14 Ocak 2010 Perşembe

ANDON

1800'lü yılların sonunda Kayseri ve çevresindeki Ermeni olayları arşivlere sadık kalınarak, yazar S. Burhanettin Akbaş tarafından yazıldı..
Okuyanlar, okunmasını tavsiye ediyorlar..
Hey Andon'u, kitapseverler ve tarihseverler kaçırmamalı..

S.Burhanettin Akbaş’ın 14. Kitabı tarihi bir roman oldu.
Ankara’da Yıldızlar Yayıncılık tarafından yayınlanan kitabın konusu da oldukça ilginç… Roman, 1892-1893 Ermeni Olaylarını Osmanlı Arşiv Belgelerini esas alarak senaryolaştırmakta ve Kayseri, Merzifon, Amasya, Çorum, Yozgat ve Ankara’da geçmektedir.Romanın baş kahramanı Reşit Bey, Sultan Abdülhamid Han’ın emriyle Anadolu’ya intikal eden Türk Polis Teşkilatından bir kişidir. İşi istihbarat üzerinedir ve Türk Polisi ilk defa istihbarat çalışmalarına önem vermekte ve Ermeni komitacıların takibini yapmaktadır.Roman, Reşit Bey’in Kayseri’ye gelişi ile başlar. Reşit Bey, Kayseri’de devlet erkanı, polis teşkilatı mensupları ve halktan kişilerle görüşmeler yapar. Amaç Taşnak ve Hınçak örgütlerinin yasa dışı faaliyetleri hakkında belge ve bilgi toplamaktır. Çünkü, örgütün önemli kişilerinden biri olan Taşnak örgütü ileri gelenlerinden Andon Rüştuni’nin Kayseri’ye geldiğini öğrenmiş ve onun faaliyetlerinin takibini önceden Kayseri Polisine yaptırmıştır. Andon’un faaliyetleri uzak takibe alınır ve içeriden bilgi veren kişilerle sıkı temaslar yürütülür. Bu arada Merzifon Amerikan Kolejinde Faaliyetler yürüten Kayayan ve Tomayan hakkında da ciddi bilgilere ulaşılır. Son derece az bir personele sahip Türk Polisinin üstün gayretleri ile ve devletin telgraf hatlarına verdiği önemin de etkisiyle İstanbul, Ankara, Yozgat, Kayseri ve Merzifon’la ciddi bir irtibat sağlanır.Türk Polisi, yılbaşından sonra ciddi bir eylemin peşinde olan örgütün yafta adı verilen bildirileri asacağını öğrenir ama olaya mani olmazlar. Türkiye’nin birçok yerinde aynı anda başlatılan bu eylem Andon’un, Kayayan ve Tomayan’ın Amerikan Okullarında bastırdıkları bildirilerin asılması eylemidir ama bu arada birçok da faili meçhul cinayet işlenmektedir ve devlet yanlısı ve huzur ve barıştan yana olan Ermeniler, örgüt tarafından öldürülmüştür. Hasta adam gözüyle bakılan Osmanlı, bu olayları kendinden beklemeyecek bir şekilde takip etmiştir ve yafta olayından sonra bir iki gün içinde bütün elebaşlarını ve eylemcileri yakalamayı başarır. Lakin Osmanlı’nın zor günlerinde İstanbul, çok ağır baskılar altındadır. Türk Polisinin yakaladığı birçok komitacı, hafif suçlu sınıfına ayrılıp salıverilir. Ankara’da kurulan mahkemede ele başlar çok ağır cezalar almasına rağmen bu cezalar Osmanlı Meclisinde yarı yarıya düşürülür ve sonra da

Osmanlı Sultanı tarafından en hafif şekle getirilir.











Günümüzde , o yılların izlerini (benzerlikte olsa) bulmak mümkün..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır