29 Ekim 2009 Perşembe

BİZ, 70 MİLYONUZ

Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 86'ncı Yıldönümü Ülkemize kutlu olsun.


Birlik ve beraberlik için ülkemize sahip çıkalım.

Bizi, biz yapan özelliklerimizi kaybetmeyelim.

Birbirimize sahip çıkmamız kendimize sahip çıkmamızdır.

Bu ülkenin 1900'lü yılların başındaki günlerden, zamanımıza nasıl geldiğini unutmayalım.O günlerden bu günlere çok iyi şeyler yapıldı.

Bir, o kadar da iyi şeyler yapılamadı.

Yapılamayanlar hala günümüzde de sürüyor.AB ve ABD'ye öyle veya böyle bağımlı mıyız, bağımlı değil miyiz tablo ortada.Borcumuz çok, özelleştirme yetmedi - yetmiyor.Borcumuz hızla artarak devam ediyor.

Yerli sanayimizde umut verici gelişmeler var.Fakat, daha çok ithalat yoluyla gelen malları, ürünleri tercih ediyoruz.

Kendimiz için, insanımız için önce yerli ürün, mal ve makineleri tercih etmeliyiz..Ülkemizde üretilen yoksa dost ülkelerin yada ülkemizin aleyhinde olmayan ülkelerin ürünlerini tercih edelim.

Kanunlarda herkes eşittir yazıyorsa, yıllardır bunu uygulamayanlar hesabını vermelidir.Hizmet götürülmesi yıllardır engellendiğinde, engelleyenlere iyi yaptınız değil neden yaptınız denmeli, gereken yapılmalıdır.

Ne yazık ki Hz. Ömer'in adaleti günümüzde yok.

Herşey okadar karışık ki; kime, nasıl inanacağımızı bilemiyoruz.

Bir söylenilen, ikinci gün yanlış veya yalan çıkıyor.

Ama herşey ayrınıtıda gizli.O ayrıntı yukarıda yazdığımız gibi; ifade edilen sözün ikinci gün veya bir zaman sonra neden tersi aynı kişi veya kurumlardan açıklanıyor.Bizi kim gözümüzün içine baka baka kandırıyor...

Sonuç; hiçbir ülke kendi çıkarları için ülkemizin iyi durumda olmasını istemez.

Bunun içinde; maddi - manevi her yoldan bizleri birbirimize düşürmek için her şeyi yaptılar, yapıyorlar, yapacaklar..

Bunu herhalde hiçbir yurttaş, vatandaş istemez.Kısaca duyarlı olalım, olanı biteni anlayalım.
Ülkemize, Cumhuriyetimize, Bayrağımıza ve İnsanımıza sahip çıkalım.

REKLAM MESAJLARINA DİKKAT EDİN

Sms: % 80 indirimli TAM KAPSAMLI CHECK UP ve UCRETSİZ 1 YILLIK ACİL SAĞLIK PAKETİ ALMAYA HAK KAZANDINIZ.BİLGİLERİNİZİ GUNCELLEMEK İÇİN ( 216) 4183... ARAYINIZ.
Bu tip mesajlar cep telefonlarımıza sık sık düşmeye başladı.Daha bu sabah yukarıdaki mesaj geldi.Bu ekonomik krizde reklam yapmış olsan bile inanılır bir şey değil.Kontor kazanmaları için yada bilgilerinizi çalmak ve bir çok şekilde kazanç sağlamak için yapılan bir numara.Sadece numara yazılıyor.
İsim veya firma yok.Olsa bile naylon isimler..
Sakın çok şanslıyım gibi düşüncelere kapılmayın, araştırın.
Sonra pişman olmayın.

28 Ekim 2009 Çarşamba

YUKARIDA HAVALAR NASIL


Çalışmanın, emeğin en zor hallerinden biri..
Çalışmanın yüksek ve havadar hali.

HASTALIĞIN HER TÜRLÜSÜNE; OKSİJEN


Türkiye’nin dört bir yanından domuz gribi vakası haberleri geliyor. Yetişkinler nispeten korunma yollarını öğrenseler de özellikle anne babalar okula giden çocukları için endişe ediyorlar. Önümüzdeki günlerde domuz gribi vakası sayılarının da artacağı öngörülüyor. Peki okul çağındaki çocukları bu tehlikeden uzak tutmanın bir yolu var mı? Memorial Hastanesi Klinik Laboratuvarlar Koordinatörü ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kenan Keskin anne babalar tavsiyelerde bulunuyor.Çocuğunuz domuz gribi aşısı olmalı mı? Daha önce izlenmiş olan grip pandemilerinde (Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılması) ve gribin yoğun olarak görüldüğü dönemlerde yapılan araştırmalardan elde edilen morbidite (hastalık oluşması) ve mortalite (ölümle sonuçlanma) bilgilerine dayanarak, okul çağındaki çocukların grip açısından özel bir risk grubu oluşturduğu kabul edilmiştir.Bu çalışmalar sonrasında, sezonal grip aşılarının okul çağındaki çocuklarda kullanımının yarar ve zararları konusu da değerlendirilmiş; grip hastalığının, okul çağındaki çocuklar için zaten büyük bir tehdit oluşturduğu, buna karşılık sezonal grip aşılarının küçük bir risk içerdiği, dolayısıyla okul çağındaki çocuklarda uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.Günümüzde domuz gribine karşı da bir koruyucu aşı geliştirilmiş olmakla birlikte bu yeni aşının okul çağındaki çocuklarda kullanımının güvenilirliği henüz kanıtlanmamıştır. Fakat yine de hastalığın daha büyük bir risk oluşturacağına kanaat getirilirse aşının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu konuda çalışmalar sürdürülmektedir.
Bu durumda okula giden çocuklar gripten korumak için neler yapmalıdırlar?
• Okulda, çocukların birlikte oynadığı oyunlar yerine daha az temas kuracakları oyunlara yönlendirilmeleri gerekir.
• Okuldaki arkadaşlarıyla, zorunlu olmayan yakın temastan (sarılma, öpüşme, beraber oynanan oyunlar vs…) kaçınmaları gerekir. Unutmamalı ki grip, hastalıklı birine bir metreden daha yakın olduğunda insandan insana bulaşır. Öğretmenlerin çocukları bu konuda uyarmaları gerekmektedir.
• Ellerini sık sık, özellikle öksürdükten veya hapşırdıktan sonra su ve sabun ile yıkamaları gerekmektedir.
• Öksürürken veya hapşırırken ağızlarını kağıt mendil ile kapatmaları gerektiği öğretilmelidir. Mendil kullanımını özendirmek gereklidir.
• Öksürdükten veya hapşırdıktan ya da hasta olma ihtimali olan birisi ile temasta bulunan çocuklara, ellerini yıkayıncaya kadar; göze, burna veya ağza sürmemeleri gerektiği anlatılmalıdır. Virüs bu yolla bulaşabilmektedir.
• Eğer çocukta kağıt mendil yoksa veya çıkarıp kullanmaya fırsat bulamadıysa, öksürürken veya hapşırırken ağzını eliyle kapatmalı ve hemen elini su ve sabunla iyice yıkaması gereklidir.
• Hasta kişilerle yakın temastan uzak tutulmalılar. Temas zorunlu ise maske ve eldiven kullandırılmalı, temas sonrası hemen ellerini su ve sabun ile yıkamaları gerekmektedir.
• Grip belirtileri olursa hemen doktora veya hastaneye başvurun. ‘Çocuktur, soğuk algınlığına yakalanmıştır’ demeyin. İlk belirtiler griple aynı olacağından hastalığın Domuz gribi olup olmadığını anlamak için bir uzmana görünmek gerekir.
• Eğer çocuk hasta ise okuldan geri kalacak düşüncesi ile okula göndermeye çalışmamalı ve çocukların diğer kişilerle temasını sınırlandırmalıdır. Suya sabuna dokunmayı özendirmeli; ellerin su ve sabun ile yıkanması mikroplardan korunmanın en etkili, en ucuz ve en kolay yoludur. Ancak etkili olabilmesi için en az yarım dakika süreyle ve parmak araları da dahil olmak üzere her yerin iyice yıkanması gerekmektedir. Su ve sabun yerine alkol bazlı el dezenfektanları da kullanılabilir.
Domuz gribinden koruyan veya vücudumuzun direncini arttıran besinler;
Kırmızı biber: Portakalda bulunan C vitamininin 2 katını içerir. C vitamini gribin etkisini yüzde 80 oranında azaltabilecek kadar güçlü bir silahtır.
Yoğurt: İçinde bağırsaklarda mikroplarla savaşan yararlı bakteriler olan probiyotik bulunur.

Badem: Hastalıklarla savaşan antioksidan E vitamini bakımından zengindir. Gripten korunmak için her gün bir ara öğün olarak 24 tane badem yemeye çalışın.
Taze patates: İçindeki “beta carote ”, gribe karşı koruma özelliğini verir. Vücutta A vitaminine çevriliyor ve grip tedavisinde önemli rol bir oynuyor.
Tavuk suyuna çorba: Vücutta mukus üretimini artırarak gribin boğaz ağrısı ve öksürük gibi etkilerini yatıştırmaya yardımcı olur.
Sarımsak: Sülfür maddesi grip sezonunda bu hastalığa yakalanma riskini 2.5 kat azaltıyor ve virüsü öldürme özelliği de bulunuyor. Taze sarımsak daha etkili.
Zencefil: İçeriğinde doğal olarak bulunan “gingerol” maddesi, her türlü enfeksiyonu uzakta tutmaya yardımcı. Zencefil çayını tercih edebilirsiniz.
Ceviz: Antioksidan selenyum soğuk algınlığı, grip ve kansere karşı koruma sağlar. İçindeki selenyum oranı diğer tüm gıdalardan 10 kat oranında daha fazladır.
Turunçgiller: Önemli bir C vitamini kaynağıdır. Özellikle sigara kullanıyorsanız gribe yakalanma riski daha yüksek olduğu için bol bol C vitamini almanız gerekiyor.
Bal: Doğal olarak antibakteriyel özelliklere sahiptir. Çaya ya da yoğurda katarak tüketirseniz etkisi daha da güçlü olur.
Lahana: Ispanak ve lahana gibi koyu yeşil renkli yaprağa sahip sebzeler, bağışıklık sistemini gribe karşı güçlendiren D vitamini bakımından zengindir.
Mantar: Beta-glucan isimli gribe karşı koruyan bir madde içerir. Bağışıklığın grip virüsünü tanımasını ve onu yok etmek için harekete geçmesini sağlar.
Yulaf: Lif, E ve B vitamini ayrıca bağışıklık sistemini güçlendiren mineraller ve beta-glucan’lar bakımdan zengindir.
Elma: Bilim adamları, düzenli olarak elma yiyen insanların gribe yakalanma riskinin azaldığını ortaya koydu. Günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 25’ini karşılar.
Kırmızı et: Bağışıklık sistemini harekete geçirmek için kırmızı et tüketmek gerekiyor. Yetişkinlerin günde ortalama 40-60 gram et tüketmesi tavsiye ediliyor.
Balık: Omega 3 tüketimini artırarak grip ve benzeri enfeksiyonları uzakta tutabilirsiniz. Haftada 2 porsiyon balık tüketilmeli.
Soğan: Doğal antibiyotikler içerir. Bunun yanında gribe karşı bağışıklık sistemini güçlendiren “quercetin” isimli bir madde de bulundurur.
adresinden alınmıştır.


Domuz gribi ve diğer hastalıklardan korunmak için bol temiz hava gerekiyor, Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırın.Bol su içmek ve dirençl sağlayan yiyecekler yenmeli..Önce oksijen olacak.Birde temizlik unutulmamalı, kalabalığa da mecbur kalmadıkça girilmemeli.
Deli dana, kuş gribi, kene nin sebebp olduğu hastalık ve domuz gribi; galiba küresel para kazanma hırsına kurban oluyoruz.
Son olarak; temizlik, temiz hava, bol su ve bol gıda özellikle direnç sağlayacak besinler, alınmalı..

24 Ekim 2009 Cumartesi

ÜSKÜDAR HATTI, ESKİSİ GİBİ, EYÜP'TEN BAŞLIYOR

Eski Galata Köprüsü'nün Dünya Su Forumu nedeniyle Feshane önüne getirilip yaya trafiğine açılmasıyla, Eyüp Üsküdar hattı ,
Sütlüce'den başlamak zorunda kalmıştı.
Galata Köprüsü'nün orta bölümünün açılmasıyla
Eyüp İskelesi tekrar çalışmaya başladı.
Eyüp İskelesi'nin tekrar aktif görevine dönmesinin belkide en önemli sebebi, Eski Galata Köprüsü'nün Haliç'teki su akışını kesmesiyle oluşan kötü koku..
Haliç'teki su hareketi tekrar eski günlerine dönerken Üsküdar' a gitmek için, Sütlüce'ye yürümeye gerek kalmayacak..

22 Ekim 2009 Perşembe

SPOR FUARI






15-18 Ekim 2009 tarihlerinde, Avrasya Maratonu ve Halk Koşusu sebebiyle gerçekleştirilen Spor Fuarı'ndan manzaralar.Hafta içi pek rağbet yoktu.Fuar sırasında yarış için kayıtlarda yapıldı.Hatta sporcular için kayıtlar esnasında chip kullanımıda sağlandı.En ilginç görüntü, elektrikli motosikletler ve mekanik boğaydı.

TRT, NEDEN BU HABERİ VERMEDİ

Geçen hafta içinde yayınlanan bir haber.
Ne yazık ki, sadece bir bilemedeniz iki kanalda haber olarak geçti.
Diğer yayın organlarının ilgisini çekecek türden bir yayın değil , çünkü.
Haberin konusu; bir grup Gazimiz, Eruh'a ziyarete gidiyorlar.İçlerinde Kürt, Çerkez, Boşnak, Laz ve diğer etnik kimliklere sahip Gazilerimiz var.Bu olayı TRT haber olarak veya konu olarak çekiyor.
Fakat ekranda yayınlanmıyor ve arşive kaldırılıyor.
Birlik, beraberlik kokan bir haber.
Acaba niye koskoca TRT ekranında yer bulamadı?

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır