İstanbul ve onun altın boynuzu Haliç muhteşem bir yer. Ancak güzelim manzaralı ve tarih kokan bu yere, birey ve kurumsal olarak çok kötü davranıyoruz.
Özellikle hafta sonları , yollar park yeri olduğundan kaldırımlar yok ediliyor! kazaya davetiye çıkarılıyor.Mangal gibi yürekle! mangalda kanat ve et pişirmekten etrafı kirletmeyi geçtik yangın yerine çeviriyoruz duman ve kokudan geçilmiyor.Hava karardığında bütün çöpler ortada kalıyor, zaten çimleri kim koruyor yoksa çimler hayatta kalma mücadelesi mi veriyor belli değil.
Denizin kıyısı; çöp, pet şişe, (prezarvatif!), poşet, bira şişelerinden geçilmiyor.Bunun yanında arada bir kedi kadar büyük fare ölülerine de rastlıyorsunuz.Bu gün belli aralıklarla; beş adet (neredeyse eşek kadar; abartıyorum ama orta boy kedi kadar var) fare ve bir güvercin ölüsü gördüm.
Biz varya, hakikaten mangalda kül bırakmayız;
etrafı kirletirken kirletmemekten dem vururuz.
Oy veririz şikayetçi oluruz.
Enflasyondan, işsizlikten, siyasetten ve terörden bahsederiz.
Depremden şikayetçi oluruz! kat çıkmak için rüşvet veririz.
Hem konuşuruz hem yapmayız, işimize gelince demokrasi deriz.
Ülkemizin hali ortada, yanlı ve yansız basında yazılanlar ortada.
Halic'in kıyısıda; ülkemizin küçük bir panoraması.
Aynaya ne zaman bakacağız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder