15 Ocak 2010 Cuma

BELEDİYELER KURBAN OLSUN!


Kurban Bayramı geçeli bir buçuk aydan fazla oluyor.
Yukarıdaki resimleri her yıl görüyoruz.
Kurbanları getirenler ;her yıl, bir iki hafta bu çileyi çekiyorlar..
Barınma, hayvanların ihtiyaçlarını giderme, ihtiyaçlarına ulaşabilme ve güvenlik, büyük sorun.
Bu görülen baraka tarzı yapıları belediyeler yapıyor ve karşılığında yedi sekiz gün için 5 milyar civarı paralar alıyorlar.Doğrusu, bu bilgiyi kurbanlık satan bir akrabam söylemeseydi öğrenemeyecektim.Belki bazıları biliyordur ama bu kadar yüksek olduğunu yeni öğrendim..Lüks semtlerin, alış veriş mekezlerinin aylık kirası bu kadar mı bilmiyorum.8 gün için , iyi para.Karşılığında altyapı, su ve diğer ihtiyaçların giderilmesi dahil değil üstelik..Belediyeler; vergi, ceza ve diğer kaynaklardan iyi para kazanmalarına rağmen çoğu çok zorda!.Kurbanlıklara tahsis ettikleri yerlerden aldıkları para nasıl kullanılıyor, merak ediyorum.Nerelere gidiyor, net bir bilgimiz yok..
Hayvanı yetiştireceksin, o kadar yolu geleceksin...
Neyse bildiğimiz şeyler..

KUŞLAR




Geçtiğimiz günlerde (9 Ocak), Feshane'de kafes kuşlarıyla ilgili yarışmalar düzenlendi.Rengarenk kuşların cıvıl cıvıl sesleri görülmeye ve hatta duyulmaya değerdi..Kuşlardan başka, kuş bakımıyla ilgili malzemelerde satılanlar arasındaydı.
Ancak, Feshane çok kalabalıktı.
Bu kalabalığı Ramazan Ayı dışında Feshane'de bulmak biraz zor..

14 Ocak 2010 Perşembe

ANDON

1800'lü yılların sonunda Kayseri ve çevresindeki Ermeni olayları arşivlere sadık kalınarak, yazar S. Burhanettin Akbaş tarafından yazıldı..
Okuyanlar, okunmasını tavsiye ediyorlar..
Hey Andon'u, kitapseverler ve tarihseverler kaçırmamalı..

S.Burhanettin Akbaş’ın 14. Kitabı tarihi bir roman oldu.
Ankara’da Yıldızlar Yayıncılık tarafından yayınlanan kitabın konusu da oldukça ilginç… Roman, 1892-1893 Ermeni Olaylarını Osmanlı Arşiv Belgelerini esas alarak senaryolaştırmakta ve Kayseri, Merzifon, Amasya, Çorum, Yozgat ve Ankara’da geçmektedir.Romanın baş kahramanı Reşit Bey, Sultan Abdülhamid Han’ın emriyle Anadolu’ya intikal eden Türk Polis Teşkilatından bir kişidir. İşi istihbarat üzerinedir ve Türk Polisi ilk defa istihbarat çalışmalarına önem vermekte ve Ermeni komitacıların takibini yapmaktadır.Roman, Reşit Bey’in Kayseri’ye gelişi ile başlar. Reşit Bey, Kayseri’de devlet erkanı, polis teşkilatı mensupları ve halktan kişilerle görüşmeler yapar. Amaç Taşnak ve Hınçak örgütlerinin yasa dışı faaliyetleri hakkında belge ve bilgi toplamaktır. Çünkü, örgütün önemli kişilerinden biri olan Taşnak örgütü ileri gelenlerinden Andon Rüştuni’nin Kayseri’ye geldiğini öğrenmiş ve onun faaliyetlerinin takibini önceden Kayseri Polisine yaptırmıştır. Andon’un faaliyetleri uzak takibe alınır ve içeriden bilgi veren kişilerle sıkı temaslar yürütülür. Bu arada Merzifon Amerikan Kolejinde Faaliyetler yürüten Kayayan ve Tomayan hakkında da ciddi bilgilere ulaşılır. Son derece az bir personele sahip Türk Polisinin üstün gayretleri ile ve devletin telgraf hatlarına verdiği önemin de etkisiyle İstanbul, Ankara, Yozgat, Kayseri ve Merzifon’la ciddi bir irtibat sağlanır.Türk Polisi, yılbaşından sonra ciddi bir eylemin peşinde olan örgütün yafta adı verilen bildirileri asacağını öğrenir ama olaya mani olmazlar. Türkiye’nin birçok yerinde aynı anda başlatılan bu eylem Andon’un, Kayayan ve Tomayan’ın Amerikan Okullarında bastırdıkları bildirilerin asılması eylemidir ama bu arada birçok da faili meçhul cinayet işlenmektedir ve devlet yanlısı ve huzur ve barıştan yana olan Ermeniler, örgüt tarafından öldürülmüştür. Hasta adam gözüyle bakılan Osmanlı, bu olayları kendinden beklemeyecek bir şekilde takip etmiştir ve yafta olayından sonra bir iki gün içinde bütün elebaşlarını ve eylemcileri yakalamayı başarır. Lakin Osmanlı’nın zor günlerinde İstanbul, çok ağır baskılar altındadır. Türk Polisinin yakaladığı birçok komitacı, hafif suçlu sınıfına ayrılıp salıverilir. Ankara’da kurulan mahkemede ele başlar çok ağır cezalar almasına rağmen bu cezalar Osmanlı Meclisinde yarı yarıya düşürülür ve sonra da

Osmanlı Sultanı tarafından en hafif şekle getirilir.











Günümüzde , o yılların izlerini (benzerlikte olsa) bulmak mümkün..

9 Ocak 2010 Cumartesi

AB NORMLARI

Bu yeni teşkilat için 50 bin kişi alınacak.
Zaten ağır silah yetkisi de yeni düzenlenmişti..
Bu düzenlemeler, TSK'deki aramalar, mahkemeler, basında ki TSK ile ilgili yazı ve yorumlar; TSK'nin küçültüleceği veya ortadan kaldırılacağını mı gösteriyor?

4 Ocak 2010 Pazartesi

KEPLER

Resim,www.keplermotors.com
KEPLER
2.5 saniye altında 0-60 mil (yaklaşık 0-100 km)
200 + mph hız (yaklaşık 330 km)
Ön Powertrain
250 hp elektrik motoru
2-ileri otomatik
Lityum-iyon pilleri
Arka Powertrain
550 hp motoru
Olarak Ford EcoBoost twin-turbo 3,5 litre V-6
7-speed paddle shift, çift debriyaj transaxleyi
Titanyum egzoz sistemi
50 Adet limitli üretim.2011 ortasında satışına başlanacakmış.
Uzunluk:4,44 M
Ekstrem hafif karoser ve karbon seramik frenler
ön:275/35 ZR 19 arka:335/30 ZR 20 3.5l
Dubai Motor Fuarı'nda Kepler adıyla yeni bir süper spor otomobil tanıtıldı ,geçtiğimiz günlerde..
Bu araba Ferrari ile McLaren'in hık demiş burnundan düşmüş.
Nerdeyse kopyası.
Ama adamlar uğraşmışlar bir eser ortaya çıkarmışlar..
Bizde olsaydı hemen karalardık...
Sazan, Şamil, Etox yerin dibine girerdi.
Fakat yabancı aynısını bile yapsa bir şey olmaz..Sayılmaz.İçimizden çıkan güzel çalışmaları karalamamak lazım.
Koskoca BMW bile,
artık hayatta olmayan Dixi/Austin 7 lisansını
alarak otomobil imalatına başlamıştı.

ÖZGÜRLÜK ve HAYAT



Resimler alıntıdır.







Özgürlük , açlık, afetler, hastalık, insanlara eziyet,
silahlanma, magazin, israf, ölüm ve kalım..
Hayat veya yaşam kelimesinin yerini bunlar alıyor.Zengin veya kuvvetli olan ötekini öldürüyor, ölüme zorluyor.Yazılı ve görsel basın nedense hep magazini , iyi gibi gözüken şeyleri gözümüzün içine sokarak insanlığı uyuşturuyor.Özgürlük getirenler!, getirmekten bahsedenler özgürlük dahil herşeyi götürüyorlar.İşbirlikçileri de kendi halklarını yok etmeye alet oluyorlar.Her yönden bağımlı olursan, ipin kime bağlıysa onun elindesin.
İp görünür veya görünmez olsun , farketmez..
Dünyanın hali budur..

3 Ocak 2010 Pazar

METAL MANTAR

İnsanoğlu'nun dünyaya kazandırdığı metal mantarlar!
Heryerden bitiyorlar.
Görüntü kirliliği, sağlıkla ilgili yönler ve daha bir çok şey..
Ama bunlarsız da olmuyor (mu?) .

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır