Türkiye Kurtuluş Savaşı'ndan çıktıktan sonra ülkedeki yetimlere kol kanat gerecek bir kurum kurulma ihtiyacı doğar. Çocuk Esirgeme Kurumu kurucusu Doktor Fuad Bey, ihtiyaç duyulan para yardımını toplamak için Amerika'ya TBMM izni ile gelir. 8 Nisan – 3 Haziran 1923 tarihleri arasında ABD’yi bir baştan bir başa dolaşarak yardım toplar. New York’ta ilk toplantı, kiralanan büyük bir salonda yapılır.
O dönemde New York’ta yaşayan ve Türk Teavün Cemiyeti üyesi olan Sabiha Sertel, olayı “Roman Gibi” adlı kitabında şöyle anlatıyor: “New York’a döndükten sonra yönetim kurulunun toplantısında, Fuat Bey “Gülcemal Vapuru” vapuru ile geldi. Bu, Amerika’ya gelen ilk Türk vapuru idi. Vapuru karşılamak için bütün teşkilatlardan delegeler gelmişlerdi. Gülcemal’in New York limanına gelmesi de önemli bir olay oldu. Vapurda dalgalanan bayrağı görmek için yalnız Türkler değil, Türkiye’den gelmiş Rum, Ermeni, Yahudi bütün Türk uyrukları gelmişlerdi. Kalabalığın içinde hüngür hüngür ağlayanlar vardı. Fuat Bey’in geldiği gün Astoria Oteli’nin salonunda yaptığımız toplantıda müsamerenin programını hazırladık. New York’ta ilk toplantı, kiraladığımız büyük bir salonda yapıldı. Fuat Bey memleketin acıklı durumunu anlattı. Halk arasında ağlayanların hıçkırıkları duyuluyordu. Konuşmalar sonunda yardım faslı açıldı. Masanın üstü yığın yığın dolarlarla doldu. Kalabalığın arasından orta yaşlı, orta boylu, kalın siyah kaşlı, bıyıkları kulak deliklerine değen bir adam ağır ağır masaya yaklaştı. Bu, Kürt Yusuf Gülabi Çavuş’tu. Önce Fuat Bey’in elini öptü: “Siz bana toprağımın, köyümün kokusunu getirdiniz. Sağ olun, varolun. Aç sürünen çocuklar arasında benim de evlatlarım var her hal. Yirmi yedi senedir Amerika’da çalışıyorum. Madenlerde işçilik ettim. Otomobil fabrikalarında, Kuzeyde, Fruit Company’nin (meyve şirketi) meyve bahçelerinde çalıştım. Garajlarda, parklarda yattım. 10 bin dolar birikmiş param var. Artık memlekete dönmeye karar verdim. Bütün paramı size veriyorum. Bana yalnız bir vapur bileti alın. Ve orada bir iş bulmama yardım edin. İşte altın saatim. İşte altın kemerim. Yurduma helal olsun.” Herkes ağlıyordu. Toplanan para 100 bin doların üstündeydi.''
Amerika'da bu tarz bir birliktelik aradan geçen 92 yıl sonra 2015'te Ermeni tehcirinin 100. yılında yaşanıyor. ''Türk-Amerikan Yönlendirme Komitesi'' adı altında bir araya gelen 250'den fazla yerel ve ulusal dernek, Ermeni tehcirinin 100. yılında Amerika'daki Türkleri organize ediyor. Yerel politikacıları ziyaret ediyor. Diğer diasporalarlatemas kuruyor. Sosyal medyada kampanyalar yürütüyor. Videolar çekip halkı bilinçlendirmeye çalışıyor. ABD'nin önemli şehirlerinde açıkhava reklamları ile Ermeni diasporasının reklamlarına karşı çaba harcıyor. 24 Nisan'daki Washington, DC'de Beyaz Saray önünde yapılacak 'Barış Yürüyüşü' için 50 otobüs organize ediyor. Yaklaşık 5 bin Türk-Amerikalı belki de ilk kez New York dışında başka bir şehirde bir yürüyüşte bir araya gelmesi hedefleniyor. Peki bu büyük organizasyonun altında imzası olan isimler kimler? Neden kendi işlerini, günlük uğraşlarını bir kenara bırakıp son 2 aydır bu işe yoğunlaşıyorlar?
120 BİN DOLAR HARCADI
Öncelikle böyle kapsamlı bir projenin maddi kısmına bakalım. İşadamı Murat Güzel, WisdomNet adına Yönlendirme Komitesi'nin ilk toplantısına katılan ve söz alıp ''100 bini ben vereyim 300 bini de Amerika'daki çatı örgütler toplasın, bu işin finanse edip Amerika'da ses getirelim,'' demişti. Ne New York merkezli Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu, ne de Washington, DC merkezli Türk Amerikan Dernekleri Asemblesi'nin böyle bir parayı toplama imkanı yoktu. Olsa bile tüzüklerine aykırıydı. O toplantıdan komite kurulması dışında bir verim alınamadı. Mart ayında New York'ta yapılan üçüncü toplantı da bir şey çıkmadığını gören Güzel, aksiyonun başlaması için bu kez kimseden ekstra para istemeden 100 bin dolar vereceğini açıkladı. Güzel'i ilk kez o toplantıda görenlerin aklına gelen soru, ''Şov mu yapıyor?'' oldu.
Türkiye Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, New York Başkonsolosu Ertan Yalçın'ın da bulunduğu toplantıda, Türk-Amerikan Yönlendirme Komitesi bir icra kurulu oluşturma kararı aldı. O günkü toplantıya Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu kendilierinin devre dışı bırakıldığı teziyle protesto edip katılmadı. Büyükelçi Serdar Kılıç, hayal kırıklığını dile getirdi ama salondakilerle yola devam edilmeliydi. Amerika'nın değişik eyaletlerinden gelen Türk dernek temsilcileri eğer o gün, o yönlerdirme kurulunu kurup maddi desteği arkasına almamış olsa, 100. yıldaki organizasyon büyük ihtimal önceki yıllardakinden farkı olmayacak, sönük bir şekilde yürüyecekti.
Peki Murat Güzel kimdir? Çok mu parası var? Daha fazla parası olan Türk-Amerikalılar varken, neden 100 bin dolar yardım sözü verdi? Ya da arkasında başkaları mı var? Bu işin isimsiz diğer kahramanları kimler?
Aslen Demokrat Parti delegesi olan ve Demokrat Parti'de hatırı sayılır bir çevreye sahip olan Güzel, toptan gıda ithalatı yapıyor. Ayrıca organik meyve suyu üretiyor. Güzel, hayatta kendine edindiği en önemli felsefenin yardım yaparak insanlarin hayatında bir değişiklik yapabilmek olduğunu söylüyor. ''Ben ömrüm boyunca inandığım davalar için çalışmış biriyim. Bir dava adamıyım. Yüzde 100 haklı olduğumuza inandığım bir olay için de para harcamaktan çekinmem,'' diyor. ''100 bin doları bir seferde verebilecek kadar zengin misiniz?''sorusuna, ''Aslında toplam harcadığım tutar diğerleriyle birlikte 120 bin doları buldu. Çok zengin değilim ama felsefem, ihtiyacım çıktıktan sonra 10 liram varsa 9 lirasını insanlar için harcamak üzerine kurulu. İnsanın maddiyata kul olmaktan kurtulmasının bir yolu da gerektiğinde insani davalar için harcamasıdır,''diyor.
Pennsylvania'da yerleşik bir işadamı olmasının Fethullah Gülen Grubu bağlantısını akla getirdiğini, her hangi bir bağı olup olmadığı sorusuna da, bölgeye kendisinin yerleşmesinden sonra gelen grubun temsilcileri ile uzun zamandır tanıştığını gecmişte komşuluk dışında bir ilişkisi olmadığını kaydediyor.
Ermeni soykırım iddialarını politik arenada dile getirmede, Türklerin sistem içinde en az organize ve az etkin gruplardan biri olduğunu savunan Güzel, ''Haklı söylemlerimizde bile geride kalıyoruz. Sözde soykırım iddiaları Türkiye-Amerika ilişkilerinin geleceğine de bir darbe indirecektir. Bu karara tarihçilerin değil siyasilerin karar verecek olmasına karşı çıktığım için bu milli davayı destekliyorum,'' diyor
''Yaptığınız yardımların karşılığını gördüğünüze inanıyor musunuz?'' sorusuna, ''İlk defa bu kadar farklı bir dernek bir araya gelebilmiş ve can siperhane çalışıyorsa, amacına ulaşmış demektir,'' diye konuşuyor. Ermeni Soykırım iddialarının 24 Nisan'la birlikte bitmeyeceğini ve yapılan çalışmaların sürekliliğinin olması gerektiğinin altını çizen Güzel, ''Biz Amerika'daki Türkler çocuklarımızın gelecekte başını öne eğmemek için çalışmalıyız. Eğer bir gün okullarda çocuklarımız, 'dedeleriniz 1.5 milyon Ermeni'ye soykırım uyguladı' diye tarih dersi okursa, bu bizim ayıbımız olur. Ben bu davaya param varsa onla katkı sağlarım, bir başkası elinden ne geliyorsa onunla katkı sağlamalı. Bu milli bir dava ve herkesin sorumluluğu fazla. Ben paramla insanlara hava atmak derdinde biri değilim. Hayatta para kazanılır, servet edinilir, elin kiri gibi harcanabilir ancak insanların kalplerine giden yol parayla, servetle, mülkle olmaz. Onların sancısını çektiği alanlarda elinizi taşın altına koymakla olur. Belki bir garson arkadaşın bu dava için zamanını ayıracağı bir gün, vereceği 50 dolar, benim verdiğimden daha değerli ve kıymetlidir. Mühim olan hepimizin ortak çabası sonucunda ortaya güzel bir şey çıktığı görmek ve birlikte çalışma kültürü oluşturmak,'' diye konuşuyor.
Amerika'daki Türklerin kendi aralarında düşünce ve siyasi farklılıklara bakmaksızın tek bir amaç etrafında buluşmasını önemsediğini kaydeden Güzel, ''Eğer odak noktamız insan olursa ve insanların kendi aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakıp bir insanın hayatını nasıl değiştirebilirim diye bakarsak, iyiliği emr edip kötülüğü nehy prensibiyle bakarsak, olayları daha kolay analiz ederiz,'' diyor.
''Siz para sözünü vermeseniz, 100. yıldaki etkinliklerde bir sekteye uğrama olur muydu?'' sorusuna da,''Para her şeyi çözen bir şey değil. Belki bu para taahhütün bir şeylerin baslamasına vesile de katkısı olmuş olabilir ama eğer Yönlendirme Komitesi'nde bu işe gecesini gündüzünü ayıran arkadaşlar olmasa, parayla yapılacak bir iş değil. Arkadaşlar kendi ailelerinden, vakitlerinden çalarak bu işe gönüllü olarak emek veriyor. Bence bu işte en büyük takdiri de onlar almalı,'' diye konuşuyor.
Uzun zamandır Amerika'da yaşayan Güzel'e 'Amerika'dan bakıldığında Türkiye'deki en önemli gelişme olarak neyi gördüğü sorusuna da', hala çözülemeyen bir çok sorun olsa da, insan iradesini köleleştiren vesayete, halkın parası ile beslenen çıkar çevreleri, iç ve dış derin güçlere, örgütlü yapılara karşı yapılan mücadelede önemli adımların atılmasının daha iyi bir demokrasi için sevindirci bulduğunu söylüyor.
YÖNLENDİRME KOMİTESİNİN İSİMSİZ KAHRAMANLARI
Amerika'nın Doğu'dan Batı'ya her derneğinden bir temsilciyi bünyesinde barındıran Yönlendirme Komitesi'nin günlük operasyon yükünü çeken isimler ise hiç şüphesiz Yönlendirme Komitesi ve Amerikan Türk Asemblesi Başkanı DrMehmet Toy, komitenin Eşbaşkanlığını yürüten MÜSİAD Genel Sekreteri İbrahim Uyar geliyor. Başkanlar Toy ve Uyar, zaman zaman grup içindeki tartışmalarda takım bütünlüğünü bozmamak adına çaba harcarken, tüm farklılıkların bir kenara bırakılıp tamamen 24 Nisan'daki etkinliğe odaklı olarak çalışmaya gayret ediyor.
Türk-Amerikan Yönlendirme Komitesi Eş Başkanı Mehmet Toy, ''Bugüne dek böyle kollektif bir çalışma Amerikalı Türkler olarak alışık olmadığımız bir durum. Sizce bu devam ettirilebilir mi? 101. yılda benzer bir çalışma ortaya çıkarılabilir mi mesela?,'' sorusuna, ''Ben buna benzer kollektif bir çalışmayı 2008'de yönettim. New Jersey, New York ve Pennsylvania'daki Türkler beraber çalışarak Ermeni konusunda iyi sonuçlar aldık. O zaman ben hiç bir derneğe üye değildim. Bu yılki birliktelik daha büyük çapta. Birlikte çalışabilmenin temel kuralı yapacağınız işe odaklanmak, ön yargılardan uzak durmak, çalışacağınız insanlara saygı göstermek ve söylediğiniz sözün arkasında durabilmek. Beraber çalışabilmemizin önümüzdeki yılda da devam etmemesi için hiçbir neden yok. Ben ATAA'da görev aldığım sürece bu konuda çaba göstereceğim,'' diyor.
Türk-Amerikan toplumunun bir araya gelememesinin temel unsurunun ön yargılar ve karşılıklı güvensizlik olduğuna dikkat çeken Toy, ''Bunu aşmak zaman alabiliyor. Önderlik yapan arkadaşların tutumları çok önemli başarılı olmak için. İlk başlarda tatsız bir iki olayla karşılaştım, guruplardaki karşılıklı güvensizlik ve ön yargılardan dolayı. Sonunda yapacağımız işlere odaklanabildik. Beraberce tek başımıza yapabileceğimiz aktivitelerin çok ötesine geçtiğimize inanıyorum,'' şeklinde konuştu.
''Komitenin çalışmasını 1'den 10'a kadar bir notla degerlendirseniz, akademisyen olarak kaç verirdiniz?''sorusuna, Toy, ''Bazı konularda 10 üzerinde 8-9, bazı konularda ise 10 üzerinden 2-3 verebiliriim. Daha iyiye gidecegimiz inancindayim,'' diyor.
Yönlendirme komitesinin eşbaşkanları Toy ve Uyar, Kongre üyelerine yazılacak mektuplardan, Amerika basınında yer alan yazılara cevap vermeye, Kongre üyelerine yakın markajdan, organize edilecek yürüyüşün detaylarına kadar pek çok konuda günde yüzlerce mesaj, telefon ve text ile mesai harcıyor. İbrahim Uyar, ''Günde 18 saatimi bu işe harcıyorum ama çok keyif alıyorum. Başarılı işler oluyor,'' diyor. ''Bu yıl 100. yıl ve böyle bir ekip çalışması var. Devamlılığı olabilir mi?'' sorusuna Uyar, ''Devamlılığı olur ancak ekip çalışması olmalı. 3-4 kişilik iyi çalışan bir ekiple çok güzel işler ortaya çıkarılır. ATAA'nın Washington,DC'de boş duran binası milli davalar için bize verilse, masraflarını da üstleneriz. Bakın nasıl işler ortaya çıkıyor,'' diyor.
Yönlendirme Komitesi'nin öncelikleri doğrultusunda sahada koşturan isimlerden Ayhan Özmekik 10 eyalet ziyaret edip 4 bin mil yol yaptı. Binden fazla insanla yüzyüze görüştü. 100 dernek, 17 camii ziyareti yaptı. 20 bin flyer ve bin poster dağıttı. Günde 17 saate yakın çalışan Özmekik, ''Gelen tepkiler olumlu, emeklerimize değiyor,'' diyor. Diğer etnik grupları ziyaret edip Türkiye'yi Ermeni konusunda yanlız bırakmamaya çağıran Özmekik, Türk derneklerin 24 Nisan'daki etkinliğe katılımını artırmaya çalışıyor.
Komitenin tüm dizayn işleri Burak Günaçtı tarafından yapıldı. Websitesini yapan Hasan Güçlü sosyal medyada etkin bir kampanya yürütmek için full time çaba harcıyor. Ekibin çabasına Amerika'daki Türkler de kayıtsız kalmıyor. Sosyal medyada da etkin bir kampanya yürüten Komite, #lethistorydecide hashtag'ini dünya sıralamasında ilk beşe soktu. New York'un ünlü Times Square Meydanı'nda 250 dansçı 21 Nisan'da Barış için dans gösterisi yaptı. Başkan Obama, bu yıl da konuşmasında Soykırım kelimesini kullanmayacağını açıkladı. Her ne kadar bunlar kısa vadeli başarılar olarak görülse de, uzun vadede Türk-Amerikan toplumunu farklı mücadeleler bekliyor. Halen ABD'de 40'ın üzerinde eyalet, kendi meclisinde Ermeni Soykırım iddialarını kabul etmiş durumda. New York Times, Türk-Amerikan toplumunun soykırım iddialarına karşı vermek istediği ilanı kabul etmiyor. History Channel gibi kanallarda 24 Nisan haftası yanlı belgesel yayınları devam ediyor.
Yönlendirme Komitesi'nde Günay Evinch, Ali Çınar, Ergün Kırlıkovalı, İbrahim Kurtuluş, İsmail Güler, Oya Bain, Atilla Pak, Hasan Güçlü, Murat Köse, Ahmet Atahan, Halil Danışmaz, Kemal Bozkurt, Gizem Salcıgil, Derya Taşkın, Hicri Ataş, Mustafa Tuncer, Rıza Ataş, Ayhan Ögmen, Ebubekir Tuncer, Levent Ali Yıldız, Hakan Karalok, gibi Türk-Amerikan toplumunda tanınan 100'ye yakın isim yer alıyor.
YÖNLENDİRME KOMİTESİNİN ÇALIŞMALARI
- ABD’nin her köşesinden binlerce Türk vatandaşının, Türkiye dostu etnik gurupların, Müslüman Amerikalılar'ın,Türkik devletlerinin temsil eden derneklerinin de katılımıyla 5000 kişinin
katılacağını öngörülen, 24 Nisan günü saat 9:00'da Beyaz Saray'dan Türkiye Washington Büyükelçiliği'ne bir BARIŞ VE DAYANIŞMA yürüyüşü gerçekleştirilecek. Yürüyüş için Amerika'nın farklı eyaletlerinden 50 otobüs kaldırılacak.
- Amerikalı Türkler, 14 Nisan'dan itibaren büyükelçilik önündeki kaldırımı Ermeni göstericilere kaptırmamak için gece gündüz nöbet tutuyor.
- Sosyal medya kampanyası ile #lethistorydecide hastag’ini dünyada trend yaptı. Konuyla ilgili olarakwww.lethistorydecide.org adlı bir web sitesi oluşturuldu. Burada 100 yıldır yapılan “Ermeni Yalanı” argümanınındışına çıkılarak 'Bırakın Tarih ve Tarihçiler Karar Versin' temalı bir çalışma yapıldı.
- İlerleme İçin Türk Enstitüsü (TIP) adlı bu kuruluş, önce Kongre üyesi Bill Shuster'in Ermeni soykırımı karar tasarısına karşı Kongre üyelerine "imza vermeyin" çağrısı yapmasına ön ayak oldu. Geçen hafta da Kongre üyesi CurtClawson aracılığıyla tarihi bir adım atılmasını teşvik ederek son 20 yılda ilk kez Ermeni meselesiyle ilgili olarak Türkiye lehine bir karar tasarısının imzaya açılmasını sağladı.
- Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Mart'ta Washington'a yaptığı ziyarette, Başkan Boehner'dan söz konusu tasarının gündeme gelmemesi için gereken sözü de aldı.
- Times Square Meydanı'nda 250 dansçı Türk bayrakları ve t-shirtleri ile Barış için dans gösterisi yaptı.
- Yerel bazda Meclis üyeleri ziyaret edilerek, kendi eyalet meclislerine Ermeni Soykırım iddiaları ile ilgili yasa tasarısı gelmesi durumunda karşı çıkmaları istendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder