15 Şubat 2012 Çarşamba

KAPIDAN ALIŞVERİŞ YAPMAYIN

Kapıdan alışveriş yapmak için en az iki değil 5 kez düşünmelisiniz...
Esas olan kapıdan alışveriş yapmamak.
Evlere önce genellikle bir bayan gelir, özellikle yaşlı veya bir çok şeyle uğraşan  kafası karışmış bir ev hanımı yani kandırılabilecek yada çabuk  ikna edilebilecek!!! kişiler üzerine oyun oynanıyor.
Hediye, taksit, ucuz , indirim kelimeleriyle ikna edilme  tamamlanıp satış işlemi gerçekleşiyor.En son aşamada senet imzalattırılıyor.
 Ancak senetler alıcıya verilmiyor.Neden?
 7 veya 10 gün gibi bir zaman içinde satış işleminden vazgeçilmesi veya şikayet edilebilmesinin önüne geçmek için. Size belge ve senet bırakılmadığı için karşınızdakinin kim ve nerede olduğunu, hangi yetkili mercilerden ruhsatlı olduğunu bilmiyorsunuz.20-30 gün sonra seneti getirip parayı tahsil ediyorlar. Vazgeçerseniz tehdit ediliyorsunuz .Ayrıca başka olumsuz , şiddet içeren şeylerle karşılaşma imkanınınız bile sözkonusu.
Diyeceksiniz ki vatandaş gözünü açsın.Vatandaş neye gözünü açmış ki? buna açsın!
Tabii ki herkes dikkat etmeli gözünü açmalı.Bu teoride böyle ama pratikte bir sürü şey bunu engelleyebiliyor. Ancak burada vatandaş kadar bu konudaki yetkili kurumlarda sıkı denetimler yapmalı. 
Ne adres, ne ruhsat, nede belge var. Her türlü sebepten adli ve resmi kurumlara intikal etmeyen ,ettirilemeyen, mecbur kalınan olay var.
Ne olacak şimdi...

SERKAN ÇAĞRI

Serkan Çağrı'yı Grup Laçin ve onların çıkış parçası Bekar Gezelim ile tanıdık..
Müzik çalışmaları, TRT'de yaptığı program ve Eyvah Eyvah filmlerinin müzik yönetmeni olarak gündemde olan sanatçının Ocak ayında Tuzla'daki bir konserini izleme şansım oldu.Konserden önce yapılan prova ve konser sırasında seyirci  ile çalıştığı 
ekiple olan ilişkisi çok sıcak.Bazı sanatçılar! gibi kibirli, üstten bakan, karşısındakini sıkıntıya sokan bir davranışını gözlemlemedim.
 Hatta bütün diyaloglarında bir sıcaklık, samimiyet ve ölçü var.
Doğrusu, Sekan Çağrı ve ekibini dinlerken büyük keyif aldım.
Konser sırasında; 
Kimi eski zamanları hatırladık, 
kimi hüzünlendik, kimi de Trakya'yı dolaştık..
Kısaca Serkan Çağrı dinlemek keyifti.
Ve bence sanat camiasında Adam Gibi bir Adam daha var.
Serkan Çağrı'nın internet sitesi;  Serkancagri.com

13 Şubat 2012 Pazartesi

BAĞIŞLA, HAYAT KURTAR...


Gamze İçin

3 yaşında bir çocuğu olan Gamze Hanım ve diğer  lösemi hastaları için duyarlı olalım.Unutmayın her an her şeyle karşılaşabiliriz. 
Bir gün sizde hasta olabilir  ve birileri size yardımcı olabilir.
Gamze için bir blog sitesi kurulmuş, buradan Gamze Hanım'a

kan bağışı, trombosit bağışı ve ilik bağışı yapabilirsiniz.Gamze Hanım'a belki ilik veya kan bağışınız uymayabilir başka bir hastaya uyabilir, bir hayat kurtarabilirsiniz..

http://gamzeakbas.blogspot.com adlı blogun ilk yazısı aşağıda yer alıyor..
9 Eylul Hastanesi, Onkoloji Servisinde yatan arkadasimiz Gamze Akbas'in tedavi surecinde, kan bagisi, trombosit bagisi ve ilik bagisi yapmak isteyecek gonulluleri organize edebilmek adina basladik bu bloga. Insallah guzel haberler veririz hep..
Gamze Hanım'a ve tüm hastalarımıza Acil Şifalar Dilerken 
Gelin Duyarlı Olalım.
Bir tüp kanla hayat kurtaralım..


29 Ocak 2012 Pazar

ÇAVDAR EKMEĞi

Ekmek, gıda olarak belkide en çok tüketilen ürün. 
Nedense en sağlıksız olan tipi; sadece beyaz un kısmından imal ediliyor ve en çok onu tüketiyoruz.Bir kaç aydır bizim bakkalda normal  ve kepekli ekmekle beraber çavdar ekmeği satılıyor. Arada bir alırken şimdilerde en az günde 1 çavda r ekmeği alıyorum. Hem daha faydalı hemde kepekli gibi  sıkıcı ve yavan değil.Şeker, kalp, damar, anemi ve her yaş grubu için faydalı olan çavdar ekmeğinde kalsiyum,  lif ve demirde bunuyor.Ve bilgilere göre tahıllar içinde en koyu renkli, en çok çözünür diyet lifi içeren ve doyurucu olanı Çavdar.Kolesterol seviyesinde  çok etkili.
En düşük glisemik indeks değerine sahip bir ekmek türü.
Uzun sürede tokluk hissi veriyor. Tavsiye derim..

27 Ocak 2012 Cuma

SAÇIN RENGi, NE iFADE EDER?

Bir bireyin,; yaptığı hareketlerin, konuşmanın veya
 herhangi bir bakışın bile bir anlamı var.
Bu yüzden İNSAN SARRAFIYIM diye bir söz ortada var.
Tabii ki yetişkin bir kişinin bir çok hareketinden ona dair bir fikir çıkarılabildiğine göre gözbebeğimiz olan çocukların yaptığı resimlerden 
veya herhangi bir davranıştanda sonuç çıkartılabiliyor..
Bu detaylar aslında çok önemli. Üstünde durulmalı.
Resimdeki evin dumanın şekli, kağıttaki yeri, insanların saçları veya kullanılan boyanın rengi bile bir sonuca gidiyor.Bu konuyla ilgili detaylı yazıyı 

18 Ocak 2012 Çarşamba

KURUYAN OYUN HAMURUNU NE YAPARSINIZ?

Çocuklarımzın oynadıkları oyuncak ve kullandıkları kalemlerin 
 sağlıklı olması çok önemli. 
Bazı ürünler ve özellikle Uzakdoğu'dan  ithal  gelen ürünlerin bir kısmı sağlıksız. 
Bu konuya dikkat etmekle beraber oyun hamuruyla   oynayan küçük yaştaki çocuklar için kuruyan ve parçalanan , uzun süre kulanılan oyun hamurlarının atılması veya nasıl hareket edilmesi konusunda bir  ikilem söz konusu.
Bir blogta bu konuda bu şekildeki oyun hamurlarının tekrar kullanılabileceği yazıyor. Kurumuş oyun hamurunu bir kaba sıkıştırarak üstünü az geçecek şekilde su ekleyip , bekletiliyor ve 2 gün sonra açılıyor.
 Üzerinde ki ıslaklık peçeteyle silindikten sonra normal olarak kullanılmaya devam ediyor..

14 Ocak 2012 Cumartesi

27 OCAK, 13 OCAK, KKTC


27 Ocak 1924 yılında doğan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı

Rauf Denktaş, uzun süren rahatsızlığı sonucu dün hayata gözlerini yumdu.Rumların Türkleri katletmesine engel olmak ve Kıbrıs Türkleri adına herşeyini ortaya koyan
 Rauf Denktaş, 1948 yılından beri Kıbrıs için mücadele etmiş bir dava adamı.Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin  ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasında da yer aldı.Yazarlıkta yapan Rauf Denktaş fotoğraf konusunda da aktifti.
Rauf Denktaş'a Allah'tan rahmet diliyoruz..Başımız Sağolsun.

Rauf Raif Denktaş, (d. 27 Ocak 1924, Baf - ö. 13 Ocak 2012, Kıbrıs), 
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucusu, cumhurbaşkanı, politikacı, yazar. Rauf Denktaş 1,5 yaşındayken annesini kaybetti.[2] Babası hakim Raif Bey'dir. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen[2] Denktaş,1930 yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi. Arnavutköy'de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başladı. Ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve liseyi Kıbrıs'ta bitirdi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra hukuk eğitimi için İngiltere'ye gitti. Mezun olduktan sonra avukatlığa başladı. 27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingte Dr. Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. Türk cemaatinin iki önemli ismiFaiz Kaymak ve Dr. Fazıl Küçük arasında arabulucu rolünü üslenip, toplumun çıkarlarının takipçisi oldu. Faiz Kaymak'ın teklifi ve Dr. Fazıl Küçük'ün tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Kongresi'nde başkanlığa seçildi. Savcılık görevinden İngiliz yönetimini zorlukla ikna ederek istifa etti ve cemaat sorunlarıyla uğraşmaya başladı. 1949 yılı yaz aylarında savcılık yapmaya başladı. Yine aynı yıl Aydın Hanım'la evlendi. 1955'te terörist bir hüviyete bürünen Enosisle mücadelede ve EOKA karşısında Kıbrıs Türklerinin direnişine yön veren Denktaş, 1958yılında hükümetteki görevinden istifa etti. Arkadaşlarıyla 1 Ağustos 1958'de Türk Mukavemet Teşkilatı'nı (TMT) kurdu. 1958 yılında Rum tedhişçiler, Türk köylerine saldırınca, Türkler de bu olayları protesto etti. Zürih-Londra antlaşmaları öncesinde Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, Ankara'ya Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmeye gitti. Bu görüşmede Denktaş adaya Türk Askeri gönderilmesi teklifini dile getirdi. 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile, 1960 Antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında emeği geçti. Aynı yıl Türk Cemaat Meclisi'yle İcra Komitesi Başkanlığı'na seçildi. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra Denktaş temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayan Denktaş bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı. 1964 Londra Konferansı'ndan sonra Makarios tarafından “istenmeyen adam” ilan edildi. Yeşilada'ya girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katıldı. 1967'de adaya gizlice girerken tutuklandı. Yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye geri verildi. 1968'de adaya giriş yasağı kaldırıldığındanKıbrıs'a döndü. 




1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi. 28 Şubat 1973'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi. 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanından sonra tekrar cumhurbaşkanlığına seçildi. 22 Nisan 1990'da yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi. 17 Nisan 2005'te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayan Denktaş, 24 Nisan'da görevi Mehmet Ali Talat'a devretti.

Politika hayatı yanı sıra, aynı zamanda yazar kimliğiyle de önemli bir şahsiyet olan Rauf Denktaş, 1985'in son aylarından bugüne, Yeni Asya Yayınları arasında çıkan kitapları bulunuyor. Ayrıca Denktaş, çok meraklı bir fotoğrafçı özelliği ile de bilinmekte, fotoğraf makinasını elinden bırakmamaktaydı. Rauf Denktaş, Yeniçağ Gazetesi'nde yazılar yazmakta ve ARTtelevizyon kanalında Pazartesi günleri Denktaş'ın Gündemi adlı izlenceyi sunmaktaydı.

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır