22 Aralık 2010 Çarşamba

RUMELİLİ VE GÖÇMENLERE ULAŞMAK İÇİN

Rumeli'li ve Göçmenlerle ilgili bir yazı okudum, Esnaf ve Sanatkarların Sözcüsü adlı gazetede.İlgiimi çekti. Farklı bir yazıydı.Bu yazıdan haberdar olmak isteyip ulaşamayanlar için
( 2010 © ESNAF BÜLTENİ
Bu sitede yayınlanan yazarlara ait yazılı dökümanlar kaynak belirtilmek
 suretiyle iktibas edilebilir.)
 ibaresine güvenerek sizlerle paylaşıyorum..Eşref Küçükateş'in yazdığı yazı.
'' İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu bir televizyon programında Anayasa Referandumu sonuçlarını irdelerken. Oy alamadıkları kesimlerin içinde Göçmenleri de sayarak ulaşamadıklarını söyledi.
Gaziosmanpaşa’da, Karadenizli bir gazeteci olan Ali Şükrü Kara, Aziz Babuşçu’nun sözlerine de atıfta bulunarak Gaziosmanpaşa’nın kurucuları ve Nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan Rumeli kökenli vatandaşların Gaziosmanpaşa da siyaset ve yönetim kadrolarından kayboluşlarını fark ederek bu konuyu ele alan bir yazı yazmış.
Eline kalemine sağlık Ali Şükrü Kara…
Bir Karadenizli olarak Rumeli kökenli Gaziosmanpaşalıların siyaset, spor, sivil ve kamu yönetim kadrolarından uzaklaşmasını veya uzaklaştırılmalarını ele alıp bu konuya dikkat çekmen çok anlamlı ve Gaziosmanpaşa için çok önemli. Bu yüzden seni kutluyorum ve bu konuyu bende biraz daha detaylandırmak istiyorum.

Siyasetin en güçlüsü olan Ak Parti’nin ve diğer partilerin, bu güne kadar uyguladığı siyaseti, İlçe Parti yönetimlerini ve seçimlerdeki Milletvekili Belediye Başkanı ve Meclis Üye adaylarını, Türkiye’nin bir minyatürü olan Gaziosmanpaşa’da belirlerken Rumelililerin neden bu listelerde olmadığını da irdelemek istiyorum.
Bu yazımda şehir olarak hiçbir kesimi ele almak istemiyorum zira bu bölünmeyi çoğaltan bir davranış ve uygulama olur. Gaziosmanpaşa da 81 ilden insan yaşıyor her ilin bir derneği olup 81 parçaya bölünmek yerine, her bölgenin illeri bir çatı altında toplanmalı ve bölgesel olarak hareket edilerek bölünüp parçalanmanın önüne geçilmeli.
Rumelililer Gaziosmanpaşa da en kalabalık bölgesel nüfus olarak bu konuda bir ilki gerçekleştirmiş ve “RUMELİ PLATFORMUNU “kurmuştur.

Bunu örnek alan bazı iller platform veya federasyon kurmuş “KASDER, GİRESUNLULAR PLATFORMU GİBİ” fakat hala “Karadenizliler, güneydoğulular, iç Anadolu platformu”  gibi platformlar kurulmamıştır.

Bu durum aslında bize şunu gösteriyor Göçmen, Rumelili ve Trakyalılar İl, Şehir hemşericiliğini Anadolu illerinden İstanbul’a yerleşenler gibi yapamamaktadır.
İl bazında bir araya gelemeyen ve varlık gösteremeyen Rumelililer siyasetten ve diğer kurumlardan dışlanmamak için Rumeli Platformunu kurdular fakat nafile yine dışlanmaktan kurtulamadılar.

Sayın Aziz Babuşçu ulaşamadıkları içinde saydığı göçmenlere Gaziosmanpaşa da Rumeli Platformuyla ulaşmayı denedi mi acaba.
Ya da Ak Parti’nin göçmenlere Rumeli Platformu ile ulaşmasını istemeyenler mi var. 
Ak Parti veya diğer siyasi partiler isteseler sadece Gaziosmanpaşa değil İstanbul’daki tüm göçmenlere Rumeli Platformu ile ulaşırlar.

Birde madalyonun öbür yüzü var. Göçmenler her şeye ve tüm zorluklara rağmen ikili ilişkileri ve uyumlu yapıları ile her zaman ve zeminde ayakta durup geçimlerini temin edebilen yaptığı işi layıkıyla yaptığı içinde bireysel olarak tercih edilen kişiler olduğu için varlıklarını hiç sıkıntı çekmeden devam ettirebilme özelliğine sahip bir kitle. Bu nedenle Büyük bir kesimi siyaset ve siyasetçiden uzak durmakta, dernek, vakıf veya kamu yönetiminin riskli ortamında bulunmak istemediğinden kenarda köşede durarak seyretmekte desteklerken veya karşı gelirken bile bunu sessizce yapmaktadır.

Türkiye de bazı kesimler, kendisini fark ettirmek için silahlı eylemler yaparak, gösteriler, mitingler düzenleyerek, yurt içinde ve yurt dışında örgütlenip devlete veya kurumlarına meydan okuyarak tepkilerini gösterip fark edilmelerini sağlamaya çalışıyorlar.

Göçmenler ise uyumlu, başkaldırmaz, sadık tutumlarından dolayı onları dışlayanlarla kavga etmeyen göçmenler, sessiz, sakin, hiçbir talebi olamayan bir oy deposu olarak görüp onlara ulaşmaya çalışanları, gürültü patırtı yapmadan ülkenin huzurunu bozmaya yönelik hiçbir davranışta bulunmadan ya referandumda ya da seçimlerde desteklemeyerek tepkisini ortaya koymakta.

Ak Parti’nin Doğu’da ve Karadeniz’de oy almasının nedeni açılım mıdır sizce? “Kesinlikle değil”. Oy almasının nedeni Doğulu ve Karadenizlilere partisinin her kademesinde ve tüm seçimlerde adaylıklar ve yer vermesidir.

Diğer partilerde hemşerileri olsa da, Doğulu ve Karadenizli kendisini temsil eden insanları iktidara en yakın parti de gördüğünde hiç tereddüt etmeden iktidara en yakın partiyi desteklemektedir.    
Rumeli kökenli Göçmenler ise kendilerini temsil eden kişileri iktidar ya da iktidara en yakın partide göremeyince sen beni saymıyorsan ben seni niye seveyim dercesine diğer partilere yönelmektedir. Elinde silahla hak arayanlara verdiğin değeri bana vermiyorsan ben sana niye değer vereyim demektedir.

Aslında AK Parti kurulurken demografik yapıya dikkat etmiş her il ve ilçede hatta mahallelerde bile bölgesel dağılımda adaletli davranmıştı. Başbakanımızın hapis yatacağı zaman Türkiye coğrafyasında KIRKLARELİ PINARHİSARI SEÇMESİNİ TÜM AKPARTİLİ YÖNETİCİLERİN ÇOK İYİ OKUMASI LAZIM. Başbakanımızın Rumeli insanına verdiği önem ve ona güvenini bu tercihte görmek mümkünken şimdi ne oluyor da Rumeli kökenli ve Trakyalılar AKPARTİ’ DE kendilerine yer bulamıyor.
Buradan sormak istiyorum, TBMM’’de Rumeli kökenli milletvekilleri Rumeli kökenli vatandaşların demografik yapıdaki oranıyla orantılı mı?
Yaklaşan milletvekili seçimlerinde İSTANBULDA, BURSADA, İZMİRDE, KOCAELİDE, EDİRNEDE, KIRKLARELİDE, TEKİRDAĞDA ve 81 İLİN TAMAMINDA Milletvekilleri adayları belirlenirken demografik yapıdaki Rumeli kökenlilerin oranına dikkat edilerek yeterli sayıda milletvekili adayı Rumeli kökenlilerden gösterilecek mi? Bu yapılırsa, göçmenlerin kapısı aralanmış olur. Kapıyı tam açmak için ise Ak Parti şu soruların cevabını vermeli.
İl, İlçe yönetimlerinde ve komisyonlarda kaç tane Rumeli kökenli var? Parti kuruluşunda çok sayıda olan Rumeli kökenliler şimdi neden parmakla sayılacak kadar az hatta bazı ilçe teşkilatlarında ve meclis üyeliklerinde hiç yok, neden?  Yok, saydığınız kişiye nasıl ulaşacaksınız, söyleyin.

Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İl ve ilçelerindeki Ak Parti teşkilatlarının yapılanmasına bir bakmanızı öneririm. Orada da göreceksiniz ki teşkilatlarda görev alanlar ile adaylar Trakya’da bile büyük çoğunlukla Doğu ve Karadenizliden oluşmakta. Trakya ve Marmara bölgesi İlerinde Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Meclis Üyeleri nereli bir incelemeliler bence.

Tam burada soruyorum örneğin Diyarbakır veya Trabzon’daki il veya ilçe teşkilatlarında Milletvekili, Belediye Başkanı, Meclis üyesi adayları arasında hiç Rumeli kökenli var mı varsa bile %1 peki Trakya’da yüzde kaçtır sizce? Bunun cevabını Ak Parti yönetimi biliyordur. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli de vatandaşların %90’ı Rumeli kökenli ve yerli halktan oluşurken teşkilattaki görev dağılımında ve adaylar noktasında bu oran korunamamaktadır.

2011 genel seçimlerinde kapı aralanırsa hemen arkasından İlçe ve İl Kongreleri geliyor bu kongrelerde ve ondan sonraki Yerel Seçimlerde RUMELİ KÖKENLİLERE fazlası değil DEMOGRAFİK YAPIDA HAKETTİKLERİ ORANDA temsil hakkı verilirse kapı açılır ve GÖÇMENLERE ULAŞILIR. Benden söylemesi.
Rumelili şunu diyor; “Yetenekli, özverili, başarılı, sadık, saygılı, tanınmış, zamanını ve parasını harcayabilen, sevilen, bulunduğu çevrede önder kişi ve Rumelili olmam yeterli değil AKPARTİ ve DİĞER PARTİ İLE KURUM KADROLARINDA YER ALMAK İÇİN”.
Beni istemiyorlar diyor. Onun istendiğini kim gösterirse o kazanır.
Çünkü artık Türkiye de ideoloji siyasetini bitirmeyi başardı Ak parti, bütün diğer siyasi partilerde artık bunun farkında ve toplumun en aydın kesimi olan göçmenlerde bunun farkında. Artık sadece Türkiye üzerine siyaset üretilme dönemi başlıyor.
Türkiye de siyasi partiler arsında proje yarışı başlama devrine geçildi.
Başörtüsü, kamusal alan gibi kısır hiç kimseye fayda getirmeyen tartışmalar bitti artık ve Rumeli kökenlilerde kısır ideolojik çekişmelerin içindeki partileri değil kendilerine ve ülkeye en çok değer veren partiyi desteklemekte kararlı.

Doğusuz, Karadenizsiz, Akdenizsiz, Egesiz, Trakyasız Türkiye olur mu? Bunların hepsinden kardeşleri içinde toplamayan bir parti eksiksiz dört dörtlük bir parti olur mu?
Yorumu size bırakıyorum amacım eksiklere ve yanlışlara dikkat çekmek toplumdaki her kesimin her partide hak ettiği kadar temsil edilmesinin önünü açmak.
Herkes hak ettiği yere gelebilmeli ve orada olmalı her toplum yeterince temsil edilme hakkına sahiptir bunu engellemek demokrasiye ve cumhuriyete gölge düşüreceği gibi Adaletli Olunmadığının da en önemli  göstergesidir'' 
Yazının kaynağı;
http://www.esnafbulteni.com/yazidetay.php?Yazi_id=289&yazar=60


Bu yazının altında okur yorumlarıda yer almış.Farklı yorumlarda var.
Bunlardan birinde
''......ustun gormekten vazgecerlerse, demokrasilerdeki esitlik ilkesini sindirirlerse hicbrseycigimiz kalmaz. saglikli ve zengin bir toplum oluruz.''
denmiş.Günllük hayatta ve bildiğiniz bir şey var mıdır; Göçmenlerin, Rumelilerin bir başka kişi ve topluluğa baskı, zorbalık yaptığı ve benzeri bir olay, olgu.
Kimden nasıl üstün görmüşler.Sadece laf. Çünkü böyle bir şey yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır