1 Kasım 2017 Çarşamba

Türkiye'de 50 yaş üstü her 3 kadından 1'inde osteoporoza bağlı kırık görülmektedir

Osteoporoz ya da kemik erimesinin yaşlılığın doğal bir sonucu olduğu düşünülse de, aslında engellenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık. Türkiye Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşim Kirazlı, Türkiye'de 24.000 kalça kırığı gerçekleştiğini ve kırıkların %75'nin kadınlarda olduğunu vurgulayarak, kemik ölçümlerinin ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Osteoporoz hakkındaki toplumsal farkındalığın artması için çalışan ve bu amaçla “Kırılmak İstemiyorum” isimli bir film yayınlayan Lilly İlaç, 20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü kapsamında osteoporozda teşhis ve tedavinin önemine dikkat çekiyor.Uluslararası Osteoporoz Vakfı'nın paylaşımlarına göre tüm dünyada her üç saniyede bir, osteoporoza bağlı bir kırık oluşuyor ve 50 yaşından sonra her üç kadından biri ve her beş erkekten biri osteoporoza bağlı kırık yaşıyor. Bu nedenle osteoporoz çok önemli bir toplum sağlığı sorunu olarak öne çıkıyor. Ortalama yaşam süresindeki artış ise osteoporozun yaygınlığının gittikçe artacağına ve giderek daha önemli bir sağlık sorunu haline geleceğine işaret ediyor.

Sigara, alkol ve kortizon kullanımı osteoporoz riskini artırıyor
Türkiye Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşim Kirazlı, Türkiye'nin osteoporoz konusundaki durumu hakkında önemli bilgiler verdi: “Türkiye'de kırık görülme sıklığı ile ilgili olarak yapılmış araştırma sayısı maalesef çok fazla değildir. Bu konuda yapılmış en önemli ve güncel veri Türkiye Osteoporoz Derneği öncülüğünde yapılmış olan 50 yaş üzerindeki kişilerde kalça kırığı insidansı ve osteoporoz prevelansı araştırmasına dayanmaktadır. Bu araştırma sonucunda ülkemizde bir yılda 24.000 kalça kırığı gerçekleştiği ve kırıkların %75' inin kadınlarda olduğu hesaplanmıştır. Kadınların %33'ünde, erkeklerin ise %7,5'inde osteoporoz saptanmıştır. Yaptığımız başka bir çalışmada ise Bornova, İzmir'de 50 yaş üzeri 1.317 kişi taranmış ve bu kişilerin %10,3'ünde osteoporoza bağlı kırık olduğu gözlenmiş ve kırık için risk faktörlerinin kadın olma, sigara içme, alkol kullanma, kortizon kullanımı, diyabet, tiroit hastalığı ve romatoid artrit hastalığı olduğu saptanmıştır. 2010 yılında kalça kırıklarının devletimize maliyeti 72 milyon dolar iken, 2050 yılında bu tutarın 205 milyon dolara ulaşması beklenmektedir. Ne yazık ki artık Türkiye, dünya kırık riski haritasında kadınlarda kalça kırığı için yüksek riskli grupta yer almaktadır.”

Osteporoz engellenebilir ve doğru ilaçlarla tedavi edilebilir
Lilly İlaç Medikal Direktörü Dr. Levent Alev, kemik erimesi olarak da bilinen osteoporozun tüm dünyada 200 milyondan fazla kişiyi etkilediğini ve 2002 yılından bu yana Lilly olarak osteoporoz hastalarına daha iyi bir yaşam sunmak için çalıştıklarını belirtti. Dr. Alev sözlerine şöyle devam etti: “Osteoporoz nedeniyle oluşan kemik kaybı kırık yaşanana kadar fark edilmez, bu sessiz hastalık sonucu oluşan kırıklar şiddetli ağrıya neden olur, bağımsız yaşamın sınırlanması ve kalıcı sakatlıklarla sonuçlanabilir. Bu durumu engellemek için medikal tedavi uygulanmalı ve kemik sağlığına uygun bir yaşam biçimi desteklenmelidir. Lilly İlaç olarak önemli bir halk sağlığı sorunu olan osteoporozun daha iyi tedavi edilmesi ve hastalar üzerindeki etkilerinin daha iyi anlaşılması için klinik araştırma çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bunun yanı sıra, her hastalıkta olduğu gibi osteoporozda da erken teşhis ve tedavi büyük önem taşıyor. Günümüzde, 50 yaşında osteoporoz tanısı konmuş bir kişi  erken tanı, kemiğe dost yaşam tarzı ve uygun ilaç tedavileriyle kırıksız bir yaşam sürebilir. Bu nedenle osteoporoza karşı farkındalığı arttırmaya yönelik çalışmalarımızı da aynı hızla sürdürüyoruz.  “Kırılmak İstemiyorum” filmimiz, bu çalışmaların önemli bir parçası ve bu film aracılığıyla hastalığa karşı farkındalık düzeyinin artmasına katkıda bulunduğumuz için mutluyuz. Bu filmin daha fazla kişiye ulaşması için çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

Sağlıklı kemikler için doğru beslenme, spor ve D vitamini şart
Türkiye Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşim Kirazlı, yaşamın farklı safhalarında iyi bir kemik sağlığı için yapılabilecekler hakkında da önemli bilgiler verdi: “Çocuklar ve gençler genetik olarak yakalayabilecekleri en yüksek kemik yoğunluğuna ulaşmak için süt ve peynir gibi kalsiyumlu gıdalar tüketmeli, ip atlama gibi sportif faaliyetler yapmalıdır. Erişkinlikte erken kemik kaybını engellemek ve sağlıklı bir iskelete sahip olmak için sağlıklı beslenilmeli ve aktif bir yaşam sürülmelidir. Yaşlılıkta ise hiçbir sağlık sorunu olmasa da 65 yaş üstü tüm kadınlara ve 70 yaş üstü tüm erkeklere, ayrıca risk grubundaki 50 yaş üstü kişilere kemik yoğunluğu ölçümü yapılmalıdır. Bu nedenle bu yaşlardaki kişilerin hiçbir şikayetleri olmasa da çekim için mutlaka hekime başvurmaları gerekmektedir. Kemiklerimiz için sağlıklı beslenmeli, yeterli miktarda protein almalı, süt ve yoğurt gibi kalsiyumdan zengin gıdalar tüketilmelidir. Her gün yüz ve kollar maruz bırakılarak 15 dakika güneşte kalınamıyorsa Vitamin D destek tedavisi alınmalıdır. Düşmelerin engellenmesi kadar fiziksel aktivite de çok önemlidir. Düzenli yürüyüş yapmak gibi fiziksel olarak aktif olmanın yanı sıra kemiklerin güçlenmesi için egzersiz yapılmalıdır.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Son 7 günde en çok okunanlar

EMEĞE SAYGI, KOPYAYA HAYIR

Protected by Copyscape DMCA Copyright Protection
Link verilmeden, ad belirtilmeden hiçbir materyal kullanılamaz.
_____________________©___________________
Site içeriğinin izinsiz kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi halde yasal yollara başvurulur.
Copyright © 2009 Her hakkı saklıdır