şehit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şehit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Kasım 2009 Pazar

BAHR-İ AHMER, MİTHAT PAŞA ve BEZM-İ ALEM


1914 yılında,Sarıkamış'taki askerlerimize kışlık giysi, erzak ve mühimmat götürmek için yola çıkan, resimdeki üç gemimiz Ruslar tarafından Karadeniz Ereğlisi'si yakınlarında batırıldılar.Bu gemilerle ilgili bilgilere Sarıkamış Dayanışma Derneği'nin kurucusu ve başkanı Prof. Bingür Sönmez tarafından ulaşıldı.Zonguldak kömür madenlerini bombalayan Rus askerleri dönerken gemilerimiz batırarak üç bin askerimizi de şehit ettiler.
7 Kasım günü, artık Sarıkamış Deniz Şehitleri Anma Günü olarak kutlanacak.

11 Ekim 2009 Pazar

AÇILIM MI, SAÇILIM MI

TBMM Başkanı M.Ali Şahin; mahkemeye gelmesi gereken partinin milletvekilleri için polise verdirmem, vermem demişti.
Polis, kendine verilen göreve göre gerekeni yapacak.Görevini yapmalı mı yapmamalı mı?
Her konuda olduğu gibi konuda da yönetmelik , kanun vb. şeyleri ,kim hazırlar ve uygulamaya geçirir; TBMM ve esas olarak hükümet..
Bu sorunların olacağı uzun zamandan beri belliydi..
O zamanlarda ve halen (?) niye gereken yapılmadı.
Şikayet eden aynı, gerekeni yapacak olan veya yapması gereken aynı kurum ve kişiler..
Gündemi bu şekilde işgal etmenin na anlamı var?
Makamlar şikayet veya konuşma yeri değil icraat yeri olmalı.
Kısaca şu mu; tavşan kaç tazı tut..
Açılım yılan hikayesine döndü; demokratik açılım mı veya belli bir kesime mi hitap ediyor belli değil.Bu ülkede her gruptan, her milletten veya her etnik gruptan kişiler Cumhurbaşkanı, Başbakan, milletvekili, sanatçı, sporcu, işadamı oluyor.Gerçekten açılım yapılacaksa gerçekten herkes eşit gözetiliyorsa; Roman vatandaşların adı herkesten önce geçmeliydi.Şehirlere bakın; dışlanmış, kenar mahallelerde yaşayan ama dağa çıkmayan, kamu malına zarar vermeyen kimsenin canına kast etmeyen insanlar.
''...Gaziosmanpaşa'da...bir okulun camlarını taş atarak kıran göstericiler, bir otobüs durağına da molotofkokteyli attı. Bölgeyi adeta savaş alanına çeviren göstericiler, ellerindeki molotofkokteyllerini rastgele etrafa fırlattı.
Diğer taraftan açılım ve eşitlikse konu her dilden yayın yapan televizyonlar TRT için aynı anda yayına girmeliydi; TRT 6 gibi, Boşnakça, Lazca, Pomakça, Arnavutça, Çerkezce...
Yıllar yılı açılımın konusu olan bölgeye; eğitim, sağlık ve diğer hizmetler için giden kamu kurum çalışanları ve ailelerinin şehit edilmesi açılımın neresinde yoksa teğet mi geçiyor..
Ve en son; Kevın Costner açılımla ilgili bir şey söylememiş, haberi bile yokmuş.Bir milletvekili sanatçının menajerleriyle e posta ve telefonla bu olayı görüşmüş.
Sonuç; hangi konuda kime nasıl inanacağız.Niye bir konuyu dile getiren kişi ikinci ikinci dile getirmesinde kendini yalanlıyor.
Gözümüzü açmamız lazım, ayrıntılara dikkat etmemiz lazım.
Herşey vatandaş için, vatandaş başkalarının ihtiyacı için değil.

6 Eylül 2009 Pazar

30 AĞUSTOS'TA İSTANBUL


30 Ağustos Zafer Bayramı'nı bütün illerimizde coşkuyla kutladık.Bu güzel vatanın nasıl kurtulduğunu , şehitlerimizi ve gazilerimizi hatırladık.İstanbul'da önceki yıllardan farklı olarak Deniz Kuvvetlerimizin geçit töreni vardı.Çok güzel bir tören oldu.Ne yazık ki bulunduğumuz yere fazla yakın olmadığı için uzaktan izledik.Yinede o coşkuyu yaşadık.Bu günlerde; o günleri hatırlamak daha bir önem kazanıyor..Gemileri izlediğimiz yer, Dolmabahçe Sarayı idi.Ziyaretçiler uzun kuyruklar oluşturmuştu.Hafta sonu ve Milli Bayram olması sebebiyle..

15 Ağustos 2009 Cumartesi

NEFES

Yakın tarihimizden gerçekleri konu alan bir film..
Bir aksilik olmazsa Ekim 2009'da sinemalarda gösterime girecek.
'' NEFES; Güneydoğu’da Irak sınırına yakın bir ilçedeki komando tugayında bulunan ve Karabal Tepesi’ndeki röle istasyonunu korumakla görevlendirilen bir yüzbaşı komutasındaki 40 askerin hikayesidir.
Buz gibi sulardan geçtiler, tepelere tırmanıp, yamaçlardan indiler…
Güneşte kavruldular, iki gün iki gece..
Ellerinde tüfekleri… Sırtlarında evleri… yüreklerinde sevdikleriyle…
Sınır nedir, neresidir bilmezdi çoğu… Emir almadıkları, emir de vermedikleri bir hayattan, her şeyi emirle yaptıkları bir hayata geçtiklerinde sınırları da gördüler..
Mevzilerde beklediler.. Korudukları telsizden analarıyla, babalarıyla, sevgilileriyle görüşebilmek için telefon sırası beklediler…
Kendilerini neyin beklediğini bilmeden günlerce, aylarca beklediler Karabal Tepe’de…
''
Film ile ilgili bilgi için;

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır