12 Ekim 2010 Salı

RUMELİ, AVRUPA, DÜNYA ve İSTANBUL

Pazartesi günü TR televizyonunda yani Tek Rumeli kanalında 
Topkapı Sarayı Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı; Rumeli, Balkanlar ve İstanbul hakkında bilgi dağarcığımızı  arttıracak şeyler  anlatıyordu.
(İlber Ortaylı, her konuda dinlenmesi , okunması gereken bir hoca ve bir yazar..)

 İlber Bey, 
ilk 20 dakikadan sonra dizi ve sinema dışındaki bu programların tam ilgi görmediğini, izleyen kişinin kendini veremeyeceğini söyledi.
Konuşmalarda bile ilk yirmi dakikadan sonra  ilgi dağılır.Programların 20 dakika ile sınırlandırılması bu açıdan uygun olabilir.İlber bey gibi ayaklı kitap! diyebileceğimiz kişilerin katıldığı programları değerlendirmek gerek.


İlber Ortaylı' bir çok ilgi çekici konuyu anlatırken şu sözü, dikkatimi çekti;
(aklımda kaldığı kadarıyla)İstanbul, bütün dağınıklığına ve eksikliklerine rağmen (!) sadece Rumeli'nin, Balkanlar'ın, Avrupa'nın değil dünyanın başkentidir.
Hakikaten İlber Bey'in dediği gibi; kuzeyden güneye, doğudan batıya , 
üç kıtanın ortasında, tarihi ve kültürel yapısı, modern ve çarpık yapılarıyla (!), 
tam anlamıyla tarihi eserlerine sahip çıkılması ve çıkılamamasına rağmen
 dünyanın en güzel, en muhteşem şehiri.
Aslında şehirler şehiri.
Ekonomi, sağlık, ticaret kısaca her yönüyle bir şehirden öte bir ülke gibi.
Bizzat izlemeye çalıştığım etkinlikleriyle bile kendi başına bir dünya,İstanbul 
Son zamanlardaki etkinlikleri hatırlayacak olursa(m)k;
Off Shore Bot Yarışları, Ramazan Etkinlikleri, Kitap Fuarları, Denizcilik Kültürü Etkinlikleri, İstanbul Design Weekend Tasarım Günleri, 
Cebit ( Bilgisayar, İletişim ve Uydu Ekipmanları) Fuarı, Bayim Olur musun Fuarı,
 Helal Ürünler Fuarı, Bouldist, Yelkenliler Sergisi, bir kaç gün sonra gerçekleşecek olan Avrasya Halk Koşusu ve Maratonu, 1001 İcat Sergisi, konserler, tiyatrolar..
Ve daha aklımıza gelmeyen bir çok etkinlik..
Sonuç olarak İstanbul her yönüyle değerlendirilmesi gereken , incelenmesi gereken muhteşem bir kitap.
Birey ve kurumlar olarak sahip çıkabiliyor muyuz ?
Aslında (sur içi) İstanbul'u gezersek net olarak görürüz.

OTOMOTİV ve TRAFİK CEZALARI

___Osmanlı'nın son zamanlarında, ülkeye gelen ilk otomobil daha karaya indirilmeden, işlerini kaybedeceklerini düşünen hamallar tarafından denize atılır.
1886'da Karl Benz, ilk otomobilini yaptığında, halk gürültü ve atların korkması sebebiyle şikayetçi olup, olumsuz bir kampanya başlatır.Vali bu sebeple atsız araçlara kısıtlama getirirken valinin daha sonra aracı denemesiyle Mercedes'in önü açılır.
Ve İlk Türk otomobili Devrim'in başına gelenler 
farklı bir şekilde gelişseydi  otomotiv sektörümüz nasıl olurdu 
diyen Murat Yeşildere 19 Eylül 2010 tarihindeki HaberTürk Gazetesi'nde ki 
yazısında soruyor..
___Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar; otomobil markası olarak Türkiye'nin yeni bir marka geliştirmesine gerek olmadığını ifade etti.Bu düşünceye neden diye sormak istiyorum. Acaba rakipler çoğalır diye mi yoksa çok masraflı olur diye mi?
___Devletimiz, hükümetimiz kamu alımlarında yerli üreticileri desteklemek adına bir takım düzenlemeler yapacak.Türk şirketlerine fiyat avantajı sağlanacak.Güzel bir karar. Fakat çok geç alınmış bir karar. Yine de zararın neresinden dönülse kardır!

___Biyodizel denilen bitkisel dizel yakıtın, ülkemizde ilk olarak 1930'lu yıllarda Atatürk Orman Çiftliği'nde üretildiğini, Emrah Hatunoğlu'nun hazırladığı  Biyoyakıt Teknolojilerinin Tarım Sektörüne Etkileri konulu tezden öğrendik

 ___Trafik kurallarına uymamak bir sorunken son alınan kararlarla; vekillerimiz ve bazı devlet görevlilerimiz ceza kesilmediğinden , kesilemeyeceğinden  trafik kurallarına uyma yükümlülükleri kalmayacak.
Kısaca trafik kurallarına uymak gibi zorunlulukları olmayacak. 
Bunu basın  yazıyor, mahkeme kararları var ve düzenleme yapılacağı yönünde haberler var.
her zamanki gibi devam ediyor...
Diğer taraftan hatırlıyorum ve o maddenin hala Anayasa'da yer aldığını düşünüyorum!!! 

İNTERNET, BLOGLAR, BİLİŞİM ve SUÇ

Bloglar son zamanların en çok ilgi çeken 
kişisel araçlarından biridir...İlk başlarda günlük olarak değerlendirildi sonrasında çoğu kişi kendi düşüncelerini yazmaya başladı. Yasalar çerçevesinde ifade ve gerçek haberleri bilgileri insanlığın önüne açma konusunda ön planda yer almaya başladılar. 
Bununla beraber gelişen bir medya şubesi olarak reklam alma ve okunma oranları artmaya başladı. 
Derken blog yarışmaları düzenlenmeye başladı. 
Blog Odulleri sponsorlarıyla ön planda yer alırken 
Altın Klavye Blog Ödülleri de 
http://www.altinklavye.com/ 
daha sade bir yarışmaydı. 
Ancak hiç kimsenin aklında bilgi çalınması anlamında şüphe yoktu. 
Son zamanlarda Bloglar Yarışıyor 
http://www.bloglaryarisiyor.com/ 
adlı bir yarışma var.Ancak iletişim bilgileri telefon numaraları yok. Çok basit ve sıradan soru işaretleri içeren bir görüntüsü var. Önceki aylarda tarih olarak yapılacaktı süre doldu yarışma yapılmadı ses çıkmadı, sitede bir açıklma yapılmadı. Şimdi ise son tarih Eylül 30.Arama motorlarında bilgi çalmayla ilgili yazılarda anılıyor bu site; 
http://ceyizsepeti.blogspot.com/2009/06/orgu-cekyat-ortusu-modeli.html 
http://www.webege.net/2010/08/bloglar-gercekten-yarsyor-mu.html 



Alıntı:
"Bloglaryarisiyor.com Blog kullanıcılarının şifrelerini ve hesaplarını ele geçirmek amacıyla açılmış bir sitedir. 
Dikkat ederseniz üye bloglar ile ilgili hiç bir bilgi bulunmamaktadır. 
iletişim adresi ve telefon numarası bulunmayan bu sitede Blog yerine Bloq yazılmış ve her katılımcıya promosyon ürünlerin hediye edileceği açıklanmış.Fakat şimdiye kadar hiç bir blogcuya bu promosyonlardan verilmemiştir. 
Eğer Bir Reklam hesabınız varsa bu hesaplarınızı kontrol etmenizi Öneririz.Hesap Numaralarınızı ve Alacaklı isminizi Kontrol Ediniz. 
..... 
Cumhuriye Başsavcılığına Haklarında Şikayette Bulunulmuştur." 
Yorumun kaynağı. (Üstelik Temmuz 2009'dan beri aynı durum)

http://beyazkkelebek.blogspot.com/2010/09/bloglar-yarisiyor-hakkinda-duzeltme.html 
http://guncelist.blogcu.com/bilisim-suclari-sifresi-calinanlar-internette-suc-sayilan-davr/5855281 

Kimseyi veya kuruluşu karalamak gibi bir derdimiz yok. Ancak her yıl aynı şeyleri yapmaları ve yarışmanın sonuçlanmaması, açıklama yapılmaması düşündürücü. 

Herhangi bir siteyle ilgili şüpheli ve olumsuz bir durum varsa aşağıdaki adresten yararlanabilirsiniz. 
http://internet.tib.gov.tr/ 
Ancak yinede çok güvenilir olmadığı Bilgi Teknolojileri İletişim Grubu tarafından yazılıyor. 
İHBARWEB >>>>> 
http://www.ihbarweb.org.tr/ 
0312 5828282 nolu telefondan da yararlanılabilinir. 
adresinden de faydalanabilirsiniz.. 

Bilişim suçlarıyla ilgili olarak kişileri kandırarak bilgi çalan siteleri şikayet edecek internet ortamında bir yer var mıdır? 
Bahsedilen sitedeki sponsorlarda bu konuya kendi sitelerinde hiç yer vermemiş! 
Dikkat edelim....
 

Bilgi çalmak adına yapılan bu organizasyonlarla ilgili blog degisinden bir yazı; 


Alıntı:


İnternet üzerinden düzenlenmekte olan “Bloglar Yarışıyor” adlı yarışmada “Blog Der gisi” olarak hiçbir sponsorluğumuz bulunmamaktadır. 


Ödül olarak gösterilen “Sahibinin Tanıtılması ve BlogDer gisi.Com ile  Röportaj Olanağı” ise dergimiz tarafından vaat edilmemiştir. 


Lütfen araştırmadan bu tür yarışmalara itibar etmeyiniz. 
http://www.blog d er gisi.com/bloglar-yarisiyor-hakkinda-onemli-duyuru 
http://ikimiz-2.blogspot.com/2010/10/bloglar-yarsyor-yarsmasnda-gercek-dslk.html

İşin ilginç tarafı bu organizasyon!!!! en az 2009 yılından beri yayında.Ve Savcılığa verilmesine,
http://www.ihbarweb.org.tr/ ye bildirilmesine rağmen düzen devam ediyor. 
Her işin başı araştırmak, unutmamalı. 
İnternet kullanıcısı ve internet sitelerinin sayısı arttıkça denetim ve güvenlik zorlaşıyor.
 

6 Ekim 2010 Çarşamba

ERGENEKON, KÜÇÜK ADAMLAR ve ESERLERİ

Yıl 2008. Tam, şu an itibariyle iki yıl geçmiş.
Bir kaç gün artı veya eksi geçmiş olabilir.O zamanki adı Ergenekon olan İlköğretim Okulu'nda gerçekleşen bir sergi getiriyoruz, ekranlarınıza...
En küçüğü 6 yaşından  12 yaşına kadar olan, geleceğin büyükleri,
 saf ve art niyetsiz  bilgiye aç! insancıkların eserleri.
Unutmadan, taş atmıyorlar daha faydalı şeyler yapıyorlar.
Resim, geleceğe dair  hayaller ve olması istenen doğal bir hayat, bu karelerde...
Yumurtasız ve tavuksuz ( ama hormonsuz olmalı) hayat düşünülemez!



Herkesin isteği bahçeli bir ev!
Doğayı kirletmeyen, pille çalışan tencere..
Temiz  bir çevre için üzerimize düşeni yapmalıyız.



Sigaranın kime faydası olmuş. kendiniz kandırmayın! 
O sizi bırakmadan, ona en büyük kötülüğü yapın,
 siz onu bırakın.



25 Eylül 2010 Cumartesi

DİZİ FİLMLER NEREYE GİDİYOR?

Yaz bitiyor, bitti.Okullar açıldı, tatiller bitti herkes evine döndü.
Televizyonlarda da  yeni yayın dönemi başladı.
Yıllar önceki Güney Amerika kökenli dizi filmler yerini hakiki yerli yapım dizilere bıraktı.
Ancak yüzde doksanının konusu ne yazık ki aşk, entrika ve ağa dizileri.
Yıllar önce yayınlanan Dallas dizisine bile taş çıkartacak yapımlarımız var artık; 
şahıs ablasının kocasına aşık oluyor ve birliktelik! yaşıyorlar.
Yada amcasının hanımına yani yengesine göz koyuyor daha sonraki aşamaya geçiyorlar...
Genel ahlakı bozacak, çocuklara  özendirecek bu konular tekrar tekrar işleniyor hafızalara.
Yeni başlayan bir dizi filmin ilk bölümünde dakikalarca tecavüz sahnesi gösterildi.
Ailenin bir arada olduğu, çocukların daha yatmadığı bir saatte.
Bu sahnelerle izlenme sayısı artacak!!!
Diğer yeni bir dizi filmde de iki erkek aynı yatakta vakit geçiriyor!!
Şimdi, halk olarak bunları yani günümüzde de geçerliliği kalmamış , modern dünyada yeri olmayan ağalık sisteminin güzelliklerini ortaya koyan, amcasının eşini yatağa atan ve iki erkeğin beraberliklerini mi izlemek istiyoruz? yada bunları halka dayatan! zorla izleten! televizyonlar mı suçlu?
Nereye gidiyoruz?

21 Eylül 2010 Salı

FERDİ KAZA SİGORTASI ÇOCUKLARA YOK MU?

Şehirlerarası yolculuklarda hiç aklımıza gelmeyen bir konu; ferdi kaza sigortası.
Genelde halk olarak bu konularla ilgilenmeyiz. Hayati bir konudur.
Deprem öncesinde güvenlik önlemleri almayan, denetlemeyen, suistimal eden; resmi kurum, inşaat firması ve bunları sadece izleyen biz bireyler
(Örnek; 99 Kocaeli ve Gölcük Depremi) ferdi kaza sigortasına da aynı ilgiyi gösteriyoruz!!!
Genelde otobüsün kalkış saati, koltuk numarasına bakarız diğer yazıları okumayız.Arkasında yolculuk ve sigorta hakkında bazı bilgi ve şartlar! var.
Ramazan ayı içerisinde bir yolculuk yaptık bir firmayla.
Bileti incelerken bir yazı ilgimi çekti.
Ferdi kaza sigortasıyla ilgili yazılanlar arasında;
Yanlış anlamadıysam! 6 yaş ve altı sigortalı değildir bizi bağlamaz demek istiyor.Bu çok önemli bir olaydır. Ulaştırma Bakanlığı'nın ve diğer kurumların bundan haberi var mıdır?
Bütün firmaların biletlerinde ferdi sigorta bu şekilde yer almıyor, şüphesiz.
Ama belli ki bazı firmalar konuyu bu şekilde uyguluyorlar.
Bu konuda nette kaynak bulmakta kolay değil.
Bu konuda ulaşabildiğim bazı bilgiler (kısaca);
_____Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı
.....

Teminat tutarları, taşımanın yapıldığı motorlu kara taşıtındaki görevli sürücü ve yardımcıları ile yolcu koltuk başına, aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:

a) Tedavi giderleri: 50.000.- YTL

b) Sakatlanma ve ölüm: 50.000.- YTL

......

B. TALİMAT

Bu sigorta, şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacılığı kapsamında seyahat eden yolcuları, sürücüleri ve yardımcılarını, taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içinde, duraklamalar da dahil olmak üzere, maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı teminat altına alır.

Taşımacılığın yapıldığı her bir motorlu kara taşıtı için ayrı bir sigorta sözleşmesi düzenlenir ve sigorta sözleşmesine ait kısa bilgiler ile sigortacının adı ve açık adresini belirten bir levha taşıtın iç tarafından kolaylıkla görülebilecek bir yerde bulundurulur.

C. YÜRÜRLÜK

Bu Tarife ve Talimat 25/03/2005 tarihinde saat 12:00'da yürürlüğe girer.

http://www.alomaliye.com/karayolu_yolcu_zorunlu_koltuk_230305.htm

_____Ferdi kaza sigortası;Yolcu taşımacılığında, yolcu, sürücü ve yardımcılarının ilk kalkış noktasından varış noktasına kadar duraklama yani molalarda dahil maruz kalacakları her türlü kaza neticelerine karşı şartlar çerçevesinde teminat altına alır. Detaylı bir araştırma yazısı. Bir çok kanun ve mahkeme kararından yararlanılmış.
....

______Teminat tutarları, otobüsteki yolcu koltuk sayısıyla görevli personel başına aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:

Tedavi giderleri : 125.000 YTL. Sakatlanma ve ölüm : 125.000 YTL.

.....

http://www.anadolusigorta.com.tr/Pages.aspx?pgID=197


_____Poliçede kayıtlı otobüsün işletmecisinin uluslararası veya şehirlerarası yolcu taşımacı yetki belgesinin olması ve seyahatin uluslararası veya Ulaştırma Bakanlığı'nca yayımlanan "Karayolu ile Şehirlerarası Yolcu Taşımalan Hakkında Yönetmelik" hükümleri çerçevesinde ve yine bu yönetmelikte belirtilen şehirlerarası yolcu taşıması sayılan hallerde yapılması şarttır.

.......

http://www.celebiler.com.tr/SIG/GENELSARTLAR/025.htm

_______________________________________________

Kucakta giden yolcuların

yani çocuklarımızın da sigorta kapsamında olduğuna dair bilgiler de var.

Çocuklarda sigorta kapsamında olmalı, biletsiz olmak bu konuyu değiştirmemeli.Biletli yolcunun kaza sırasında bileti kayboldu veya yandıysa hakkını kaybedecek midir?Yukarıdaki biletin yazısında; 6 yaş altı sigorta kapsamında değil derken biletli veya biletsiz olmasından da hiç bahsetmiyor..Son bir not bazı firmalarda kaza teminatı kapsamına sadece 6 ile 75 yaş arasını dahil ediyorlar!!!



1 Eylül 2010 Çarşamba

MİLLETE/HALKA HİZMET

Gaziosmanpaşa Meydanında (31.8.2010/1.9.2010) seyyar Nüfus Müdürlüğü aracı
yeni kimlik ve kimlik numarası için hizmet veriyor.
Aracın üstünde, Valilik tarafından görevlendirildiği yazıyor.
Doğrusu güzel bir çalışma.
Ancak aracın bulunduğu yere Nüfus Müdürlüğü 100 bilemediniz 200 metre uzaklıkta.
Malum, millet olarak işlerimizi hep son güne bırakmakta üstümüze yoktur.
Hafta sonları Nüfus Müdürlüğü çalışıyor; referandum'da kimlik ve kimlik numarasıyla ilgili sorun yaşanmaması için.Bu şekilde de herkese ulaşılmış oluyor.
Ülkenin bir çok yerinde bu şekilde hizmeti yaygınlaştırmak hakikaten iyi ve güzel bir olay.
Devletimizden aynı girişimleri;
vergi ödemesi,
sınav başvuruları,
sigorta primleri
fatura ödemeleri,
hatta 70 kişilik sınıflarda okuyan çocuklarımız içinde görmek istiyoruz.
Hizmet her konuda yaygınlaştırılmalı...
Devlet ne için var?
Millete, halka hizmet için var.
Başka bir cevabı varsa bilenler lütfen yorum yazarak bizleri aydınlatsın.
70 kişilik ( ayrıca sobası yanmayan, ekipmanı olmayan , imkanı az olan) sınıflar için
tırlar (MİTİNGLERDE Ki KONUŞMA PLATFORMLARI gibi) kullanılabilir.
Evet; her alanda hizmeti, her alanda kolaylığı,
herkese özgürlük ve demokrasiyi (sadece ortalığı yangın yerine çevirip kamu araçlarını yok edenler değil) millet veya halk görmek istiyor..
AB veya uzantıları adına değil hakettiği için..

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır