1 Kasım 2010 Pazartesi

İSTANBUL KİTAP FUARI

29. İstanbul Kitap Fuarı 
30 Ekim'de başlayıp 7 Kasım'a kadar sürecek.
Fuara 550 yayınevi katılırken 300 etkinlik olacak.
Fuarın giriş ücreti 5 Türk Lirası.
Öğrenci, öğretmen ve emekliler fuara ücretsiz girebilecek.
Fuarda  ilgi çekecek kitaplar ise şu şekilde sıralanıyor;

Türkiye'nin Yakın Tarihi, İlber Ortaylı, Timaş
Garibin Horozu, Rıfat Ilgaz, Türkiye İş Bankası Yayınları
Asıl Efendiler Levantenler, Osman Öndeş, Şenocak Yayınları
Haliç'te yaşayan Simonlar, Hanefi Avcı, Angora Yayınları
Korkunun Çocukları/Yaşasın Demokrasiye geçiş,
 Nuriye Atabey, Kripto Yayınları
İnsanın Korunakları 1, Üstün Dökmen, Remzi Kitabevi
Onlar Benim Kahramanlarım, Doğan Cüceloğlu, Remzi Kitabevi
Demokrasimizle Yüzleşmek, Emre Kongar, Remzi Kitabevi
Zeyrek - Fatih, Nursel Gülenaz - İnci Tüysüz, Remzi Kitabevi 
Takunyalı Führer, Ergün Poyraz, Togan Yayınları
Yeraltındaki İstanbul, Ersin Kalkan, Kültür A.Ş.
19.Yüzyılda İstanbul, Edmondo de Amicis, YKY
İstanbul Yedi Tepede On Yedi Gezi, Rüknü Özkök,  Doğan Kitap
Anamı da Aldım Geldim, MUzaffer İzgü, Bilgi Yayınevi
Demokrasiye ve Hukuka Ergenekon Tezgahı, Vedat Yenerer, Bilgi Yayınevi
Cumhuriyet Türk Mucizesi, Turgut Özakman, Bilgi Yayınevi
Eşeğin Fikri, Ferhan Şensoy, Bilgi Yayınevi
Özel Harp Dairesi, Ecevit Kılıç, Timaş
Barnabas'ın Sırrı, Aydoğan Vatandaş, Timaş
Yavuz Sulatn Selim, Feridun M.Emecan, Yitik Hazine Yayınları

29 Ekim 2010 Cuma

HAYATTAN KÜÇÜK YAZILAR

Birazda küçük bir günlük veya Twitter'daki gibi  yazılar yazalım,

__Dün otomobil ile ilgili bir etkinliğe katılacaktım, davetiyem yetişmediği için daha doğrusu adresi bilmesine ve telefonla irtibat kurmamıza rağmen kargo firmasının özverili çalışmasıyla (!!!) etkinliğe gidemedim.

__Yağmur kısa bir aradan sonra tekrar geri döndü. Yağmur berekettir ama çarpık yapılaşma ve bunun için yapılanlar  yeterli (!!!) olduğundan sel, trafik yoğunluğu, kazalar, sorunlar, emeklerin boşa gitmesi gibi olumsuz şeylere sebep oluyor.


__29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramı'mızı kutladık. Kurtuluş Savaşını ve o  yılları hatırladık yada hatırlar gibi yaptık.O günleri tekrar yaşamak mı yaşamamak mı, işte bütün mesele bu?

24 Ekim 2010 Pazar

RESMİ TARİH ve EYÜP SULTAN

Resmi tarih  kavramı son zamanlarda dillerde daha çok yer almaya başladı.
Resmi tarih denince akla hemen resmi olmayan tarih sözüde geliyor. 
Bize; bildirilen, sunulan ve saklanan tarih gibi bir durum söz konusu.
Görünen herşeyin göründüğü gibi olmadığı sonucuna da varmakla beraber esas olan her konuda araştırma yapmamız , incelememiz gerektiğidir.
Araştırmalı, öğrenmeli.
Okuduğum gazetelerin, dergilerin  ilginç ve önemli olan sayfalarını ( ve dergileri)  saklarım.Saklamaya çalışırım ama bu bazende yer bulma sorunu  yüzünden evde gerilimlere sebeb olabiliyor!
Sakladığım yazılardan biride  30 Mayıs 2010 tarihindeki Hürriyet'ta yer alan Soner Yalçın'ın yazısıydı.Soner Bey'in'' Not Defteri'' adlı köşesinde; resmi tarih konusunun çok tartışıldığı ve örnek olarakta Eyüp Sultan'da yer alan (veya aldığı düşünülen)  Sahabe'lerden Hz. Halid bin Zeyd Ebu Eyyub El Ensari'nin mezarı konu olarak yer almıştı.
Yazıyı http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14879446.asp?yazarid=218  adresinde okuyabilirsiniz.
Yazıya göre bu konuyla ilgili olarak değişik kaynaklarda farklı şekilde yazılar yer alıyor.
Benzer bir konuda Battal Gazi'nin mezarı  ve kim olduğu.
Bu iki konuyla ilgili kaynak olabilecek linkler;









Bir sonuca varmak için bir veya iki kaynaktan değil
  güvenilir bir çok kaynaktan faydalanılmalı.
Tarihte, internet alemi gibi okyanus.

23 Ekim 2010 Cumartesi

GAZETE SAYILARI VE SATIŞLARI DÜŞÜYOR

Gazete ve kitap okuma konusunda gelişmiş ülkeler seviyesinin altındayız.
Bunun yanında gün geçtikçe nedense gazete sayısı ve gazete satış sayıları azalıyor.
Bunun belki bir nedeni  basının güven katsayısını düşürmesi!
Bazı gazeteci ve yazarların yazmaktan  nedeni ne olursa olsun (!)  alıkonulması ise bu konunun neresindedir merak konusu?
Gazetelerin bir kısmı el değiştirdi mi el değiştirmek zorunda mı kalındı?Bu olaya  televizyonlarda dahil.
Tercüman ve daha öncesinde Gözcü kapatıldı mı, kapanmak zorunda mı kaldı?Bilinmiyor!
Tiraj raporlarına bakıldığında bugün itibariyle bizim bilgi aldığımız NetGazete 'ye göre gazete satışları düşme eğilimini sürdürüyor. İlk 11 gazete,  satışları artan Sözcü hariç hepsi fark edilir şekilde düşmüş ve düşüş sürüyor.
Ve nedense gazetelerin tiraj raporlarında bazı gazetelere özellikle  yer verilmiyor?
TARAF tutmuyoruz ancak Günboyu Gazetesi (fiyatı 10 kuruş) ve Yeniçağ Gazetesi listede yok. 
Ama her düşünceden ve uçtan gazete var.
Referans gazetesi yeni bir yapılanmayla Radikal'in içinde eritiliyor.
Küçük boyutlu gazete denemelerinde nedense uzun ömürlü bir başarı olmadı. Bakalım bu durumu yeni Radikal değiştirebilecek mi?

16 Ekim 2010 Cumartesi

EN YEŞİL ARAMA MOTORU ( ve İNTERNET SİTESİ?)

İnternette zaman geçirenlerin , gezenlerin en büyük yardımcıları arama motorları.
 Kısa sürelerde bir sürü bilgiyi ayağınıza kadar getiriyorlar.
Yılın ilk aylarında tanıtılan ECOsia, en çevreci arama motoru ve  internet sitesi (?).
Ecosia , reklam gelirlerinin yüzde 80'inini çevre için harcıyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın Yağmur Ormanlarını Koruma projelerine reklam gelirlerinin büyük kısmını bağışlayacağını belirten arama motoru ; Bing ve Yahoo'nun altyapısından faydalanıyor.Sitenin ifadesiyle (basın) Google Arama Motoru'nda bir aramanın bir ampulun harcadığı enerji kadar karbon salınımına sebeb olduğunu yazıyor.
Güzel bir çalışma, güzel bir fikir.
Ancak Ecosia neden ve nasıl karbon salınımını en aza indiriyor veya yapmıyor,
 bağışlanan reklam gelirinin dışında.
Sanırım Bing ve Yahoo'nun altyapısını kullandığından karbon salınımına sebep olmuyor.Onun yerine Bing ve Yahoo sebep oluyor (mu)?
Reklam gelirlerinin % 80'nini bile bağışlayacak olması,
  doğa adına güzel bir hareket..

12 Ekim 2010 Salı

RUMELİ, AVRUPA, DÜNYA ve İSTANBUL

Pazartesi günü TR televizyonunda yani Tek Rumeli kanalında 
Topkapı Sarayı Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı; Rumeli, Balkanlar ve İstanbul hakkında bilgi dağarcığımızı  arttıracak şeyler  anlatıyordu.
(İlber Ortaylı, her konuda dinlenmesi , okunması gereken bir hoca ve bir yazar..)

 İlber Bey, 
ilk 20 dakikadan sonra dizi ve sinema dışındaki bu programların tam ilgi görmediğini, izleyen kişinin kendini veremeyeceğini söyledi.
Konuşmalarda bile ilk yirmi dakikadan sonra  ilgi dağılır.Programların 20 dakika ile sınırlandırılması bu açıdan uygun olabilir.İlber bey gibi ayaklı kitap! diyebileceğimiz kişilerin katıldığı programları değerlendirmek gerek.


İlber Ortaylı' bir çok ilgi çekici konuyu anlatırken şu sözü, dikkatimi çekti;
(aklımda kaldığı kadarıyla)İstanbul, bütün dağınıklığına ve eksikliklerine rağmen (!) sadece Rumeli'nin, Balkanlar'ın, Avrupa'nın değil dünyanın başkentidir.
Hakikaten İlber Bey'in dediği gibi; kuzeyden güneye, doğudan batıya , 
üç kıtanın ortasında, tarihi ve kültürel yapısı, modern ve çarpık yapılarıyla (!), 
tam anlamıyla tarihi eserlerine sahip çıkılması ve çıkılamamasına rağmen
 dünyanın en güzel, en muhteşem şehiri.
Aslında şehirler şehiri.
Ekonomi, sağlık, ticaret kısaca her yönüyle bir şehirden öte bir ülke gibi.
Bizzat izlemeye çalıştığım etkinlikleriyle bile kendi başına bir dünya,İstanbul 
Son zamanlardaki etkinlikleri hatırlayacak olursa(m)k;
Off Shore Bot Yarışları, Ramazan Etkinlikleri, Kitap Fuarları, Denizcilik Kültürü Etkinlikleri, İstanbul Design Weekend Tasarım Günleri, 
Cebit ( Bilgisayar, İletişim ve Uydu Ekipmanları) Fuarı, Bayim Olur musun Fuarı,
 Helal Ürünler Fuarı, Bouldist, Yelkenliler Sergisi, bir kaç gün sonra gerçekleşecek olan Avrasya Halk Koşusu ve Maratonu, 1001 İcat Sergisi, konserler, tiyatrolar..
Ve daha aklımıza gelmeyen bir çok etkinlik..
Sonuç olarak İstanbul her yönüyle değerlendirilmesi gereken , incelenmesi gereken muhteşem bir kitap.
Birey ve kurumlar olarak sahip çıkabiliyor muyuz ?
Aslında (sur içi) İstanbul'u gezersek net olarak görürüz.

OTOMOTİV ve TRAFİK CEZALARI

___Osmanlı'nın son zamanlarında, ülkeye gelen ilk otomobil daha karaya indirilmeden, işlerini kaybedeceklerini düşünen hamallar tarafından denize atılır.
1886'da Karl Benz, ilk otomobilini yaptığında, halk gürültü ve atların korkması sebebiyle şikayetçi olup, olumsuz bir kampanya başlatır.Vali bu sebeple atsız araçlara kısıtlama getirirken valinin daha sonra aracı denemesiyle Mercedes'in önü açılır.
Ve İlk Türk otomobili Devrim'in başına gelenler 
farklı bir şekilde gelişseydi  otomotiv sektörümüz nasıl olurdu 
diyen Murat Yeşildere 19 Eylül 2010 tarihindeki HaberTürk Gazetesi'nde ki 
yazısında soruyor..
___Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar; otomobil markası olarak Türkiye'nin yeni bir marka geliştirmesine gerek olmadığını ifade etti.Bu düşünceye neden diye sormak istiyorum. Acaba rakipler çoğalır diye mi yoksa çok masraflı olur diye mi?
___Devletimiz, hükümetimiz kamu alımlarında yerli üreticileri desteklemek adına bir takım düzenlemeler yapacak.Türk şirketlerine fiyat avantajı sağlanacak.Güzel bir karar. Fakat çok geç alınmış bir karar. Yine de zararın neresinden dönülse kardır!

___Biyodizel denilen bitkisel dizel yakıtın, ülkemizde ilk olarak 1930'lu yıllarda Atatürk Orman Çiftliği'nde üretildiğini, Emrah Hatunoğlu'nun hazırladığı  Biyoyakıt Teknolojilerinin Tarım Sektörüne Etkileri konulu tezden öğrendik

 ___Trafik kurallarına uymamak bir sorunken son alınan kararlarla; vekillerimiz ve bazı devlet görevlilerimiz ceza kesilmediğinden , kesilemeyeceğinden  trafik kurallarına uyma yükümlülükleri kalmayacak.
Kısaca trafik kurallarına uymak gibi zorunlulukları olmayacak. 
Bunu basın  yazıyor, mahkeme kararları var ve düzenleme yapılacağı yönünde haberler var.
her zamanki gibi devam ediyor...
Diğer taraftan hatırlıyorum ve o maddenin hala Anayasa'da yer aldığını düşünüyorum!!! 

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır