gerçek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gerçek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ağustos 2009 Cumartesi

NEFES

Yakın tarihimizden gerçekleri konu alan bir film..
Bir aksilik olmazsa Ekim 2009'da sinemalarda gösterime girecek.
'' NEFES; Güneydoğu’da Irak sınırına yakın bir ilçedeki komando tugayında bulunan ve Karabal Tepesi’ndeki röle istasyonunu korumakla görevlendirilen bir yüzbaşı komutasındaki 40 askerin hikayesidir.
Buz gibi sulardan geçtiler, tepelere tırmanıp, yamaçlardan indiler…
Güneşte kavruldular, iki gün iki gece..
Ellerinde tüfekleri… Sırtlarında evleri… yüreklerinde sevdikleriyle…
Sınır nedir, neresidir bilmezdi çoğu… Emir almadıkları, emir de vermedikleri bir hayattan, her şeyi emirle yaptıkları bir hayata geçtiklerinde sınırları da gördüler..
Mevzilerde beklediler.. Korudukları telsizden analarıyla, babalarıyla, sevgilileriyle görüşebilmek için telefon sırası beklediler…
Kendilerini neyin beklediğini bilmeden günlerce, aylarca beklediler Karabal Tepe’de…
''
Film ile ilgili bilgi için;

10 Ağustos 2009 Pazartesi

FİLM; PETROL GERÇEĞİ

Petrol gerçeğini konu alan bir filmin başına gelenler...
Tahminimce; çoğu arkadaşımızın böyle bir film yarışmasından ve filmden haberi olmamıştır.. Ülkemiz başta madenler ve coğrafi (geçiş yollları-3 kıtanın ortak noktası) olmak üzere , başka ülkelerin hep ilgisini çekmiştir.Bu yüzden de hep rahatsız edilmiştir..
Petrolle ilgili gerçekleri anlatan bir Türk filminin başına gelenler..
Adamlar bilmem kaç bin kilometre öteden bir telefonla istediklerini yaptırmışlar.Önemli olan onların istediklerini yaptırmalarından başka bizim bazı vatandaşlarımızın onlara hizmet etmeleri..

'' Petrol gerçeğini konu alan bir filmin başına gelenler Anadolu, tam bir ‘doğal kaynaklar’ cenneti!.. Öyle ki ‘geleceğin hammaddeleri’ olarak gösterilen ‘bor’, ‘toryum’, ‘trona’, ‘krom’, ‘bakır’, ‘çinko’, ‘boksit’ gibi stratejik maden rezervlerinin büyük bölümü Anadolu topraklarında!.. Ama ne yazık ki Türkiye, bu kaynaklarını istediği gibi kullanamıyor!.. Türkiye’nin sahip olduğu zengin yeraltı kaynaklarından birisi de petrol!.. Bugüne kadar Anadolu’nun değişik bölgelerinde petrol araması yapan yabancılar, gerekli haritaları çıkardıktan sonra, bir tek sondaj işlemi dahi yapmadan “Burada petrol yok” deyip gittiler!.. Ancak, onların ‘üzerine çizik attıkları’ bölgelerde daha sonra yeniden arama yapan bazı yerli petrol arama şirketleri, ‘yüksek kalitede petrol buldular!..
Milli gazetenin 12 Mart 2007 tarihli nüshasında bir haber vardı!.. Selami Çalışkan imzası ile yayınlanan “ABD’nin hazmedemiği film” başlıklı haber, petrol üzerine oynanan oyunları konu alan bir filmin başına gelen ilginç bir komployu anlatıyor!.. * * * Yıl: 1966, Yer: Antalya Yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı ‘Toprağın Kanı’ isimli film, Antalya 3. Altın Portakal Film Festivali’nde yapılan değerlendirme sonucu jüri tarafından ‘birinci’ olarak seçiliyor!.. Ancak filmin içeriğinden rahatsız olan bir Amerikalı, durumu derhal ABD Büyükelçiliği’ne bildiriyor!.. Zamanın ABD Ankara Büyükelçisi, hemen telefona sarılarak aynı zamanda jüri başkanı olan Antalya Belediye Başkanı Dr. Avni Tolunay’ı arıyor!.. Filmin birinci seçilmesi halinde, ‘Türk-Amerikan ilişkilerinin’ nasıl bir zarar göreceğini anlatıyor!.. Telaşa kapılan Dr. Avni Tolunay, gece saat 03’te jüri üyelerini yeniden toplantıya çağırıyor!.. Ertesi sabah düzenlediği basın toplantısında, yapılan son değerlendirme sonucu Holdun Dormen’e ait ‘Bozuk Düzen’ isimli filmin birinci seçildiğini açıklıyor!.. Filmin senaristlerinden Recep Bilginer, ertesi sabah aldığı haberin şoku ile bir basın toplantısı düzenleyerek yarışmayı protesto ettiğini açıklıyor ve Antalya’dan ayrılıyor!..
* Peki film, Amerikalı’yı neden o kadar rahatsız etmişti?.. Çünkü, Türk topraklarında ‘petrol üzerine’ kurulan bir oyunu açığa çıkaracak mesajlar veriyordu!.. Başrolleri Fikret Hakan, Belgin Doruk, Erol Taş, Feyzi Tuna, Tuncer Necmioğlu ve Nuran Aksoy tarafından paylaşılan film konusu, Batman’da geçiyor!.. Bölgede çalışma yapan bir sondaj ekibi, ardarda kuyular açıyor, ama bir türlü sonuca ulaşamıyor!.. Sondaj ekibinin başında yabancı mühendis vardır, yardımcılar, teknisyenler ve işçiler ise Türk’tür!.. Ekip, bir gün bölgede yine bir kuyu açıyor!.. Ancak ekibin başındaki Amerikalı şef, “Burada da petrol yok” diyerek kuyuyu kapatmak istiyor!.. Fakat, Türk yardımcılar ve işçiler, ‘geceleri gizlice çalışarak’ sondaj işlemini tamamlıyorlar!.. Kuyudan gerçekten de petrol fışkırıyor!.. Filmin kahramanlarından Fikret Hakan, sevincinden yüzünü gözünü petrole boyuyor ve sevgilisi ile kuyu başında kucaklaşıyor!..
‘Toprağın Kanı’ filminin başına gelenleri aradan tam 40 yıl geçtikten sonra yeni öğrenebiliyoruz!.. Bugüne kadar, Türkiye’de ‘gerçeklerin açığa çıkmasının’ önüne geçebilmek için kimbilir ne tür fırıldaklar, dalavereler çevirdiler!.. Ancak, bugün şartlar değişti!.. Artık ‘alenen’ sansür uyguluyorlar!.. Show TV’de yayınlanan ve Türkiye’de yaşanan terörün arka planındaki gerçekleri konu alan “Kurtlar Vadisi-Terör” dizisinin daha ilk bölümünde başına gelenleri biliyoruz!.. ‘Kurtlar Vadisi’, eğer genelde ‘bilinçaltımızı okşayan’, ama özelde ‘Amerikan çıkarlarına hizmet eden’ temalara yer vermeye devam etmiş olsaydı, hiç kuşkusuz yoluna devam edecekti!.. Ancak, senaristlerin daha ilk bölümde terörün kaynağını ‘dışarıya’ ihale etmeye kalkışmaları, dizinin ‘idam fermanının’ imzalanması için yetti!.. Fermanı ABD imzaladı, ....talimat verdi, RTÜK de uyguladı!... Ferman padişahın, ama ‘dağlardan’ çıt yok!.. İsrafil K. Kumbasar

29 Temmuz 2009 Çarşamba

MUAVENET NEYDİ

''2 Ekim 1992. Ege’de yapilan Nato Kararlilik Tatbikati sirasinda Muavenet muhribi Amerikan Saratoga ucak gemisinden atilan Sea Sparrow fuzeleri tarafindan vurulur. Aralarinda geminin komutaninin da oldugu 5 denizcimiz sehit olur. Ama asil komik olan nedir bilir misiniz? Donemin ABD Disisleri Bakan Yardimcisi Lawrence Eagleburger haberi Washington Buyukelcisi Nuzhet Kandemir’e “Geminizi batirdik ozur dileriz” diye iletir. http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=3302 ''
Muavenet adlı gemimizin batırılmasının üzerinden çok yıllar geçti.Unuttuk mu yada günlük sorunlarımız ve işlerimiz yüzünden hatırlayamadık mı?Unutulacak bir olay değil.. Kuzey Amerika'da ki devletin gerçek yüzünü gösteren olaylardan biridir.. Hatırlamaktan başka ne yapabiliriz (yapabilirdik); (en azından) alışverişlerimizde, izlediğimiz filmlerde bunu gözönüne alabiliriz. Meselenin başka bir yönüde, bu konuda basında veya nette fazla yazı çıkmadı; istisnalar haricinde.. O istisna yazılardan biri, okumanızı tavsiye ederim;
''Muavenet Faciası’nı hatırlayan var mı? Dün o facianın yıldönümüydü.. .... Şu noktaya bir daha dikkat edelim; tatbikatta kesinlikle gerçek silah kullanmak yoktu.Ve olay, tatbikat uyku-dinlenme pozisyonunda iken meydana geldi! ... Ama onları hiç unutmayacağız, unutturmayacağız. http://www.haber3.com/news_detail.php?id=412945 ''

5 Nisan 2009 Pazar

PATRONUN ZITTI BİR GÖRÜŞÜ SAVUNMAK



''Yiğit Bulut, canlı yayında Avrupa Birliği'ni eleştirdi, reklam dönüşü karşısında AB taraftarı patronu Arzuhan Doğan Yalçındağ'ı buldu
İSTANBUL - - CNN Türk'te "Parametre" programını hazırlayıp sunan Yiğit Bulut, piyasaları değerlendirdiği sabah programında AB politikalarını eleştirmeye başladı. Dünya düzeninin değiştiğini artık AB'nin çöktüğünü Türkiye'nin de yıllardır bu çökmüş yapının kapısında beklediğini anlattı. Bulut, daha da ileri giderek 'Kıbrıs'ı Rum Kesimi'ne bağlayıp tek Kıbrıs olarak tanıyacaklar, sonra da 20 yıl AB bizi tanısın diye, Macaristan dahil hepsinin Meclis'inden tek tek onay bekleyecekler' dedi. Rejiden 'reklama gitmemiz gerekiyor' uyarısı alan Bulut, konuğunun da sözünü keserek reklama bağlandı.
PATRONDAN UYARI ALDI
Akşam gazetesinin haberine göre; reklam dönüşü Bulut, telefon hattında bir konuğunun olduğunu duyurdu. Telefonla bağlanan isim CNNTÜRK'ün çatı kuruluşu Doğan Holding'in Yönetim Kurulu üyesi ve TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'dı. Yiğit Bulut, Yalçındağ'ı 'Bizim AB'nin çöküşü ile ilgili görüşümüze karşın, sizin bir karşı teziniz var. Sizin de TÜSİAD adına görüşlerinizi dinleyelim, burada her fikir karşılıklı olarak özgürce ifade edilsin' dedi. Bunun üzerine söz alan Yalçındağ, şunları söyledi: 'İçinde bulunduğumuz konjonktürden AB'nin ne kadar etkilendiği ile ilgili bir itirazım yok benim. Benim itirazım sizin Türkiye'nin AB yolunda ilerlemesinin Türkiye'nin menfaatine değil gibi algılamanıza...'
STÜDYOYA ÇAĞIRDI
Bunun üzerine halkın AB'ye desteğinin yüzde 33'e düştüğünü ve kendisinin de 'inanmayan halk' tarafında olduğunu vurgulayan Yiğit Bulut, Arzuhan Yalçındağ'a 'Sizi stüdyoya alalım ve daha detaylı konuşalım' çağrısında bulundu. Yalçındağ ise yurtdışına çıkacağını belirterek, 'Yoksa mutlaka gelirdim. Bir gün stüdyoya gelip bu konuyu çok daha uzun sizinle tartışmaktan keyif alırım' dedi.
3 Nisan 2009 Cuma
Yiğit Bulut'u alkışlıyorum; patronunun zıttı bir görüşü savunduğu ve düşüncesinden vazgeçmediği için.
Artık günümüzde böyle bir yazar ve gazeteci görmek mucize gibi bir şey..
Gazeteci veya yazar böyle olmalı..
Yiğit Bulut'un değişik pencereden ve gerçekçi bakan yazılarını okursanız bir şey kaybetmezsiniz.Hatta daha değişik fikirlere sahip olusunuz..

19 Şubat 2009 Perşembe

ŞÜKRÜ BEY

Yeni Bosna'daki metro durağından Büyükçekmece' ye gidilirken; Muavin ücretleri toplar..Bazı yolcular ŞÜKRÜ BEY deyip ücretlerini muavine verirler..Daha sonra bir bayan yolcuda; muavine dönerek ŞÜKRÜ BEY ben (falan) durakta ineceğim der..Herkes gülmeye başlar!!!!.Meğerse ŞÜKRÜ BEY duraklardan birinin adıymış.. (tarafımdan yaşanmış bir olay)

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır