Deutsche Welle Küresel Medya Forumunun, 2011 yılı temasını “Küreselleşen Dünyada İnsan Hakları: Medyanın Karşılaştığı Zorluklar” oluşturuyor. Medya temsilcilerinin, karar vericiler, uzmanlar, insan hakları aktivistleri ile bir araya gelip insan hakları ve medyanın etkisi üzerine tartışacakları etkinlik 20-22 Haziran tarihlerinde Almanya’nın Bonn şehrinde gerçekleşiyor.
Birleşmiş Milletler Su Ajansı (UNW) ve UN-Habitat’ta söz konusu foruma su konusundaki çalışmaları ilşe katılıyor ve suyun neden vazgeçilemez bir insan hakkı olduğunu açıklıyor.
Su, yaşam için olmazsa olmaz. Dünyada hiçbir canlı susuz varlığını sürdüremez. İnsan sağlığı ve refahının ve çevrenin
korunmasının ön koşuludur su. Ancak her 10 insandan 4’ünün basit bir su birikintisine bile ulaşabilme imkânı yokken 10 kişiden 2’si sağlıklı içme suyuna sahip değil. Her yıl çoğunluğunu çocukların oluşturduğu milyonlarca insan, yeterli olmayan su, temizlik ve hijyen imkanları sebebi ile oluşan hastalıklara bağlı olarak hayatlarını kaybediyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her gün 3900 çocuk pis su ve zayıf hijyen koşulları nedeni ile yaşamını yitiriyor. Su ile yayılan hastalıklar ya da insan dışkısı ise dünyada çocuk ölümlerine sebep olan ikinci büyük neden. Su kıtlığı, düşük su kalitesi ve yetersiz hıfzısıhha koşulları gıda güvenliğini, geçim koşullarını ve fakir ailelerin eğitim tercihlerini olumsuz yönde etkiliyor. Sel, tropik fırtınalar ve tsunami gibi su kaynaklı doğal felaketler insanlara ağır bedeller ödetiyor. Bunun yanında dünyanın en fakir ülkelerindeki kuraklık da açlık ve kötü beslenmeyi tetikliyor.Su, yaşam için olmazsa olmaz. Dünyada hiçbir canlı susuz varlığını sürdüremez. İnsan sağlığı ve refahının ve çevrenin
Temel insan ihtiyaçlarını karşılamasının ötesinde, su temini ve sağlık hizmetleri sürdürülebilir kalkınma için de önem arz ediyor. Dünyanın bazı bölgelerinde temel enerji kaynağı olarak kullanılan su, bazı bölgelerde de henüz işlenmemiş geniş su kaynakları sayesinde potansiyel enerji kaynağı durumunda. Su aynı zamanda tarım ve endüstri için de önemli ve kimi ülkelerde de taşıma, ulaşım sisteminin temelini oluşturuyor. Bilimsel bakış açısının gelişmesiyle birlikte, insanlar da sel kontrolünden suyun saflaştırılmasına kadar suya dayalı bir eko sistemin değerini daha çok anlamaya başlıyor.
Önümüzdeki yıllarda su kaynaklı zorlukların önemli derecede artacağına inanılıyor. Sürekli artan nüfus ve yükselen gelir seviyesi daha çok su tüketimine neden olacağı gibi daha çok atık da ortaya çıkaracak. Gelişmekte olan ülkelerdeki şehirli nüfusun önemli ölçüde artması, hali hazırda yeterli olmayan su kaynağı ve sağlık altyapısı ve hizmetlerine olan talebi arttırıyor. Birleşmiş Milletler Su Kalkınma Raporuna göre, 2050 yılında her dört kişiden biri tatlısu kıtlığının kronikleştiği ya da kendini tekrar ettiği bir ülkede yaşıyor olacak.
Görüldüğü üzere, su ve temizlik konusunu gündemin başına koymak için pek çok sebebimiz var…
ULUSLARARASI “Yaşam için Su” Hareketi On Yılı 2005-2015 NE ZAMAN BAŞLADI?
Dünya, su ve sağlık krizleri için harekete geçiyor. Birleşmiş Milletlerin 2000 yılında düzenlediği ve bugüne kadarki en geniş lider katılımı ile gerçekleşen Bin Yıl Zirvesinde Milenyum Deklarasyonu kabul edildi. Deklarasyon, dünyanın en fakir vatandaşlarının küreselleşmenin nimetlerinden faydalanabilmesi amacıyla Bin Yıl Kalkınma Hedeflerini ortaya koydu.
Bu hedeflerden 1.si sağlıklı içme suyuna sürekli erişimi olmayan insan oranını yarıya düşürmek. 2002deki Johanesburg Sürdürülebilir Kalkınma için Dünya Zirvesinde bu hedef, temel sağlık hizmetleri ve suyun kaynak olarak kullanımını kapsayacak şekilde genişletildi. Sonradan dâhil edilen sağlık hizmetleri, birinci hedefin bütünü haline geldi.
Johanesburg’dan bu yana, su ve sağlık servisleri alanında uluslararası alanda yapılan müzakereler sonucu uluslararası işbirliği arttırtı ve eyleme geçilmesine yardımcı oldu. O zamandan bu yana, insanlara temiz içme suyu sağlama ve temel sağlık servisleri ulaştırılmasında çok ciddi ilerleme kaydedildi. Ancak, çoğunluğunu yoksulların oluşturduğu, bu hizmetlere ulaşamayan bir çok insanın söz konusu imkânlardan faydalanabilmesi için daha atılması gereken çok adım bulunuyor.
Görevin önemi ve zorluğu göz önüne alındığında, Aralık 2003’te toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu A/RES/58/217 sayılı karar ile 2005-2015 yılları arasını Uluslararası “Yaşam için Su” hareketi On Yılı olarak ilan eti. On yıl, 22 Mart 2005 Dünya Su Gününde resmi olarak başladı.
Deutsche Welle Küresel Medya Forumunun, 2011 yılı temasını “Küreselleşen Dünyada İnsan Hakları: Medyanın Karşılaştığı Zorluklar” oluşturuyor. Medya temsilcilerinin, karar vericiler, uzmanlar, insan hakları aktivistleri ile bir araya gelip insan hakları ve medyanın etkisi üzerine tartışacakları etkinlik 22-23 Haziran tarihlerinde Almanya’nın Bonn şehrinde gerçekleşiyor. Bir çok örgütün ve Birleşmiş Milletlerin ortak katılımı ile düzenlenen program öncesi, insanın su ve hıfzısıhha hakkına ilişkin bilgiyi sizlerle paylaşıyoruz.
§ Yeterli: Bireyin kişisel ve domestik kullanımı için ihtiyaç duyduğu su kaynakları yeterli ve sürekli olmalıdır. Bu kullanımlar sırasıyla içme suyu, kişisel temizlik, çamaşır, yiyecek hazırlanması ve kişisel ve evsel hijyeni kapsamaktadır. Dünya Sağlık Örgütüne göre, kişi başı günde 50 ile 100 litre arası su, bireyin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve baş gösteren bazı sağlık endişelerini ortadan kaldırabilmesi için gereken minimum miktardır.
§ Güvenli: Kişisel ve evde kullanım için gereken su güvenilir olmalıdır; dolaysıyla da, insan sağlığını tehdit eden mikro-organizmalardan, kimyasal bileşenlerden ve radyolojik tehlikelerden arındırılmış olmalıdır. İçme suyu güvenliği genellikle ulusal ve ya yerel içme suyu kalitesi standartları ile belirlenir. Dünya Sağlık Örgütü Kaliteli İçme Suyu Kılavuzu, ulusal standartların oluşturulması için gerekli temelleri içerir.
§ Makul: Su uygun renk, koku ve tada sahip olmalıdır. Suya yönelik imkân ve hizmetlerin tümü kültürel olarak uygun ve toplumsal cinsiyet, yaşam döngüsü ve özel yaşam koşullarına duyarlı olmalıdır.
§ Fiziksel Erişilebilirlik: Her insanın suya ve hıffzısıha hizmetlerine, evden, eğitim kurumundan, iş yerinden ya da bir sağlık kuruluşunda fiziksel olarak çok kısa sürede erişme hakkı vardır. Dünya Sağlık Örgütüne göre su kaynağı evin 1000 metre civarında olmalı ve elde etme süresi 30 dakikayı aşmamalıdır.
§ Satın Alınabilir: Su ve su imkan ve servisleri herkes için karşılanabilir seviyede olmalıdır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, su masrafının, hane gelirinin yüzde 3’ünü geçmemesini tavsiye eder.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
§ Güvenli: Kişisel ve evde kullanım için gereken su güvenilir olmalıdır; dolaysıyla da, insan sağlığını tehdit eden mikro-organizmalardan, kimyasal bileşenlerden ve radyolojik tehlikelerden arındırılmış olmalıdır. İçme suyu güvenliği genellikle ulusal ve ya yerel içme suyu kalitesi standartları ile belirlenir. Dünya Sağlık Örgütü Kaliteli İçme Suyu Kılavuzu, ulusal standartların oluşturulması için gerekli temelleri içerir.
§ Makul: Su uygun renk, koku ve tada sahip olmalıdır. Suya yönelik imkân ve hizmetlerin tümü kültürel olarak uygun ve toplumsal cinsiyet, yaşam döngüsü ve özel yaşam koşullarına duyarlı olmalıdır.
§ Fiziksel Erişilebilirlik: Her insanın suya ve hıffzısıha hizmetlerine, evden, eğitim kurumundan, iş yerinden ya da bir sağlık kuruluşunda fiziksel olarak çok kısa sürede erişme hakkı vardır. Dünya Sağlık Örgütüne göre su kaynağı evin 1000 metre civarında olmalı ve elde etme süresi 30 dakikayı aşmamalıdır.
§ Satın Alınabilir: Su ve su imkan ve servisleri herkes için karşılanabilir seviyede olmalıdır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, su masrafının, hane gelirinin yüzde 3’ünü geçmemesini tavsiye eder.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
- Afrika kırsallarında milyonlarca insan evde su kaynaklarını hayvanlarla paylaşıyor ya da hastalıkların üremesine elverişli olan ve korunaklı olmayan su kaynaklarına bağımlı yaşıyor.
- Afrika ve Asya’daki kadınların suya ulaşmak için yürüdükleri mesafe yaklaşık 6 kilometre.
- Gelişmekte olan ülkelerde insanlar suya ulaşmakta sıkıntı yaşıyor çünkü ağırlığı sebebiyle taşınması zor ve taşımak için uzun mesafeler kat edilmesi gerekiyor. Su kaynağına en az 1 kilometre mesafede yaşayan 884 milyon insan ya da suya ulaşamayan birçoğu için günlük temiz olmayan su tüketimi ise 5 litreden daha az.
- Ortalama fiziksel aktivitesini yerine getirebilen emziren bir kadının günlük su ihtiyacı 7,5 litredir.
- Gelişmekte olan ülkelerdeki popülasyonun yarısına yakını en az bir kere suyun az olmasından kaynaklanan sağlık problemleri yaşıyor. Bununla birlikte, temiz olmayan su ve yetersiz temizlik dünya çapında meydana gelen çocuk ölümlerinin en önemli ikinci sebebidir. Hesaplamalara göre, sudan kaynaklanan hastalıklar sebebiyle çocuklar her sene 443 milyon okul günü kaybediyor.
- Tacikistan’da nüfusun neredeyse üçte biri sularını, tarım kalıntılarıyla kirlenmiş kanallardan ve sulama hendeklerinden temin ediyor.
- Senegal’de 5000 okulda yapılan araştırma göstermektedir ki, yarısından fazlasının su kaynağı yokken, nerdeyse yarısının da temizlik hizmetleri mevcut değildir. Temizlik imkânları olan okulların sadece yarısında kız ve erkek öğrenciler için ayrı mekânlar vardır. Sonuç olarak, kız çocukları ya tuvaletleri kullanırken görünmemek için ya da tuvaletlerin yeterince temiz ya da güvenli olmadığı konusunda önceden uyarıldıkları için kullanmamayı tercih ediyot. Kız çocukları, okulda tuvaleti kullanmamak için su içmemeyi tercih ediyor. Bu da vücutlarının susuz kalmasına ve yoğunlaşma sorunu yaşamalarına sebep oluyor.
- Jakarta, Manila ve Nairobi’nin yoksul mahallelerinde yaşayanlar su için, geliri daha yüksek olanlardan ve hatta Londra ve New York’ta yaşayanlardan bile 5-10 kat daha fazla ödemek zorunda kalıyorlar. Manila’da imkânlardan faydalanabilmek, en fakir bölgedeki hanelerin yüzde 20’sinin 3 aylık maaşına denk gelirken, Kenya’da bu rakam 6 aylık maaşa eş değerdir.
- Birleşmiş Milletler'in internet sayfasından alınmıştır..
- http://www.unicankara.org.tr/fb/su.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder