Bir dergide küçük bir hikaye okudum.
Kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bazı şeyler makam, para ve güçle yapılamıyor.
Bu saydığım özelliklerin hiçbiri bazı konuları geçekleştirmeye güçleri yetmiyor.
Bir okul.
Okulda bir çok öğrenci var; zengin, fakir, kısa, uzun, şımarık, uslu...
Bunlardan biri; teneffüslerde arkadaşlarından ayrı, herşeyi izliyor.Öğretmeni bahçede gezdiğinde onun (mesafeli de olsa) yanından ayrılmıyor.
Kimsesiz.
Yurtta kalıyor.
Dersin birinde öğretmen;
en çok müteşekkir (en çok teşekkür ettiğiniz) olduğunuz şey nedir?
Resmini yapın, diyor.
Herkes farklı resimler ( bisiklet, bisküvi..) yaparken
öğrencimiz bir el çiziyor.
Öğrenciler yaptıkları resimleri gösteriyor.
En farklı olanı
el resmi.
Öğretmenine resimi anlatırken;
''bu el beni herşeyden koruyor, onun yanında ve özellikle bu el omuzuma dokunduğunda kendimi güvende hissediyorum, mutlu oluyorum'' diyor.
O el kimin? sorusuna ise
'' o el sizin eliniz öğretmenim''
cevabını veriyor.
Kimsesi olmayan bu çocuk için
bu el ne kadar değerli.
Düşünsenize; hiçbir makam, güç, iktidar, para veya etken
o güveni, o mutluluğu veremiyor.
O sıcaklığı yaşatamıyor.
Bir el ne çok şeyi değiştiriyor.
Sevdiklerimizi unutmayın.
Hele çocukları, çocuklarımızı hiç unutmayalım.
Yanımızdaki yakınlarımızın (sevdiklerimizin, çocuklarımızın) uzağında olmayalım.
İhmal etmeyelim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder