın Ula İlçesi'ne Bağlı Arıcılar Köyü Muhtarının Verdiği Kahvaltı"ya Katılmasıyla İlgili Soru Önergesine İlginç Bir Yanıt Verdi.''
http://www.sondakika.com/haber-orman-yangini-helikopteriyle-kahvaltiya-gitmek/

Yangın gibi bir afete müdahalede saniyeler önemliyken bu durum trajikomik!!! bir hal alıyor.
Dünya ülkelerinde en fazla makam aracına sahip bir ülkede de tüm araçların amacı dışında kullanılma olasılığıda malesef yüksek..Zaman zaman görüyor veya basında duyuyoruz.

''Türkiye, 200 bin makam aracı ve 235 bin lojman sayısı ile dünyada birinci sırada yer alıyor.
Türkiye makam aracı ve lojman çiftliği ''
http://www.kenthaber.com/Haber/Genel/Normal/turkiye-makam-araci-ve-lojman-ciftligi/9731.aspx

Seçim zamanlarında ise kamu araçları;
taşımacılık ve afiş , parti bayrağı takmak gibi konularda kullanılıyor.
Artık ayıptır,yanlıştır veya yasaktırı geçtik artık olağan yada olması gereken gibi (algılanıyor veya kabul ediliyor! ).
Bu şekilde basında yer alıyor, günlük hayatta karşımıza çıkıyor.Artık vicdan veya otokontrol denen kavramlar da kullanılmıyor.. A,B,C değil herkes yapıyor bu işi, doğru mu? Mantık ve ahlaki olarak doğru değil..
Hani vatandaşın parasıyla alınmıştı,
vatandaş için kullanılması gerekiyor (du)..

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır